Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7678 E. 2024/4291 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı ve kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, yerel mahkemenin boşanmaya ve kusur belirlemesine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf mahkemesinin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/649 E., 2023/881 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Trabzon 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/753 E., 2023/59 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının aşırı kıskanç ve titiz olduğunu, müvekkilinin işi nedeniyle eve geç gelmesi veya şehir dışı görevlendirmeleri nedeniyle sürekli tartışma çıkarıp huzursuzluk yaptığını, müvekkilinin onur ve haysiyetini zedeleyici hakaret ve söylemlerde bulunduğunu, işyerinde ki kadınlarla aldatmakla itham ettiğini, birlikte yatmaktan kaçındığını ve cinsel birlikteliğin sona erdiğini, sürekli boşanmak istediğini söyleyerek tehdit ettiğini, en son müvekkilinin hastalandığında hastaneye dahi gelmediğini, ilgilenmediğini, tedavi sürecinde yalnız bıraktığını, müvekkiline karşı "Defol git" şeklinde söyleyerek evden ayrılmasını istediğini, kadının iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve nafakaların Üfe/Tüfe oranında artırılmasına, müvekkili lehine 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediğini, eşini sevdiğini ve boşanmak istemediğini, eşinin sürekli eve geç geldiğini, son dönemde yaz aylarını sürekli kamplarda geçirdiğini, evdeyken ise sürekli bilgisayarda vakit geçirdiğini, kendisi ve çocuklarıyla ilgilenmediğini, davacının yağ bezesinden ameliyat olduğunda bunun kızlarına söylediğini ve kendisine söylememesi için tembihlediğini, ameliyat olacağını bilseydiği kesinlikle yalnız bırakmayacağını, en son eşinin evi sebepsiz terk ettiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, aşırı kıskanç ve titiz olduğu, davacının işi gereği sık olarak şehir dışına çıktığı, davalının davacının bu iş seyahatlerine gitmesini istemediği, kadın çalışma arkadaşlarından kendisini kıskandığı, kendisini aldatmakla itham ettiği ancak buna ilişkin bir delil sunmadığı, bu iddiayı ispatlayamadığı, buna rağmen boşanmak istemiyorum dediği, sürekli bu hususları bahane ederek davacıyı boşanmakla tehdit ettiği, daha sonra davacının evden gitmesini istediği, davacının da evden ayrıldığı, davacının hastanede yattığı dönemde kendisini ziyaret etmediği, davacının ise davalı ile yatağını ayırdığı, evden ayrılmadan yaklaşık beş ay önce ayrı yerde yatmaya başladığı, bunun davacının kararı olduğu, Trabzon'un Beşikdüzü ilçesine işi nedeniyle kampa gittiği, dört ay boyunca orada kalıp mesafenin kısa olmasına ve arabasının olmasına rağmen eve gelmediği, evin geçimini davalının üzerine bıraktığı, tarafların uzun zamandır ayrı yaşadıkları, bir arada iken de farklı yataklarda yattıkları, birbirlerine saygılarının kalmadığı, evlilik birliklerinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu eylemlerinin neden olduğunun anlaşıldığı, taraflar evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında eşit kusurlu olduklarından davacının maddî ve manevî tazminat şartlarının oluşmadığı, ortak çocuğun anne yanında kalması ve alınan sosyal inceleme raporunda anne yanında kalmak istediğini söylemesi nedeniyle çocuğun velâyetinin davalı anneye verilmesine ve davacı baba ile arasında kişisel ilişki kurulmasına, davacının devlet memuru olması, düzenli maaşının olması nedeniyle boşanma ile yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından yoksulluk nafakası şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'ın velâyetinin davalı anneye verilmesine, davacı baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk lehine dava tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, davalının iştirak nafakası talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davalının yoksulluk nafakası talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davacının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü ve kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dosyası içeriğine ve dosyadaki yazılara göre, tarafların İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, tarafların boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu oldukları, delillerin değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, gerekçede ve kusur belirlemesinde hata bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü ve kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.