Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7679 E. 2024/5890 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası ile ziynet alacağının tespiti hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranları dikkate alındığında, kadına hükmedilen maddi tazminat miktarının az olduğu ve hakkaniyete uygun olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin maddi tazminat miktarını yeniden belirlemesi amacıyla karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/656 E., 2023/891 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Rize Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/309 E., 2023/124 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın tarafından açılan davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve kadın vekilinin temyize konu ettiği ziynet alacağı miktarı, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; kadın vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı erkeğin tüm, davalı kadının diğer itirazlarına yönelik temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 07.02.1997 tarihinde evlendiklerini, müşterek evliliklerinden bir çocuklarının olduğunu, tarafların evliliğinin ilk 10. yılında davalının otel müdürü olarak çalıştığı için evde çok az zaman geçirdiğini, davalı tarafın oteldeki işinden çıkartılınca emekli olmayı beklediğini, tüm zamanını evde geçirmeye başladığını, her şeyin kontrolünün kendisinde olmasını istediğini, davalının ortak çocuğun ve davacı eşinin sosyal bir hayatı olmasını istemediğini, oğlunun yanında eşine hakaret içeren sözler söylediğini,davacı müvekkili ile ortak çocuğun psikolojilerinin bozulduğunu, davalı tarafın davacıyı köye gönderirken para vermediğini, davacının topladığı çayların parasını da kendisinin aldığını, İstanbul Üniversitesinde okuma hakkını elde etmişken oğlunu köye gönderdiğini, davacı eşin kendi ailesinin desteği ile Rize ilinde ailesinin yanında yaşamaya başladığını, müşterek çocuğunda annesi ile birlikte kaldığını, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davacı lehine aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, boşanmaya karar verilmesi halinde yoksulluk nafakası olarak devamına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL manevî ve 100.00,00 TL maddî tazminata, düğünde takılan ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde bedelinin davacıya verilmesine, katılma alacağı olarak fazlaya ilişkin hak ve alacaklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL belirsiz alacağın yasal mal rejiminin sona erme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı adına kayıtlı ... mahallesi, ... sokak No:33 Büyükçekmece/ İstanbul adresindeki konuta ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde, davacının iddialarının doğru olmadığını, otelde müdür pozisyonunda çalıştığını, buradan emekli olduğunu, müşterek çocuğun okuluyla ilgilendiğini, davalının davacı eşine şiddet, hakaret ve baskı uygulamadığını, tarafların 24 yıl mutlu bir evlilik geçirdiklerini, davalının müşterek çocuğuna hiçbir zaman baskı yapmadığını, çocuğunun üniversite tercihlerini kendisinin yaptığını, RTEÜ Adalet Meslek Yüksekokulunda kendi isteği ile okuduğunu, davalının çocuğunun bütün ihtiyaçlarını da karşıladığını, davalının eşine çay toplaması için baskı yapmadığını, davalının 7 kardeş olduğunu, 7 kardeşin de istedikleri zaman çay topladıklarını, davacının da kendi isteğiyle çay topladığını, müşterek çocuk ...'in babaya karşı tepkili olduğunu, bunun sebebinin ise babasından gizli işler yapmasından kaynaklı olduğunu, davacı ile oğlunun tüm yaşananları çarpıtarak anlattıklarını, davacının ...'in tehditlerine, baskılarına karşı koyamadığından onun söylediklerini aynen yaptığını, davacının bu davayı açarken davalıdan boşanmaktan ziyade oğlu ...'i kaybetmekten korktuğu için bu davayı açtığını belirterek, boşanma davasının reddine yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların İstanbul ilinde ikamet ettikleri, davacı kadının davalı erkeğin isteği ile yılın 4-5 ayını çay toplamak için Rize ilinde davalı erkeğin ailesinin evinde geçirdiği, davacı kadının Rize iline gelmek istemediğinde davalı erkek ile aralarında sorun yaşandığı, davalı erkeğin davacı kadını sosyal anlamda kısıtladığı, sosyal medya hesapları açmasını istemediği, ortak çocuk ...'in beyanına göre davalı erkeğin tartışma sırasında davacı kadına "a..ına koyayım karaktersizsin, sen Madenli kızısın İstanbul'da yaşamalık değilsin" şeklinde küfür ve hakaret ettiği, davalı erkeğin ortak çocuk ...'i de ortak konutta istemediği, ortak çocuğu Rize ilinde okumaya gönderdiği, davalı erkeğin ortak çocuğu erkek kardeşinin berber dükkanında çalıştırdığı, tarafların İstanbul ili Büyükçekmece ilçesinde 2 katlı bahçeli büyük bir evleri bulanmasına rağmen, davalı erkeğin yazları davacı kadını Rize iline gönderdiği, ortak çocuğun İstanbul ilinde okumasına karşı çıkarak Rize ilini tercih etmesini istediği, çocuk ...'in babasının isteğine karşı çıkamayarak Rize ilini 1. tercihe yazarak Rize ilinde üniversite eğitimine başladığı, davacı kadının da bu şekilde oğlu ile ayrı yaşamak zorunda kaldığı, davalı erkeğin davacı kadına harçlık vermediği, davacı kadının yaz aylarında çay toplayarak harçlık biriktirdiği, toplanan delillerden eşine hakaret eden, eşini sosyal anlamda kısıtlayan, eşini rızası dışında ailesinin evine göndererek çay toplamasını isteyen, ortak çocuğun İstanbul ilinde okumasına rıza göstermeyerek anne ile oğlu ayrı şehirlerde yaşamak zorunda bırakan davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile; davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata ve aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, davacı tarafın ziynetlere yönelik talebinin kabulü ile kuyumcu bilirkişi Ümit Çakır'ın 21.06.2022 tarihli raporunda cins, ayar, gram ve fiyatını belirlediği; 5 adet 22 ayar 10'ar gram bilezik (23.750,00. TL), 1 adet 22 ayar 67,58 gram set takımı (32.438,40 TL), aynen, olmadığı taktirde ise tespit edilen 56.188,40 TL olan ziynet eşyası bedelinin 300,00 TL sine dava, 55.888,40 TL sine ise bedel arttırım tarihi olan 21.12.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, davacının katılma alacağı talebinin tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma kararının hatalı değerlendirme, takdir nedeniyle ve kusur belirlemesi nedeniyle esastan ve usulden incelenerek kaldırılması, maddi ve manevi tazminata ilişkin kabullerin müvekkiline atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığından kaldırılması, tedbir nafakası ve devamında yoksulluk nafakasının müvekkilinin ekonomik durumu dikkate alınarak tamamen kaldırılması, ziynetlere yönelik hükmün tüm dosya kapsamında toplanan deliller ve beyanlar doğrultusunda müvekkili tarafından hiçbir şekilde davacıdan alınmadığı sübut bulunduğundan, hükmün tüm sonuçları ile kaldırılmasını belirterek boşanma ve ziynet alacağı davasının kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafın davacı müvekkiline ekonomik şiddet uyguladığını, müvekkilinin evlendiğinden itibaren sürekli çay topladığını, davalı tarafın davacıya ekonomik, sosyal, psikolojik şiddet uyguladığını, davalının davacıya ve ortak çocuğa hakaret ve küfür ettiğini, davacıyı küçümsediği, davacı kadın lehine dava tarihinden itibaren hükmedilen tedbir nafakası miktarının az olduğunu, davacı kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az takdir edildiğini, maddî ve manevî tazminata dava tarihinden itibaren faiz işletilmemesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini belirterek kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı ve faize hükmü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı kadının dava dilekçesinde ziynetlerin akıbeti konusunda herhangi bir olguya dayanmadığı, tanıklarından bir kaçının kadından duyum şeklinde olan beyanlarında, araç alımı nedeniyle ziynet eşyasının erkek tarafından bozdurulduğunun beyan edildiği, bu yeminli tanık anlatımlarını değerden düşürecek bir beyanın ya da olgunun dosyaya yansımadığı, bu dava yönünden ispat yükünün davacıda olup kadının davasını ispat ettiğinden söz edilmeyeceği, kadının tanıklarının beyanlarına, erkeğin tanıklarının beyanları karşısında niye üstünlük tanındığının da karardan anlaşılamadığı, bu şekilde kadının ziynetlere yönelik davasını ispat etmiş olduğundan söz edilemeyeceği; dolayısıyla ziynelere yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya, dosya kapsamına uygun olmadığı, erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilgili hükmün kaldırılarak ziynet alacağı davasının reddine, boşanma yönünden yapılan incelemede; boşanma kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, hükmedilen tazminat ve nafakaların da; tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkeleri nazara alındığında yerinde olduğu, tedbir nafakasının artırılmasını gerektiren bir durumun olmadığı, hükmedilen tazminatlara yasa gereği boşanma hükmü kesinleşmeden faiz işletilemeyeceği, kararda bu yönden de usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile tarafların boşanma davasına ve fer'îlerine yönelik istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanma kararının hatalı değerlendirme, takdir nedeniyle ve kusur belirlemesi nedeniyle esastan ve usulden incelenerek kaldırılması, maddî ve manevî tazminata ilişkin kabullerin müvekkiline atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığından kaldırılması, tedbir nafakası ve devamında yoksulluk nafakasının müvekkilinin ekonomik durumu dikkate alınarak tamamen kaldırılmasını belirterek boşanma davasının kabulü yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; ziynet alacağına ilişkin davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı tarafın davacı müvekkiline ekonomik şiddet uyguladığını, müvekkilinin evlendiğinden itibaren sürekli çay topladığını, davalı tarafın davacıya ekonomik, sosyal, psikolojik şiddet uyguladığını, davalının davacıya ve müşterek çocuğa hakaret ve küfür ettiğini, davacıyı küçümsediği, davacı kadın lehine dava tarihinden itibaren hükmedilen tedbir nafakası miktarının az olduğunu, davacı kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az takdir edildiğini, maddî ve manevî tazminata dava tarihinden itibaren faiz işletilmemesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini belirterek kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı, ziynet alacağı davasının reddi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadının boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkeğin tüm; kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî tazminat azdır. O hâlde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddi tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı kadın vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının kadın yararına hükmedilen maddî tazminat yönünden KALDIRILMASINA,

3.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî tazminat miktarı yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

4.Davalı erkeğin tüm, davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ONANMASINA,

Aşağıdaki temyiz giderinin Kerim'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'a iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.