Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7682 E. 2023/5335 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Baba ile çocuk arasında kişisel ilişkinin kapsamı ve süresinin yeniden düzenlenmesine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı-davacı anne vekilinin, babanın şiddete meyilli olduğu, mahkemenin eksik inceleme yaptığı ve kararın usule aykırı olduğu yönündeki temyiz itirazlarının, dosyadaki deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçesi incelendiğinde, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle temyiz başvurusunun reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/781 E., 2023/763 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çayeli Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/53 E., 2023/29 K.

Taraflar arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması, birleşen velâyetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulü ile kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine, birleşen velâyetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması davasının reddine karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kararın kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesince gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davaların reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı- davacı erkek vekili tarafından kişisel ilişkinin süresi, birleşen velâyetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması davasının reddi yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine, erkeğin sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı kadın vekili vekilleri tarafından kişisel ilişkinin süresi ve vekâlet ücreti yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne dair karara karşı davacı- davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmamış erkeğin istinaf istemi ise kişisel ilişkinin süresi yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davacı- davalı vekilinin vekâlet ücretine yönelik Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı- davalı vekilinin temyiz dilekçesinin vekâlet ücreti yönünden reddine karar vermek gerekir.

Davacı- davalı vekilinin reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2016 yılında boşandıklarını, boşanma sonucunda ortak çocuk ...'nın velâyetinin anneye verildiğini, davalı baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulduğunu, davacının evlenmesi üzerine, bu evliliği davalının kıskandığını ve 12.03.2019 tarihinde kızı ...'nın telefonuna hakaret içerikli mesajlar çektiğini, 2019 yılının Temmuz ayında babası ile kişisel ilişki kuran çocuğun psikolojik olarak etkilendiğini, psikolojik destek aldığını, çocuğun babası tarafından şiddete maruz kaldığını öğrendiğini, davalının alkole ve şiddete meyilli olduğunu belirterek, davalı baba ile çocuk arasında boşanma ilamı ile kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının engellemeleri yüzünden uzun zamandır kendi öz kızını göremediğini, bu sebeple velâyetin değiştirilmesi davası açıldığını, 2019 Temmuzda davalının ortak çocuğa psikolojik ve fiziki şiddet uyguladığına ilişkin beyanının tamamen gerçeklikten uzak olup asılsız bir iddia olduğunu, kızı ...'yı çok sevmekte ve tüm engellemelere rağmen babalık görevini yerine getirmeye çalıştığını belirterek, davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı olarak açmış olduğu davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; annenin ortak çocuğu babaya teslim etmekten kaçındığını,babanın uzun zamandır kendi öz kızını göremediğini, çocuğun psikolojik ve fiziki şiddet gördüğünü, ortak çocuğu göstermemek için babaya iftira atıldığını, babanın kızı ile görüşmek için kızına telefon aldığını fakat anne tarafından telefona el koyduğunu, annenin başkası ile evli olduğunu ve bu nedenle velâyetin değiştirilmesi gerektiğini belirterek ortak çocuk ...'ın velâyetinin değiştirilerek, davalı ...'den alınarak davacı ...'a verilmesine, iştirak nafakasının kaldırılmasına, dava sonuna kadar tedbiren ortak çocuk ...'nın velâyetin davacı ...'a verilmesine, mahkeme aksi kanaatte ise davacı ile ortak çocuk ... arasında daha kapsamlı kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin14.09.2021 tarih ve 2020/244 Esas, 2021/208 Karar sayılı kararı ile; asıl dava bakımından dosyaya mübrez 04.03.2021 tarihli sosyal inceleme raporunda zikredilen çocuk ve baba arasındaki kişisel ilişkinin tesisinin tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik bir problem olmadığına ilişkin değerlendirme ve tanık beyanları dikkate alınarak ortak çocuk ile davalı baba arasında kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması veya engellenmesi talebinin reddine karar verilmesi gerektiği ancak yine mezkur rapordaki kişisel ilişki tesisinin kısıtlı ve koşullu olmasının çocuğun üstün yararına olacağı değerlendirmesi, celp edilen 09.11.2020 tarihli raporda bir uzmanın gözetiminde kişisel ilişki tesisi kurulması gerektiği yönündeki belirleme, dinlenen tanık beyanlarından davalı babanın ortak çocuğa tokat attığı yine celp edilen ceza dosyalarından davalının davacının eşine hakaret etmesi hadiselerinin gerçekleşmiş olduğu anlaşıldığından bu minvalde ortak çocuğun davalı baba hususunda çekincelerinin devam ettiği değerlendirilerek Bergama 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 22.12.2016 tarihli 2015/617 Esas, 2016/545 Karar sayılı hükmünün 3 üncü paragrafında yer alan kişisel ilişki koşullarının yeniden düzenlenmesi gerektiği kanaatine varıldığı, birleşen dava bakımından ise; birleşen 2020/274 Esas sayılı dosyaya mübrez sosyal inceleme raporunda ortak çocuğun velâyetin anneden alınmasını gerektirecek bir olumsuzluğun olmadığı değerlendirmesi dikkate alınarak davacı babanın ortak çocuğun velâyeti talebinin reddi ile tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma tutanakları gereği davacının çalışmaya engel fiziksel bir durumunun olmadığı ve kaldırılması talep edilen iştirak nafakasının yalnızca 250,00 TL olduğu anlaşıldığından iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl davada davacının, ortak çocuk ile davalı baba arasında kişisel ilişki kurulmasının engellenmesi talebinin reddine, Bergama 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 22.12.2016 tarihli 2015/617 Esas 2016/545 Karar sayılı hükmünün 3 üncü paragrafında yer alan kişisel ilişki düzenlemesinin kaldırılmasına, velâyeti annede bulunan ortak çocuk ile davalı baba arasında her ayın 1. ve 3. hafta sonu Cumartesi günü saat 13.00'dan 15.30'a kadar davacı anne ve ortak çocuğun mukim olduğu il merkez veya ilçe sınırları içerisinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü bünyesinde bir uzmanın gözetimi eşliğinde, her hafta salı, perşembe ve pazar günleri saat 18.00'dan 18.15'e kadar, görüntülü konuşma programları aracılığı ile kişisel ilişki tesisine, birleşen davada davacı babanın ortak çocuğun velâyeti talebi ile iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddine, birleşen davada davacı babanın ortak çocuk ile kişisel ilişki kurulması talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı vekili hükmün, eksik incelemeler sonucunda oluşturulması ve çocuğun korunan üstün yararı ilkesine aykırılıklar teşkil etmesi nedeniyle kişisel ilişki kurulmasına yönelik, davalı- davacı vekili; somut hiçbir delil olmamasına rağmen müvekkili ile kızı arasındaki kişisel münasebet günlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından en aza indirildiğini, velâyetin değiştirilerek müvekkiline verilmesi ve iştirak nafakasının da kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 01.03.2022 tarih ve 2022/209 Esas, 2022/276 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kişisel ilişkinin kaldırılması davasının tensip tutanağında, kişisel ilişki davasının yazılı yargılama usulüne tabi olduğu gözetilmeden, basit usule göre yargılama yapılacağı belirtilerek, davalının verdiği cevap dilekçesi davacıya tebliğ edilmeden, dilekçe teatileri aşaması tamamlanmadan doğrudan duruşma günü verilerek, taraflara yapılan tebligat şerhlerinde de yazılı yargılama usulüne uygun ihtaratlar yapılmadan yargılama yapılarak karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davacı annenin dayandığı ortak çocuğa babası tarafından tokat atıldığı iddiasına dair yürütülen ceza soruşturma dosyası olup olmadığı, varsa akıbeti sorgulanmadan ve davalı tarafça iddia edilen eylemler yönüyle velâyet hakkının kötüye kullanılması sonucunu oluşturup oluşturmayacağı gerekçede tartışılmadan, eksik inceleme ile yargısal denetime elverişli gerekçe oluşturulmadan karar verilmesinin yerinde olmadığı, davalı- davacı babanın, çocukla telefonla görüşme şeklinde kişisel ilişki kurulması talebi olmamasına rağmen, talep aşılarak ve infaza elverişsiz olacak şekilde telefonla görüşme şeklinde kişisel ilişki kurulmasının doğru olmadığı gerekçesi ile tarafların istinaf talebinin kabulüne, diğer istinaf nedenleri bu aşamada incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesinin kararının tamamının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sosyal inceleme raporu, tanık beyanları, mezkur soruşturma ve ceza mahkemesi dosyası birlikte muhakeme edildiğinde her ne kadar davalı babanın ortak çocuğa tokat atması fiilinin işlenmediği celp edilen Bergama Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/1771 Soruşturma sayılı dosyası ile sabit olsa da Çayeli Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/370 Esas sayılı dosyasından, mezkur dosyada tanık olarak dinlenen tarafların ortak çocuğu ...'ın babası olan davalı ile whatsapp uygulaması üzerinden mesajlaştıkları, ...'nın davalı babasına, davacının eşi ...'i kast ederek ''o benim babam artık'' dediği, davalı ...'ın da konuşmanın devamında ortak çocuk ...'ya ''kızım ben o babanın a... koyayım'', ''akıllı ol, baban ciddi akıllı olsun'' dediği, ortak çocuğun doğum gününde annesi davacı ... ve davacının eşi ... ile birlikte çekildikleri fotoğrafları davalı babasına göndermesi akabinde de davalının ortak çocuğa ''annen söyletiyo bunları, annenin a.., annen akıllı olsun'' şeklinde mesaj yazdığı, ...'nın babası ile olan mesajlaşmaları göstermesi üzerine ...'in ...'nın telefonu aracılığı ile aynı uygulama üzerinden ses kaydı gönderdiği ve davalı babanın da cevaben ''şerefsiz çocuğumu mafettin senin...akıllı ol, a... koyarım, a.. koyuuummm'' şeklinde mesaj göndermiş olduğu, ceza dosyasında yer alan yukarıdaki ifadeler incelendiğinde her ne kadar muhatabın davalı ... ile eşi ... olduğu anlaşılsada ortak çocuğun böyle bir diyalogda aracı olarak kullanılması, hakaret ve tehdit içerikli bir diyaloğa dahil edilmesi eylemi, değerlendirme ve tespitler bakımından benzer nitelikte olan dosyaya mübrez sosyal inceleme raporlarına itibar edilmesi gerektiği kanaati oluşturduğu, bu minvalde sosyal inceleme raporunda ki çocuk ve baba arasındaki kişisel ilişkinin tesisinin tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik bir problem olmadığına ilişkin değerlendirme dikkate alınarak ortak çocuk ile davalı baba arasında kişisel ilişkinin tamamen kaldırılmasının hakkaniyet ilkesi ile bağdaşmayacağı ancak yine 04.03.2021 tarihli raporda ki kişisel ilişki tesisinin kısıtlı ve koşullu olmasının çocuğun üstün yararına olacağı değerlendirmesi, 09.11.2020 tarihli raporda ise bir uzmanın gözetiminde kişisel ilişki tesisi kurulması gerektiği yönündeki belirleme dikkate alınarak Bergama 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 22.12.2016 tarihli 2015/617 Esas 2016/545 Karar sayılı hükmünün 3. paragrafında yer alan kişisel ilişki koşullarının yeniden düzenlenmesi gerektiği kanaatine varılmış ve çocuk ile davalı baba arasında her ayın birinci ve üçüncü hafta sonu Cumartesi günü saat 13:00'dan 17:00'a kadar davacı ... ve ortak çocuğun mukim olduğu İl Merkez veya İlçe sınırları içerisinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü bünyesinde bir uzmanın gözetimi eşliğinde kişisel ilişki tesisine, birleşen dava bakımından birleşen 2020/274 Esas sayılı dosyaya mübrez sosyal inceleme raporunda ortak çocuğun velâyetinin anneden alınmasını gerektirecek bir olumsuzluğun olmadığı değerlendirmesi ile ortak çocuğun yaşı dikkate alınarak birleşen davada davacı babanın ortak çocuğun velâyeti talebinin reddedilmesi gerektiği, tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma tutanaklarından davacının çalışmaya engel fiziksel bir durumunun olmadığı ve kaldırılması talep edilen iştirak nafakasının yalnızca 250,00 TL'den ibaret olduğu hususları dikkate alınarak birleşen davada davacının velâyetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddine ve ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişkiye dair asıl davada hüküm verildiğinden davacı babanın kişisel ilişki talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı- davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- davacı baba vekili istinaf dilekçesinde; çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin şekli ve süresi, reddedilen birleşen davaları yönünden kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararında; davalı-davacı babanın refakatçi eşliğinde kişisel ilişki kurulması ve uzun tatillerde düzenlemenin yapılmamasına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek ortak çocuk ile baba arasında her ayın son Cumartesi günü saat 10.00'dan pazar akşama saat 17.00'ye kadar, sömestr tatillerinin 1inci günü saat 09.00 dan 5. günü saat 17.00 ye kadar, dini bayramların ikinci günü saat 10.00'dan 3. günü saat 10.00'ye kadar, babalar günü sabah saat 10.00'dan akşam saat 17.00'ye kadar, her yıl Temmuz ayının 1. günü saat 09.00' dan 10. günü saat 17.00'ye kadar kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... anne vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

... vekili; babanın şiddete meyilli olduğu, Mahkeme dayanağı dosyada da eksik inceleme bulunduğu, davaların birleşmesi ya da ayrılması durumunda, vekâlet ücretine re'sen hükmolunması gerektiği, uzun tatil dönemlerine ilişkin olarak ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesis eden hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kişisel ilişki düzenlemesi ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, baba ile çocuk arasında yeniden düzenlenen kişisel ilişkinin kapsamı ve süresi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 323 üncü maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 6 ncı ve 4 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı anne vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.... kadın vekilinin vekâlet ücretine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.... kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.