Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7675 E. 2024/4590 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunun anlaşılması, tanık beyanlarının ve diğer delillerin hukuka uygun olarak değerlendirilmesi ve yerel mahkeme kararının usul ve esasa uygun olması gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/566 E., 2023/822 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Rize Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/149 E., 2023/49 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin karşı davasının reddine, kadının asıl davasının kabulü ile boşanma ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine, ziynet alacağı davası yönünden kesin olarak karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre davalı-davacı erkek vekilinin temyizine konu ziynet alacağı miktarı, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı-davacı erkek vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı-davacı erkek vekilinin asıl ve karşı boşanma davaları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ile cevaba ve karşı davaya cevap dilekçelerinde; erkeğin, annesinin sözünden çıkmadığını, annesinin üst katta bulunan evine bağımlı kaldığını, erkeğin, müvekkiline ilgisiz ve soğuk davrandığını ve sahip çıkmadığını, kardeşinin doğum gününe gitmek için dahi kayın validesinden izin almak zorunda kaldığını, müvekkilinin, erkeğin kartından bir miktar harcama yaptığını, erkeğin ise bu durumu annesine bildirdiğini, erkeğin makul bir alışverişi dahi sorun yaparak ailesi ile birlikte müvekkilini rencide ettiğini, annesi ve kız kardeşinin müvekkilini aşağılayıp hakaret ettiklerini, müvekkilinin ortak evden kovulduğunu, erkeğin iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, her yıl ÜFE oranında artırılmasına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 1000.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaz ise tespit edilecek bedelinden şimdilik 50.000,00 TL'sinin tahsiline, mehir senedinde yazılı seksen gram altının aynen iadesine, aksi halde şimdilik 20.000,00 TL bedelinin tahsiline, erkeğin karşı davasının reddine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçelerinde; iddialarının asılsız olduğunu, kabul etmediklerini, kadının sürekli olarak telefonla ilgilendiğini, ev ve kişisel bakımına dikkat etmediğini, kadının ailesinin, evliliğe müdahale ettiği gibi müvekkiline ve ailesine hakaret edip tehdit ettiğini, kadının sebepsiz evi terk ettiğini, bu hususta ihtar gönderildiğini, ancak yine de eve dönmediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, ekonomik olarak bağımsızlığı bulunmayan kadını ailesine muhtaç ettiği ve kadının makul bir alışverişini dahi sorun yaparak ailesi ile birlikte kadını rencide ettiği, annesinin ise kadına karşı hakaret ettiği, erkeğin 09.03.2021 tarihinde kadına eve dön ihtarı gönderdiği, bu anlamda erkeğin, bu tarihten önceki olayları affetmiş veya en azından hoşgörü ile karşılamış olduğunun kabulünün gerektiği, affedilmiş veya hoşgörü ile karşılanmış davranışların boşanma nedeni olarak ileri sürülemeyeceği, ihtar ile dava tarihi arasında ise kadına isnadı mümkün herhangi bir kusurlu davranışın da ispatlanamadığı, erkeğin terke dayalı bir davasının da bulunmadığı, gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebep olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin engelli, kadının ise 28 yaşında sağlıklı bir birey olduğu, tarafların kusur durumu, evli kaldıkları süre, çocuklarının olmaması, sosyal ve ekonomik durum araştırmaları, günün ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak yoksulluk nafakasının bir defaya mahsus toptan hüküm altına alınmasının hakkaniyete uygun olacağı, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen ve boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan kadın lehine, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusur dereceleri, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile erkeğin karşı davasının reddine, kadının asıl davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine ara kararla hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL'ye artırılmasına, kadın lehine hükmün kesinleşmesinden sonra bir defaya mahsus 20.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, kadın lehine 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, ziynet eşyası talebinin kabulü ile 11 adet 22 ayar 10 gram bilezik (48.400,00 TL), 1 adet yarım altın (1.480,00 TL), 2 adet çeyrek altın (1.480,00 TL), 1 adet 14 ayar 10 gram civarında zincirli kolyenin (4.000,00 TL) aynen iadesine, olmadığı taktirde tespit edilen 55.360,00 TL ziynet eşyası bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının mehir alacağı talebinin iş bu karar kesinleştiğinde tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının tamamının tanık anlatımlarından anlaşıldığı üzere gerçekleştiği, aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olanın tanıkların gerçeği söylemiş olmaları olup akrabalık veya diğer bir yakınlık durumunun başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamayacağı, dosyada tanıkların, olmamışı olmuş gibi ifade ettiğini ya da yönlendirilmek suretiyle beyanda bulunduğunu kabule yeterli delil ve olgu da bulunmadığı, tanıkların kişisel durumlarının ya da toplumun etik kurallarına aykırı tutumlarının da yargılama için önemli olmadığı, tanık beyanlarına yansıyan olaylara itibar edilerek hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığı, evlilik birliğinin Mahkemece kabul edilen erkeğin tam kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı, kadının evlilik birliğini devam ettirmeye zorlanmayacağı, kadının davasının kabulü ile boşanma kararı verilmesinde ve erkeğin davasının ve fer'î taleplerinin de reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, erkeğin, ziynetlerin iade edilmemek üzere bozdurulduğunu iddia ve ispat etmediği, dolayısıyla bu eşyaları iade yükümlülüğünün bulunduğu, harçlandırılan miktar üzerinden davanın tam kabulüne dair karar verildiği, reddedilen kısım bulunmadığı anlaşıldığından vekâlet ücreti de dahil ziynet ile ilgili kararda usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, ziynet alacağı davası yönünden kesin olarak karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında asıl ve karşı davaların ispatlanıp ispatlanmadığı ve kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine tedbir ve toptan yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, özellikle kadının makul bir alışverişini sorun yaptığı ve ailesi ile birlikte kadını rencide ettiği kusurunun dosya kapsamında sabit olmadığı ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda yinede erkeğin tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-davacı erkek vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin kesinlikten reddine,

2.Davalı-davacı erkek vekilinin boşanma davaları yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Temyiz olunan, İlk Derece mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.