Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7663 E. 2024/1183 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından istinaf edilen babalık davasında, babalığın tespiti, iştirak nafakasına hükmedilmesi ve nafakaya itirazın kabul edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların iddia ve savunmaları ile uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, Adli Tıp Kurumu raporunun babalığı tespit için yeterli olduğu, iştirak nafakası miktarının hakkaniyete uygun olduğu ve davalının temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/458 E., 2023/745 K.

DAVA TARİHİ : 30.09.2016

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm

kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/372 E., 2023/50 K.

Taraflar arasındaki babalık davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile kısmen İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin bebeğinin babasının davalı olduğunu iddia ederek babalığın hükmen tespitine, çocuk yararına doğumundan itibaren aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 12.06.2019 tarihli kararı ile davanın kabulüne, babalığın tespitine ve iştirak nafakasına karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından nafakaların miktarı, davalı tarafından tüm yönlerden istinaf talebinde bulunulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinin 18.04.2022 tarihli kararı ile davanın Cumhuriyet Savcısı ile Hazine'ye ihbar edilmesi gerektiği ve davalı vekiline özel yetki içeren vekâletname sunması için gerekli işlemler yapılmak üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının, yaşı küçük ...'nın biyolojik babası olduğunun adli tıp raporu ile sabit olduğu, davalının SGK kaydında babasına ait TURSEN AŞ. isimli şirkette çalışmasının bulunduğu, çalışmanın 2019 yılında sonlandığı, tekrar çalışmaya başlamadığı, ancak bunu eldeki dava nedeniyle bilerek ve isteyerek yaptığının makul ve akla yatkın olduğu, adına kayıtlı dubleks bir villanın bulunduğu, davanın açılmasından sonra bu taşınmazın devredildiği, başka bir taşınmaz edinilmediği, devir gerçek ise en azından satış bedelinin halen davalının uhdesinde olması gerektiği, davalı önceden üniversite öğrencisi olsa da, halen devam ettiğine yönelik bir iddia olmadığı gibi bu yönde belge de ibraz edilmediği, tüm bunlardan kendi gelir ve malvarlığının olduğu, babasının yardımıyla geçindiğine yönelik davalı tanık beyanlarına itibar edilmeyeceği gerekçesi ile davanın kabulü ile küçük ... ...in biyolojik babasının, ... olduğunun tespiti ile aralarında soybağı ilişkisi kurulmasına, ortak çocuk yararına 11.12.2019 doğum tarihinden itibaren geçerli olmak üzere hükmolunan aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 2.000,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştikten sonra aynı miktar ile iştirak nafakası olarak devamına, 2024 yılı Ocak ayından itibaren her yıl Ocak ayında TÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili, dosyada mübrez Adli Tıp Kurumu raporunun babalığın tespiti noktasında yeterli olmadığını, Adli Tıp Genel Kurulu nezdinde inceleme yapılmadan karar verildiğini, davalının hükmedilen nafakayı ödeyecek maddî gücü bulunmadığını, aktif çalışmasının bulunmadığını, annesi ve kız kardeşi ile birlikte yaşayan davalının babasından almış olduğu harçlıklar ile geçimini sağladığını, mahkeme kararında belirtilen şirketin gayrifaal olduğunu, bahsedilen villanın da davalıya babası tarafından yatırım amacıyla alındığını, ailenin yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle satıldığını, nafakaya hükmedilirken hakkaniyet şartlarının gözetilmediğini, iştirak nafakası talebi yönünden de ayrıca davalının avukatlık ücreti ve harç ödemesine mahkum edilmesinin de hatalı olduğunu, babalık davalarında ileri sürülen nafaka talebinin, babalık davasının eki niteliğinde olduğunu, nispi harç alınmasına da gerek olmadığını İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tüm yönlerden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile düüzenlenen Adli Tıp Kurumu raporunda küçük ...'un babasının davalı olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun ihtiyaçları dikkate alındığında iştirak nafakasına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gibi, iştirak nafakasının miktarının da hakkaniyete uygun olduğu, buna karşın davacı tarafın talebi olmaksızın nafaka artış oranının belirlenmesinin hatalı olduğu, İlk Derece Mahkemesince babalık davası ve iştirak nafakası konusunda ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğu gerekçesiyle davalının iştirak nafakasının miktarı konusundaki istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm sonucu kısmının 2. bendindeki "2024 yılı Ocak ayından itibaren her yıl Ocak ayında TÜFE oranında artırılmasına," ibaresinin karardan çıkarılmasına, davalının vekâlet ücretine ilişkin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının iştirak nafakası talebinin kabulü gereğince davacı yararına hükmedilen vekâlet ücretine ilişkin bölümün karardan çıkarılmasına, davalının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, Adli Tıp Genel Kurulu'ndan rapor alınması gerektiğini, müvekkilinin geliri olmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tüm yönlerden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, babalığın hükmen tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, hak düşürücü süre içinde dava açılıp açılmadığı, Adli Tıp Kurumu raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olup olmadığı, ortak çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesinin isabetli olup olmadığı, nafaka miktarının dosya kapsamına, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü, 182 nci, 301 inci, 302 nci, 303 üncü, 304 üncü, 333 üncü maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 31.07.2004 tarihli ve 25539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 13 üncü, 19 uncu maddeleri; Anayasa Mahkemesi'nin 27.10.2011 tarihli ve 2010/71 Esas, 2011/143 Karar sayılı kararı, Anayasa Mahkemesi'nin 15.03.2012 tarihli ve 2011/116 Esas, 2012/39 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.