"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/676 E., 2023/1105 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/886 E., 2021/178 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların 12 yıldır görüşmediğini, Gaziantep 2. Aile mahkemesinde boşanma davasının açıldığını, bu boşanma davası açıldıktan sonra tarafların ayrı yaşamaya devam ettiğini, davalının kötü niyetli olarak boşanmak istemediğini, fiili olarak tarafların ayrı yaşadığını, mecburi görev yerine eşi ile birlikte gelmediğini, baskı yaptığını, iftira attığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince davasının kabulüne , tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; erkeğin 13 yıl önce elbiselerini kuru temizlemeye vereceğini söyleyerek evden ayrıldığını ve bir daha eve dönmediğini, İstanbulda başka bir kadınla beraber yaşadığını, çocukların maddi ihtiyaçlarına hiçbir katkısı olmadığını, işyerinden hırsızlık yüzünden tayin istediğini, mecburi tayin olmadığını, üstelik tayin olduğunu söylemediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, hakaret ve küfür ettiğini, sürekli alkol kullandığını, hor gördüğünü, küçük düşürdüğünü, şiddet uyguladığını, Antep’e geldiğinde birlikte kaldıklarını, davacının 2018 yılında açtığı ve reddine karar verilen davanın üzerinden 3 yıllık sürenin geçmediğini ileri sürerek davanın reddine aksi halde, velayetin anneye verilmesine, çocuk Muhammed Melih yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, çocuk Melike yararına aylık 500,00 TL yardım nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL manevi ve 100.000,00 TL maddi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, çocuk Muhammed ‘in velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, velayeti anneye verilen çocuk Muhammed yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davalı kadının düzenli ve sürekli çalışması bulunması dikkate alınarak şartları oluşmayan tedbir ve yoksulluk nafakası istemlerinin reddine, davalı kadının yararına 35.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat koşullarının oluşmadığını, tedbir ve iştirak nafaka miktarının yüksek olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın 3 yıllık süre dolmadan açıldığını, tarafların ayrılık süreci olarak belirtilen zamanda bir arada yaşadıklarını, tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkeğin 14.08.2013 tarihinde Gaziantep 2. Aile Mahkemesinin 2013/616 Esas sayılı dosyası ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açtığı, 09.09.2014 tarihinde 2014/619 Karar numarası ile davacı erkeğin başka bir kadınla fiilen karı koca hayatı yaşadığı, davalıya hakaretli ve küfürlü konuştuğu, evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu birlik görevlerini yerine getirmediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verildiğini, kararın 18.02.2015 tarihinde kesinleştiği, tarafların bu tarihten sonra bir araya gelerek evlilik birliğini sürdürmedikleri tarafların kusur dereceleri, ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun ihtiyaçları, davalı kadının, mevcut veya beklenen menfaatlerinin boşanma yüzünden zedelenmesi, erkeğin belirtilen kusurlu davranışlarından ötürü kadının kişilik haklarının saldırıya uğraması nedeniyle çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası ile davalı lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinde bir yanlışlık bulunmadığı, tedbir ve iştirak nafakasının miktarı da hakkaniyete uygun olduğu; kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminatın miktarları tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi, yaşları ve tazminata esas fiillerin niteliği dikkate alındığında az olduğu, davalı kadının çalıştığı ve düzenli geliri bulunduğu, tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ; kadın yararına 60.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminata, davacı erkek vekilinin tüm, davalı kadın vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, davanın süresi dolmadan açıldığını, tarafların birlikte yaşamaya devam ettiklerini, şartları oluşmayan davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, yoksulluk nafaka talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince açılan boşanma davasının, kanunda belirtilen şartları taşıyıp taşımadığı, kadın yararına nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile tazminat ve nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre kadın vekilinin aşağıdaki (2) ve (3) numaralı paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
2. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (4721 sayılı Kanun'un 186 ncı maddesinin birinci fıkrası), geçimine (4721 sayılı Kanun'un 185 inci maddesinin üçüncü fıkrası), malların yönetimine ( 4721 sayılı Kanun'un 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215 inci maddeleri) ve çocukların bakım ve korunmasına (4721 sayılı Kanun'un 185maddesinin ikinci fıkrası ) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır ( 4721 sayılı Kanun'un169 ncu maddesi). O halde; 4721 sayılı Kanun'un 185 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 186 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
3. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevi tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî-manevi tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Yukarıda (2) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının tedbir nafakası ile maddî ve manevi tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,
2. Yukarıda (1) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.