"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1583 E., 2023/405 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/526 E., 2022/55 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davası ve ziynet alacağı davasından dolayı kaldırma kararı sonrası yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, dosya içeriğine göre davalı-davacı kadın vekilinin temyize konu ziynet alacağı miktarı, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı-davacı kadın vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının erkeği sürekli küçümsediğini, erkeğe ve erkeğin annesine yönelik hakaretlerde bulunduğu, saygısızca hareketlerinin olduğu, meslektaşlarının yanında da aşağılayıcı ifadelerde bulunduğu, evliliğin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, yemek yapmadığını, kişisel hijyenine dikkat etmediği, sürekli boynunda muska ile dolaştığı, 4 kez evi terk ettiğini, hiç memnun olmadığını, erkeğin izni olmamasına rağmen erkeğin tanımadığı kişilerin evinde kaldığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, 50.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin çalışmasına izin vermediğini, kadını aşağıladığını, başkaları ile kıyasladığını, ekonomik şiddet uyguladığını belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl %10 oranında arttırılmasına, yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla mehir kapsamında bağışlanan 100 gram altın ile düğünde takılan ve erkek tarafından bozdurulan ziynetlerin bedeli olan 22.800,00TL maddî tazminata, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 12.07.2018 tarih, 2016/972 Esas ve 2018/703 Karar sayılı kararıyla, kadının eve bakmadığı, erkeğe arkadaşlarının önünde hakaret ettiği, erkeğin de kadına hakaret ettiği, erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 150,00 TL tedbir ve aylık 200.00 TL yoksulluk nafakasına, 15.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı-davalı erkek vekili karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yokussulk nafakası ile manevî tazminat, talep edilen manevî tazminat hakkında hüküm kurulmaması yönlerinden; davalı davacı kadın vekili ise asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen ziynet alacağı davası yönünden istinaf talebinde bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinin 24.05.2021 tarih, 2018/3279 Esas, 2021/802 Karar sayılı kararıyla erkeğin manevî tazminat talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği ve kararın gerekçesiz olduğu, erkeğin sunduğu 16.10.2019 tarihli dilekçe ile kadının davasının boşanma hükmü dışındaki fer'i leri yönünden istinaf ettiğini bildirildiğinden boşanma hükmü yönünden verilen kararın kesinleştiği gerekçesiyle tarafların istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların karşılıklı olarak birbirlerini başkalarının yanında aşağılayarak küçük düşürücü davranışlarda bulundukları, erkeğin kardeşlerinin tarafların evliliklerine müdahil olmalarına ses çıkarmadığı, kadının ise ev hanımı olmasına karşın ev işlerini yapmaktan imtina ettiği, tarafların eşit kusurlu oldukları, kadının ziynet eşyası alacağı davasını ispatlayamadığı, mehir senedinden kaynaklanan alacağın ise genel hükümlere dayalı alacak istemi niteliğinde olduğu, bu nedenle bu alacağın tefrik edilmesi gerektiği gerekçesiyle boşanma hükmü kesinleştiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, tarafların tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının reddine, mehir alacağı talebinin tefrikine, kadın yararına aylık 250,000 TL tedbir ve aylık 500,000 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile reddedilen manevî tazminat yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, ziynet alacağı davasının reddi ile reddedilen manevî tazminat yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların eşit kusurlu olduğuna karar verilmiş ise de; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşini aşağılayan, ev işlerini ihmal eden kadının ağır, eşinin çalışmasına izin vermeyen erkeğin az kusurlu olduğu, kadının erkeği aşağılaması nedeniyle kişilik hakkı ihlali söz konusu olduğundan erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının ağır kusurlu olması nedeniyle yoksulluk nafakasının reddi gerektiği gerekçesiyle erkeğin kusur tespiti, manevî tazminatın reddi ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkek yararına 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının tüm, erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen manevî tazminatın miktarı, vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve manevî tazminat, reddedilen ziynet alacağı davası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, kadının reddedilen yoksulluk nafakası talebi, erkek yararına hükmedilen manevî tazminat noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-davacı kadın vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazları yönünden;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.