"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2623 E., 2023/1338 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Halfeti Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/6 E., 2022/45 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı- davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı- davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin ailesi ile kalacakları konusunda anlaşmalarına rağmen kadının bunu sorun haline getirdiğini, kadının sebepsiz evi terk ettiğini, giderken evde bulunan ziynetleri de yanında götürdüğünü, evlenirken yaşanı gizlediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminat ile ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde şimdilik 1.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı -davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin bağımsız bir konut temin etmediğini, erkeğin ailesi tarafından yaka paça evden kovulduğunu, ziynet eşyaları bir yana kendi şahsi eşyalarını bile yanına alamadığını, erkeğin ailesinin evlilik birliğine müdahale ettiğini, erkek ve ailesi kadına ve ailesine hakaret ettiğini, evin bir ferdi olarak değil bir hizmetçisi olarak gördüklerini, tıpkı bir köle gibi çalıştırmak suretiyle psikolojik ve fiziksel şiddetlere maruz bırakıldığını, erkek ve ailesi kadını sevmediklerini her defasında dile getirdiklerini, erkeğin yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün değilse şimdilik 500,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, bağımsız konut temin etmediği, eşini yanına alma ve bulunduğu yerde ortak bir hane kurma yönünde de eylem göstermediği, resmi iş ve işlemler esnasında kadının gerçek doğum yılı ve yaşının erkek tarafından kolaylıkla fark edilip tespit edilebileceği, erkeğin ailesinin psikolojik baskı ve kötü muamelede bulunmasına karşı koymadığı, eşini yalnız bıraktığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak kadının davasının kabulü ile erkeğin davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; belirlenen kusurlara göre hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu, her iki dava yönünden vekâlet ücretine hükmedilmesinin gerektiğini ileri sürerek kararın tazminat, nafaka miktarları ile vekâlet ücreti yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, asıl davanın reddine, karşı davanın ise kabulüne ilişkin kararın doğru olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına ve günün ekonomik koşullarına göre, İlk Derece Mahkemesince takdir edilen nafakalar, maddî ve manevî tazminat miktarlarının makul olduğu; erkeğin davasının ret edilmesine rağmen, Mahkemece kadın lehine vekâlet ücreti verilmemesinin hatalı olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince davalı- davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; erkeğin davasının reddi nedeniyle kadın yararına vekâlet ücretine; davacı- davalı erkeğin tüm, davalı- davacı kadın vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, kadının davasının kabulü ile erkeğin davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile erkeğin davasının reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Yasal olarak yoksulluk nafakasının, toptan veya durumun gereklerine göre aylık irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücü ve isteklerinin göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. Toplanan delillerden, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının az kusurlu olduğu, herhangi bir geliri ve mal varlığının bulunmadığı ve boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği ispatlanmış ise de tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, yaşları, yeniden evlenme şansları ve ortak çocuklarının bulunmaması da dikkate alındığında kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrası nazara alınarak yoksulluk nafakası yönünden bir defaya mahsus olmak üzere "toptan ödeme" yönünde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA,
2.Davalı- davacı erkeğin diğer temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.