"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/359 E., 2022/488 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, davacı erkeğin yargılama aşamasında ölmesi nedeniyle konusuz kalan boşanma davası ve ferileri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının kusurlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Kararın davacı mirasçısı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davacı mirasçısı ... vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının tamamen kusurlu olduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili Mahkemenin İstanbul mahkemeleri olduğunu, tam kusurlu olan erkeğin dava açmakta kötü niyetli olduğundan bahisle davasının reddine, kadın lehine aylık 750,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, boşanmaya karar verilecek ise 100.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece; davacı erkeğin 2007 yılından 2015 yılına kadar ikamet adresinin İstanbul olduğu, tarafların yerleşim yeri mahkemesi olan İstanbul Nöbetçi aile Mahkemeleri'nin görevli ve yetkili olduğundan bahisle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, yetkisizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflardan birinin müracaatı halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 20.06.2016 tarihli ve 2016/12692 Esas ve 2016/11882 Karar sayılı ilamıyla; kesin yetkinin söz konusu olmadığı hallerde mahkemelerin yetkisine yönelik itirazların ilk itirazlardan olduğu, bu hususun mahkemece öncelikle ve esasa girilmeden önce ön sorunlar gibi incelenip karara bağlanması gerektiği, buna göre taraflara yetki konusunda delillerini gösterme olanağı tanınıp, gösterdikleri takdirde tanıkları dinlenip, delilleri toplandıktan sonra gerçekleşecek sonuca göre davalının yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesinin usule ve kanuna aykırı olduğundan bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemenin 19.03.2019 tarihli ve 2016/401 Esas ve 2019/63 Karar sayılı kararıyla davalının bozma ilamı ve kanunda belirtilen ilkelere göre yetkili mahkemeyi gösterdiği, dinlenen tanık ifadelerinden ve toplanan delillerden davacı erkeğin Kağızman ilçesinde sürekli kalma niyetiyle oturmadığı, davayı görmeye Kağızman Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesini yetkili kılan başkaca bir yetki kuralının da bulunmadığından bahisle davalı kadının yetki itirazının kabulüne ve Kağızman Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin yetkisiz olması nedeniyle dava dilekçesinin reddine, yetkisizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflardan birinin müracaatı halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2.Dairemizin 19.02.2020 tarihli ve 2020/100 Esas, 2020/1272 Karar sayılı ilamıyla; nüfus müdürlüğüne ait adres bilgileri, tanık beyanları ve yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasındaki bilgilere göre davacı erkeğin dava tarihindeki yerleşim yerinin Kağızman olduğu, bu durumun aksinin dosya kapsamında ispatlanamadığı, 4721 sayılı Kanun'un 168 inci maddesine göre, boşanma veya ayrılık davalarının, eşlerden birinin yerleşim yerinde veya davadan önce son altı ... beri birlikte oturdukları yer mahkemesinde açılabileceği, gösterilen yerlerden birini seçim hakkının davacıya ait olduğu, davacının seçimini kendi oturduğu yerden yana kullandığı, davanın yetkili mahkemede açıldığı, böylelikle davalı kadının yetki itirazının reddi ile işin esasının incelenmesi gerekirken, hatalı nitelendirme ile yetkisizlik kararı verilmesi doğru bulunmadığından bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
C. Üçüncü Bozma Kararı
1.Bozma ilamına uyan Mahkemenin 12.11.2020 tarihli ve 2020/158 Esas, 2020/359 Karar sayılı kararıyla; tarafların evlilikleri sırasında, davacının başka bir kadınla birlikteliğinin olduğu, bu birliktelikten iki çocuklarının olduğu, dinlenen tanık beyanlarından davalı kadına atfedilecek herhangi bir kusurun ispatlanamadığı, davacı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, birlikteliği olduğu bu kadını ortak konuta getirerek davalı eşi ile birlikte yaşamaya mecbur bıraktığı, sonrasında erkeğin ortak konuttan ayrılarak beraber olduğu kadınla ayrı evde birlikte yaşamaya devam ettiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı erkeğin tam kusurlu olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı erkek mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir.
2.Dairemizin 17.03.2021 tarihli ve 2021/944 Esas, 2021/2312 Karar sayılı kararıyla davacı erkeğin 11.12.2020 tarihinde öldüğü, mirasçılarının davaya kusur tespiti yönünden devam etme iradelerini temyiz dilekçesi ile bildirdiği, erkeğin ölümü nedeniyle boşanma davasının konusuz kaldığı, böylelikle erkeğin boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek ve erkeğin mirasçılarının kusur tespitine yönelik davaya devam iradeleri de göz önüne alınarak bu konuda bir değerlendirme yapmak üzere hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
D. Dördüncü Bozma Kararı
1.Bozma ilamına uyan mahkemenin 05.11.2021 tarihli ve 2021/100 Esas, 2021/313 Karar sayılı kararıyla; dosya temyiz aşamasındayken davacı erkeğin 11.12.2020 tarihinde vefat ettiği, yasal mirasçılardan ...'in davaya 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kusur tespiti yönünden devam ettiği, evlilik birliği sürecinde erkeğin sadakatsiz davrandığı, kadının ise evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kusurunun bulunmadığından bahisle davacı erkeğin 4721 sayılı kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca açtığı boşanma ve ferilerine ilişkin davası hakkında, davacı erkeğin yargılama aşamasında ölmesi nedeniyle davanın konusu kalmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, davacı erkeğin kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davacı erkek mirasçısı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Dairemizin 28.03.2022 tarihli ve 2022/2180 Esas, 2022/2942 Karar sayılı kararıyla Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusuru olup olmadığına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken ölen eş davacı erkeğin kusurlu olduğunun tespitine karar verilmesinin doğru olmadığından bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
E. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı olacak şekilde başka bir kadınla evlilik dışı ilişki yaşayıp bu ilişkiden iki çocuk sahibi olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı erkeğin kusurlu olduğu, davalı kadının, hasta olan erkeği hastanede ziyaret etmemesinin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan erkeğin davranışına tepki mahiyetinde olması nedeniyle bu eylemin kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede bir kusurunun olmadığından bahisle erkeğin boşanma ve ferilerine ilişkin davası hakkında erkeğin ölümü nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının kusurlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçısı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 04.05.2023 tarihli ve 2023/2366 Esas, 2023/2214 Karar sayılı kararıyla, usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı mirasçısı ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacı mirasçısı ... vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; Yargıtay ilamının tatmin edici bir gerekçesinin olmadığını, karar gerekçesinin aynı olduğunu, temyiz dilekçesinin okunmadığını, ileri sürdükleri vakıalara neden itibar edilmediğinin mahkeme gerekçesinde tartışılmadığını, kadının davranışlarının tepkisel olduğunu ileri sürmediği ancak mahkemece gerekçeye konu edildiğini, davalı kadının evlilik birliği sürecinde eşinin başka bir kadın ile beraber yaşamasına rıza gösterdiğini, erkeğin hastalığı sürecinde erkeğin yanında olmadığı ve onun bakımıyla ilgilenmediğinin dosya kapsamında sabit olduğunu, kadının ilgisizliğinin mahkemece erkeğin davranışlarına tepki mahiyetinde kabul edilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Dairece verilen onama kararında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesinde belirtilen karar düzeltme sebeplerinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi. 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle onanmış olup, temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Karar düzeltme talebinin REDDİNE,
1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesinin son fıkrası ve 4421 sayılı Kanun'un 2 nci ve 4 üncü maddesinin (b) bendinin (1) inci alt bendi delaletiyle takdiren 1.470,00 TL para ceza ile 562,65 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.