"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/750 E., 2023/1010 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Büyükçekmece 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/788 E., 2021/522 K.
Taraflar arasındaki yargılamanın yenilenmesi ve boşanmanın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Büyükçekmece l. Aile Mahkemesi'nin 2018/1142 Esas, 2018/1036 Karar numaralı dosyası nezdinde görülen boşanma davası sonunda anlaşmalı olarak boşandıklarını, taraflar arasında düzenlenen boşanma protokolünün hiçbir maddesinin açık, net ve infazı, icrası kabil olmadığını, muğlak ifadeler ve belirsizliklerin olduğunu, kadının mağdur olduğunu, hata, hile ve yanılma üzerine kurgulandığını iddia ederek, anlaşmalı boşanma protokolünün ve boşanma işleminin iptaline, bu süreçte kadın için 7.500,00 TL ortak iki çocuk için ayrı ayrı 3.000,00'er TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, davalının anlaşmalı boşanma protokolünü hür iradesi ile imzaladığını, davacının davasında samimi olmadığını, dava dilekçesindeki hususların doğru olmadığını, yargılamanın yenilenmesi davasının 3 aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, mevcut duruma göre davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini iddia ederek, davanın yetki, dava şartı vs hükümleri gözetilerek usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı asilin 25.03.2021 tarihli celsede alınan imzalı beyanında; tarafların tekrar evlenme konusunda anlaşarak davalının ekonomik sorunları nedeni ile boşandıkları, ancak dürüstlük kuralı gereği tarafların kendi muvazaaları nedeniyle hak talebinde bulunamayacakları, hatta boşanmadan sonra Büyükçekmece 6. Aile Mahkemesi'nin 2018/1642 Esas sayılı dosyası ile davacının davalının soyadını kullanmak için dava açtığı; tüm bu nedenlerle protokol imzalanırken yargılamanın yenilenmesi istenilen davada davalı tarafından hileli davranış sergilenmediğinin ve davacının anlaşmalı boşanma protokolüne göre çocuklar için nafaka belirlenmemiş olması ve konutun da çocuklara devredilmeden satıldığını öğrenmesi üzerine dava açtığı ancak nafaka miktarı belirlenmemişse çocuklar için her zaman nafaka talebinde bulunabileceği, ev konusundaki protokol hükmünün şekil şartına açıkça aykırı olması nedeniyle geçersiz olduğu anlaşıldığından davacının dayanmış olduğu hileli davranışlarla yargılamanın yenilenmesi sebebini imzalı beyanlarıyla ispatlayamadığı gerekçesi ile davacının yargılamanın yenilenmesi talebinin usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf ve ek beyan dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, her ne kadar boşanma gerçekleşmişse de taraflar arasında düzenlenen boşanma protokolünün hiçbir maddesinin açık, net ve infazı, icrası kabil olmadığını, davacının yerine getirilmeyen taahhütlerden dolayı bu süreçte oldukça mağdur olduğunu, hile, aldatma, yanılma üzerine kurgulanan bu anlaşmalı anlaşmalı boşanma protokolünün ve işleminin iptalini istediklerini, protokolde belirtilen taşınmazın davalının vefatı halinde sadece çocuklarına kalacağının düzenlendiğini, taşınmazın davalının yakın dostuna devredildiğini, araca şerh konulduğunu, davalının tekrar evlendiğini, bir çocuğu olduğunu, ortak çocukların okul ihtiyaçlarını karşılamadığını, davacının iradesinin sakatlandığını, ön inceleme tutanağı ile birlikte tanık delili için gereklİ işlemlerin yapılması adına ara karar oluşturulduğunu, tanıkların hazır edilmesine rağmen beyanlarının alınmadığını, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini belirterek davanın reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yargılamanın yenilenmesi sebeplerinin tahdidi olarak sayıldığı, davacının, davalının herhangi bir hileli davranışı bulunduğunu iddia etmediği gibi, somut olayda anılan maddede sayılı diğer yargılamanın yenilenmesi sebeplerinin de bulunmadığının anlaşılmakta olduğu, boşanma protokolündeki koşulların gerçekleştirilmemesinin yargılamanın yenilenmesi nedeni olmadığı, protokol hükümlerinin infazının mümkün olmaması ise ancak o davada verilen karara karşı yapılacak istinaf/ temyiz incelemesinde değerlendirilebileceği, tarafların yasa yoluna başvurmaması ile boşanma ilamının kesinleştiği, bu bakımdan davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, davanın reddi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan yargılamanın yenilenmesi ve boşanmanın iptali davasında, yargılamanın iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı, davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, davacı tarafından davalının hileli davranışının ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci, 375, 377 ve 380 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(6098 sayılı Kanun)'un 30, 36 ve 39 uncu maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.