Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7599 E. 2024/4260 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında, evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı, davalı erkeğin kusurlu olup olmadığı, davacı kadına maddi ve manevi tazminat ödenip ödenmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğe yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu, davalının savunma hakkının ihlal edilmediği, yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve boşanma kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1036 E., 2023/1222 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/265 E., 2020/155 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince açılan boşanma davasının ve fer'îlerinin kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek ve davalı vasisi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi davalı vasisi ve davalı asil tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin ilgisiz olduğunu, kadının fikrini almadığını, eve gelmemeye başladığını, erkeğin uyuşturucu madde kullandığını, evi boşaltması için kadını tehdit ettiğini, sözlü şiddet uyguladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve aylık 3.000,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 300.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek dava dilekçesinin tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dinlenen tanık beyanlarına göre davalı tarafın davacıya kötü davrandığı, hakaret ettiği, yüzüne tükürmek suretiyle aşağılayıcı şekilde davrandığı, davacının eşyalarını davacının bulunduğu evin önüne bıraktığı, davacıyı tehdit ettiği anlaşıldığından boşanmada kusurlu tarafın davalı erkek olduğunun kabul edilmesi gerektiği gerekçesi ile açılan boşanma davasının kabulü ile 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, dava dilekçesinde ve davacı vekilinin duruşmadaki beyanında, davacının ailesine ait aile şirketinde çalıştığını beyan etmesi nedeniyle gelir elde ettiği kabul edilerek davacının nafaka talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; duruşmaların yokluğunda görüldüğünü, karar aşamasında dahi savunmasına başvurulmadığını, araması olduğundan dolayı Mahkemeye katılamadığını, savunma yapamadığını, davalının evlilik birliği içinde alınan araç, banka hesabındaki para ve ziynetleri alarak evi terk ettiğini, kendisinin mağdur olduğunu, adil yargılama yapılarak yargılamanın yeniden yapılmasını talep ettiğini belirterek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, kabul edilen iştirak ve tedbir nafakası ile miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı vasisi vekili yasal süresinden sonra ibraz ettiği istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ve diğer tebligatların kısıtlıya usulsüz olarak tebliğ edildiğini, davalının devam eden ceza davalarından dolayı yakalanmamak adına evinden çıkmadığını, kaçak hayatı yaşayan davalının evine gitmemesinin inandırıcı bir söylem olmadığını, dinlenen tanıkların yaşanılan konuta hiçbir zaman gelmediklerini belirterek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, kadın yararına kabul edilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, yapılan incelemede; gerekçeli kararın davalı vasisine 21.04.2021 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı vasisinin 06.05.2021 tarihli istinaf başvurusunun süresinde (son gün 05.05.2021) olmadığı, buna karşın davalı asılın sunduğu dilekçelerin de istinaf dilekçesi mahiyetinde olduğundan davalının istinaf talebinin esastan incelendiği, davalıya gönderilen davetiyenin bila tebliğ iadesi üzerine mernis adresine gönderilen tebligatın Tebligat Kanunu'nun 21 inci maddesi gereğince usulüne uygun tebliğ edildiği, davalının savunma hakkının ihlal edildiği konusundaki itirazının yerinde bulunmadığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalıvasisi ve davalı asil erkek tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vasisi ve davalı asil temyiz dilekçesinde özetle; istinaf işlemlerinin ceza dairesi tarafından yapıldığını, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğini, dosyanın usul ve esas yönünden ceza dairesi tarafından incelenip karar verilmesini talep ettiğini, nafaka kararına da itiraz ettiğini, dosyanın ceza dairesine gönderilmesini talep ettiğini belirterek temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlikte erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, erkekten kaynaklanan kusurlu bir davranışını ispat edilip edilmediği, kusur belirlemesine bağlı olarak davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminatın yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, açılan boşanma davasının kabulünün usul ve kanuna uygun olup olmadığı, tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vasisi ve davalı asil tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.