Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7680 E. 2024/5891 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanma nedeni, kusur oranı, maddi ve manevi tazminat, yoksulluk nafakası ve ziynet alacağı miktarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/658 E., 2023/915 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ: Trabzon 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/913 E., 2022/359 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının ailesinin sürekli olarak tarafların evliliklerine müdahale ettiklerini, müvekkilinin davalıyı bu hususta defalarca uyardığını, hiçbir düzelmenin olmadığını, müvekkilinin ailesine hakarette bulunduğunu, ortak konutu terk ettiğini, müvekkilinin davalıyı gidip almak istediğinde ailesinin "sen bizim kızımızı taşıyamıyorsun" dediklerini, yaşanan tüm olaylara rağmen müvekkilinin, davalı eş ile birlikte ortak konuta döndüklerini, davalı eşin ailesinin tarafların ortak konutuna, evlilik birliğine dahil olmaya çalıştıklarını, taraflara özel yaşam alanı bırakmadıklarını, ortak konutun manevi bağımsızlığını ortadan kaldırdıklarını, davalının bu müdahalelere sessiz kaldığını, ailesinin yanında durduğunu, evi terk edip ailesiyle birlikte yaşamaya başladığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama masraf ve giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; davalının eve birşey almadığını, evine kimsenin gelip gitmesine izin vermediğini, sadece kuzeni ...'nin gelip gitmesine izin verdiğini, ... evde iken davacının babasının gelerek "evin anahtarını kapının dışında bırakacaksın içeri almayacaksın" dediğini, müvekkilinin dışarı çıkmak istediğinde izin alması gerektiğini, yine davacı-karşı davalının eve yiyecek almadığını, davacı karşı davalının ailesinin bizde yiyip içelim dediklerini, davacı-karşı davalının müvekkiline harçlık vermediğini, müvekkili, kuzeni ve davacı taraf evde birlikte oturduğu esnada ışıklar kesilmesi üzerine elektriğin gittiğini sandığını ancak hemen akabinde kayınpederinin "ışıkları ben kapattım, sen benim gelinimi neden çağırmıyorsun, seni eşinden ayıracağım." diye bağırıp ağza alınmayacak hakaretlerde bulunduğunu, müvekkilinin kuzeninin yanında hakaretlere maruz kaldığını, müvekkilinin davacının ailesinin psikolojik baskısı ile yaşamına devam ettiğini, müvekkilinin çocuk yapmak istediğini davacıya söylediğinde davacının kendisine "annem ve babam senden çocuk yapmamı istemiyorlar" şeklinde sözler sarf ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, davacı taraf müvekkiline hitaben "sen git, babam seni görmek istemiyor, babamın siniri geçice ben seni gelip alacağım" diyerek ailesinin yanına yolladığını, aradan bir yıl geçmesine rağmen eve dönmesine muvafakat etmediklerini, müvekkilinin kişisel eşyalarının evde kaldığını belirterek, davacının davasının reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı müvekkili lehine 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine aylık 900,00 TL tedbir nafakasına, mahkeme boşanmaya karar vermesi halinde boşanma ile birlikte yoksulluk nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydı ile bilirkişi incelemesi neticesinde artırılmak üzere ziynet eşya bedeli şimdilik 10.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacıdan tahsiline, müvekkiline ait çeyiz- kişisel eşyaların aynen yada tespit edilecek bedelinin davalıdan alınarak müvekkile verilmesine karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı erkeğin evin manevî özgürlüğünü koruyamadığı, ailesinin evlerine müdahalesine karşı koymadığı, eve yiyecek almadığı, evin anahtarlarının kapı üzerinde kalması ve ailesiyle birlikte yemek yemek konusunda eşine baskı uyguladığı, eve misafir gelmesine ve kadının dışarı çıkması konusunda izin verilmediği, babasının eşine baskıcı davrandığı, bu duruma karşı koymadığı, eşini ailesinin isteği üzerine evden gönderdiği bu şekilde eşlerin bir arada yaşama yükümlülüğünü ihlal ettiği, kadının ise evde yaşanan olayları kardeşine anlattığı,erkeğin daha fazla kusurlu olduğu, kadının ise az kusurlu olduğu 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, 350,00 TL tedbir, 750,00 TL yoksulluk nafakası, 40.000,00 TL maddî tazminat, 40.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; 29.11.2021 havale tarihli bilirkişi raporuyla tespit edilen 14 adet 15'er gram bileziklerin bozdurma değeri olan 40.950,00 TL, 1 adet 20 gram set takımının bozdurma değeri olan 2.500,00 TL ve 15 adet çeyrek altının bozdurma değeri olan 5.175,00 TL den oluşan toplam 48.625,00 TL ziynet alacağının dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine, kadının çeyiz, kişisel eşyanın iadesi davasının yargılama sırasında konusuz kalması nedeniyle hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; davalı lehine tazminata ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, davalının ziynet eşyalarının kendisinde bulunmadığını karşı tarafın zorla kendisinden aldığını ispat etmekle mükellef olduğunu, dosya kapsamında iddialarını ispat edemediğini, tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğunu, ziynet alacağı yönünden reddedilen bu kısım üzerinden tarafları lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini belirterek kararı; kadının davasının kabulü, kusur, tazminatlar, nafakalar, ziynet alacağı, vekâlet ücreti yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2-Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusurlu tarafın davacı-karşı davalı olduğunu, davacı eşin babasının isteği doğrultusunda müvekkilini evden gönderdiğini, akabinde evin anahtarlarını kendisinden alarak geri dönmesine rıza göstermediğini, davanın reddi ile karşı davalarının kabulü gerektiğini, müvekkilinin evliliğinin ilk gününden itibaren eşi tarafından hor görüldüğünü, aşağılandığını, davacının borçları yüzünden müvekkilinin zorla çalıştırıldığını, kusur tespitinde mahkemece yanılgıya düşüldüğünü, asıl dava yönünden boşanmaya ilişkin verilen kararı kabul etmediklerini, müvekkilinin psikolojisinin bozulduğunu, mahkemece hükmedilen maddî ve manevî tazminat oranının düşük olduğunu, mahkemece müvekkili lehine takdir edilen aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasının düşük olduğunu belirterek kararı; erkeğin davasının kabulü,kusur,tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe (davalı erkeğin evin manevî özgürlüğünü koruyamadığı, ailesinin evlerine müdahalesine karşı koymadığı, eve yiyecek almadığı, evin anahtarlarının kapı üzerinde kalması ve ailesiyle birlikte yemek yemek konusunda eşine baskı uyguladığı, eve misafir gelmesine ve kadının dışarı çıkması konusunda izin verilmediği, babasının eşine baskıcı davrandığı, bu duruma karşı koymadığı, eşini ailesinin isteği üzerine evden gönderdiği bu şekilde eşlerin bir arada yaşama yükümlülüğünü ihlal ettiği,) kusur olarak yüklenen eylemlerden; "babasının eşine baskıcı davrandığı, bu duruma karşı koymadığı, eşini ailesinin isteği üzerine evden gönderdiği" eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, diğer eylemler yönüyle manevî tazminat gerektirmediğinden ve evli kaldıkları süre gözetilerek netice olarak hükmedilen manevî tazminat miktarının bir miktar fazla olduğu kanaatine varılarak yeniden bu hususta hüküm kurulduğu, evlilik birliğinin mahkemece kabul edilen erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı, her iki davanın da kabulü ile boşanma kararı verilmesinde, kadının maddî tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin kabulü ile hükmedilen tutarlarda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, kadının açtığı davadaki ziynet eşyası yönünden kabul edilen kısma yönelik usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmasa da; 24.03.2022 tarihli yatırılan tamamlama harcına göre kısmen reddedilen miktara göre erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususlara riayet edilmemesi usul ve yasaya aykırı bulunsa da, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden anılan yanlışlık giderilerek erkeğin manevî tazminat miktarına ve ziynet eşyasında reddedilen miktar üzerinden vekâlet ücretine hükmedilmemesine yönelik olarak yapmış olduğu istinaf başvurusunun kabulü ile; 25.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, ziynet alacağı davası yönünden; karşı davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 7.121,25 TL nispi vekâlet ücretinin erkekten alınarak kadına verilmesine, reddedilen kısım için (20.841,55 TL) 5.100,00 TL vekâlet ücretinin kadından alınarak erkeğe verilmesine kadının tüm, erkeğin sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1-Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davalı lehine tazminata ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğunu,ziynet alacağının reddedilen kısmı üzerinden verilen vekâlet ücretinin yeni tarifeye göre olması gerektiğini belirterek kararı; kadının davasının kabulü, kusur, tazminatlar, nafakalar, vekâlet ücreti yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

2-Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kusurlu tarafın davacı-karşı davalı olduğunu, davacı eşin babasının isteği doğrultusunda müvekkilini evden gönderdiğini, akabinde evin anahtarlarını kendisinden alarak geri dönmesine rıza göstermediğini, davanın reddi ile karşı davalarının kabulü gerektiğini, müvekkilinin evliliğinin ilk gününden itibaren eşi tarafından hor görüldüğünü, aşağılandığını, davacının borçları yüzünden müvekkilinin zorla çalıştırıldığını, kusur tespitinde mahkemece yanılgıya düşüldüğünü, asıl dava yönünden boşanmaya ilişkin verilen kararı kabul etmediklerini, müvekkilinin psikolojisinin bozulduğunu, mahkemece hükmedilen maddî ve manevî tazminat oranının düşük olduğunu, mahkemece müvekkili lehine takdir edilen aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasının düşük olduğunu belirterek kararı; erkeğin davasının kabulü,kusur,tazminatların ve nafakaların miktarı ile vekâlet ücreti yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; tarafların boşanma davası şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar, vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.