Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7696 E. 2024/6116 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur durumu, nafaka miktarı ve tazminat taleplerinin yerindeliği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, kadının yoksulluğa düşeceği, erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/806 E., 2023/982 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 22. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/181 E., 2022/160 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı-karşı davalı kadın vekilinin diğer, davalı-karşı davacı erkek vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 1991 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, hakaret ettiğini, ekonomik, duygusal ve psikolojik şiddet uyguladığını, karşı davada dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, nafakaların her yıl TEFE/TÜFE oranında arttırılmasına, 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeğe aykırı olduğunu, kadının, birlik görevlerini ihmal ettiğini, erkeğe haber vermeden siyasi eylemlerde bulunduğunu, yaşanan tartışma sonrası kütüğünü, hakaret ettiğini, psikolojik şiddet uyguladığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 25.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, kadına harçlık vermediği, ekonomik şiddet uyguladığı, kadına işe girmesi için baskı kurduğu, kadına küstüğü ve bu nedenle ilgisiz davranarak duygusal şiddet uyguladığı, kadının ise hakaret ettiği ve siyasi parti etkinlikleriyle ilgilenerek evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini ihmal ettiği, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun yargılama sırasında ergin olması sebebiyle velâyet ve iştirak nafakası konularında karar verilmesine yer olmadığına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle tarafların tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadının düzenli ve sürekli gelir getiren işi olmadığı ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık karar tarihine kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, karar tarihi itibariyle aylık 1.250,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra aylık 1.250,00 TL yoksulluk nafakası, nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen yıllık ÜFE ortalaması oranında arttırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, kadın yararına hükmedilen nafaka miktarının az olduğu, nafaka artış oranının hatalı olduğu belirtilerek, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar ve nafaka artış oranı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının olmadığı, kadının tanıklarının beyanlarının aktarıma dayalı olduğu ve hükme esas alınamayacağı, ortak çocuğun tanık sıfatıyla beyanın alınmamasının hatalı olduğu, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, kadının nafaka taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; her ne kadar erkek vekili istinaf dilekçesinde, tarafların ortak çocuğu duruşmada hazır edilmesine rağmen İlk Derece Mahkemesince çocuğun dinlenmemesinin doğru olmadığı belirtilmişse de erkek vekili tarafından ortak çocuğun tanık olarak bildirmediği, ilk defa 13.10.2022 tarihli duruşmada "...ortak çocuk duruşma salonu önünde hazırdır. Taraflar arasında geçimsizliğe şahit olduğundan dinlenmesini talep ederiz..." şeklinde talepte bulunulduğu, İlk Derece Mahkemesince de aynı celse "...ortak çocuk Hazal Cemre'nin dava konusu uyuşmazlıkla ilgili beyanlarının alınmasının talep edildiği anlaşılmakla çocuğun usülünce tanık listesinde bildirilmemiş olması ve velâyeti hususunda da sosyal inceleme raporunun tanziminde çocukla bizzat görüşme yapılmış olması sebebiyle çocuğun örselenmemesi dikkate alınarak ve usül ekonomisince dinlenmesi talebinin reddine..." karar verildiği, buna göre süresinde ve usulüne uygun tanık olarak bildirilmeyen ortak çocuğun tanık olarak dinlenilmemesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı ve erkek vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının yerinde olmadığı, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında kadın yararına tedbir nafakası takdiri ve miktarında herhangi bir isabetsizlik olmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının az kusurlu olduğu, herhangi bir mal varlığı ve düzenli bir gelirinin bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği kadın yararına yoksulluk nafakası takdiri ile miktarında herhangi bir isabetsizlik olmadığı ancak kadının talebi nafakanın gelecek yıllarda TEFE/ ÜFE oranında artırılması olduğu halde, İlk Derece Mahkemesince yoksulluk nafakasının gelecek yıllarda ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı, toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddî ve manevî tazminat isteyen kadının az kusurlu olduğu, erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, boşanma sonucu bu eşin en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerektiği, İlk Derece Mahkemesince hatalı kusur değerlendirmesi sonucunda reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olan erkek yararına ise tazminata hükmedilemeyeceği gerekçesiyle; kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren hükmedilen aylık 1.250,00 TL yoksulluk nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren her yıl TEFE / ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminat, kadın vekilini diğer, erkek vekilinin ise tüm istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, erkek tarafından süresinde ortak çocuğun somut olaya dair bilgi ve görgüsünün tespiti amacıyla tanık olarak dayanıp dayanmadığı, ortak çocuğun tanık olarak dinlenmemesinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 129 uncu madde, 139 uncu maddesi, 140 ıncı madde, 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 240 ıncı ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.