Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7609 E. 2024/4007 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkeğin açtığı boşanma davasında, taraflar arasında yaşanan olaylar sonucu boşanma nedeninin oluşup oluşmadığı ve affın gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların önceki olaylara ilişkin karşılıklı olarak afta bulunduğu, sonrasında ise davacının boşanmayı gerektirir yeni bir kusurlu davranış ortaya koyamadığı gözetilerek, davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/329 E., 2023/976 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorlu 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/974 E., 2020/431 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek dava dilekçesinde; davalının evlilik birliği görevlerini yerine getirmediğini, müvekkiline ve ailesine hakaret ettiğini, kötü davrandığını, tehdit ettiğini, müvekkilinin ailesini istemediğini, eşyalara zarar verdiğini, odasını ayrıdığını, başka erkekle mesajlaştığını ve ilişkisi olduğunu söylediğini, sadakatsiz ve güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, 08.10.2018 tarihinde ortak evi terk ettiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı lehine 50.000 TL maddî ve 50.000 TL manevî tazminata karar verilmesi talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, davacının bağımsız konut açmadığını, ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, annesinin ve kız kardeşinin müvekkilini aşağıladığını, hor gördüklerini, ötekileştirdiğini, davacının tüm bu davranışlarına sessiz kaldığını, müvekkilini yalnız bıraktığını, ihtiyaçlarını karşılamadığını, ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, küfürler ettiğini, müvekkili ile birlikte yatmak istemediğini, müvekkiline iftira attığını, bunun üzerine yapılan görüşmede tanıklar huzurunda özür dilediğini, müvekkilinin ailesinin yanına gitmesine rıza gösterdiğini, ancak akabinde dava açtığını beyanla davanın reddine, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ispatlanamayan davanın reddine, davalı lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili, tanık beyanlarından başka delil bulunmadığını, af olgusunun gerçekleşmediğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın reddi ve kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar ile davalı tanıkları arasında bir görüşme yapılmış olduğu, yapılan bu görüşme sonunda davacının, geçmişin geçmişte kaldığını bundan sonra böyle bir şey yaşanmayacağını söylediği, davalıdan özür dilediği, bu suretle tarafların barışmış olduğu, davacı, davalıya isterse ailesiyle birlikte tekrar Muş'a dönebileceğini ve ilkbahara kadar ailesi ile kalabileceğini söylediği, bunun üzerine davalının, tamamen eşinin bilgi ve rızası dahilinde kardeşi ve amcası ile birlikte yeniden Muş'a döndüğü, gerçekleştirilen bu görüşme sırasında tarafların barışıp anlaştığı, hatta davacı davalıdan özür dilemiş olduğundan tarafların bu tarihe kadar olan kusurlu davranışlarını karşılıklı olarak affettiklerinin anlaşıldığı, davacının önceki olaylara dayanarak boşanma istemesine imkan bulunmadığı, af olgusundan sonraki tarihlere ilişkin olarak ise davalının boşanmayı gerektirir kusurlu bir davranışının davacı tarafından kanıtlanamadığı, bu sebeplerle İlk Derece Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının doğru olduğu gerekçesi ile davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili, tanık beyanlarından başka delil bulunmadığını, af olgusunun gerçekleşmediğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın reddi ve kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında af olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.