Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7691 E. 2024/4627 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadının açtığı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, boşanma, maddi ve manevi tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği ve miktarı uyuşmazlığıdır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/691 E., 2023/924 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 29. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/109 E., 2022/143 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; davalının sorumsuz tavırları olduğunu, evi ile ilgilenmediğini, evin harcamalarını ihmal ettiğini, davalı tarafın sürekli alkol alıp davacıya sözlü, psikolojik, ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığını, davalının çocukların harcama ve ihtiyaçlarını karşılamadığını, davalının başka bir kadınla ilişkisi olduğunu, bıçakla yaraladığını, bıçakla tehdit ettiğini, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 inci maddesi ve 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için için aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın kesinleşmesi halinde nafakanın iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini, aylık 2000,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın kesinleşmesi halinde nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini, 25.000,00 TL maddî tazminat ile, 100.000,00 TL manevî tazminatın ve 1000,00 TL ziynet alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının doğru olmadığını, davalının 15 yıldır alkol kullanmadığını, davalının davacıyı aldattığı iddiasının doğru olmadığını, ispatlaması gerektiğini, yaralama olayının olmadığını, davalının aylık gelirinin 1.400,00 TL olduğunu, 4.000,00 TL talep edilen nafaka talebinin karşılamasının mümkün olmadığını, davacının kadın olarak yükümlülüklerini yerine getirmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların en son 2018 yılında tartıştıkları ve bu tarihten sonra ayrı yaşamaya başladıkları ve bir daha bir araya gelmedikleri taraflar arasında yaşanan olayların en son 2018 yılı temmuz ayında gerçekleştiği, açılan davanın ise 22.07.2020 tarihinde açıldığı, 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay geçmekle düşeceğinin düzenlendiği bu hale göre hak düşürücü sürenin dolduğu, davalı erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, birlik görevlerini ihmal ettiği, davacı kadına atfı kabil bir kusurun tespit edilemediği gerçekleşen duruma göre tarafların evlilik birliğinin, davalı erkeğin tam kusuru nedeniyle temelinden sarsıldığı, tarafları bu aşamadan sonra bir arada yaşamaya zorlamanın artık kanunen de mümkün görülmemesi, yargılama sırasında ortak çocuk Melisa’nın reşit olduğu tarihe kadar tedbir nafakası takdirine, davacının sabit ve düzenli bir geliri olmadığı anlaşıldığından tarafların mali sosyal durumuna göre davacı kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası takdiri ile, yine tarafların yukarıda açıklanan kusur durumu, tarafların mali sosyal durumu, yaşları ve evlilik süresi gereği davacı kadın yararına koşullarınınnın gerçekleşmesi ve kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddî ve manevî tazminat taktiri gerektiği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca açılan davanın reddine, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun reşit olması sebebi ile velâyet hakkında karar verilmesine yer olmadığına , taktir edilen tedbir nafakasının ortak çocuğun ergin olduğu 08.01.2021 tarihinde sona ermesine, aylık 500,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın kesinleşmesi halinde nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, 20.000,00 TL maddî tazminat ile 20.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma, kusur belirlemesi, kabul edilen maddî tazminat, manevî tazminat tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası bakımından kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin 6100 sayılı kanuna uygun olarak yerine getirildiği, Kanun'un olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar davacı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafaka miktarında, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan davacı kadın yararına, yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakanın miktarında, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren davacı kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı gereğince maddî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları gereğince manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvurusunda özetle; kararın boşanma hükmü, kusur belirlemesi, maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası bakımından kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile kadın yararına maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.