Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7700 E. 2024/3731 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranları, boşanmanın fer'ileri olan nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/657 E., 2023/681 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 20. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/1551 E., 2021/1228 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince kadın yararına hükmedilen nafakaların miktarı yönünden kadın tarafından istinaf yoluna başvurulmamış, kadın yararına hükmedilen nafakalara Bölge Adliye Mahkemesince de dokunulmamış, her iki tarafın istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı lehine hükmedilen nafakaların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmayan kadının, Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararına karşı bu yönden temyiz hakkı da bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı -davalı kadının "lehine hükmedilen nafakaların miktarına" yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Taraf vekillerinin, reddedilen yön dışında diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde; evlilik birliğinin davalının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını, davalının, davacı kadının ev hanımı olmasını kadına karşı sürekli kullandığını, "ben sana bakmazsam hiçbir şey yapamazsın, kapının önüne koysam gidecek yerin yok" gibi sözlerle mobbing ve ekonomik şiddet uyguladığını, kadına sinkaflı küfürler ettiğini, "seni boşarım, gününü görürsün, açıkta kalırsın, paran da yok, bu yaşında seni kimse almaz" gibi sözler söylediğini, çocukların yanında küçük düşürdüğünü, müşterek konuta haftada bir, iki gün geldiğini, sorumluluklarını yerine getirmediğini, yabancı uyruklu bir kadınla ilişki sürdürdüğünü, kadını istemediğini, aşağıladığını beyanla, tarafların boşanmalarına, davacı lehine aylık 1.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacı-davalı kadının erkeğe psikolojik şiddet uyguladığını, sinkaflı sözler söylediğini, toplum içinde ağır ithamlarda bulunduğunu, sorumluluk larını yerine getirmediğini, davalı-davacının geçirdiği kaza sonrası önce ameliyat olduğunu, sonra hastanede yattığını, ancak kadının bu sürede kocasını bir kere bile ziyaret etmediğini, bu süreçte maddî ve manevî destek olmadığını, erkeğe devamlı ağır sözler kullandığını, dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini beyanla, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı-davacı lehine 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, kadını tehdit ettiği, ona sürekli bağırdığı ve argo kelimeler kullandığı, kadının ise erkeğe hakaret ettiği, ağır sözler söylediği, kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu" gerekçesiyle, asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, davacı-davalı kadın lehine takdir edilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 1.200,00 TL'ye çıkarılmasına, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın lehine 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata ve erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı yapıldığını, kadına yüklenen kusuru kabul etmediklerini, erkeğin tam kusurlu olduğunu, karşı davanın reddinin gerektiğini beyanla, karşı davanın kabulü ve kusur belirlemesi yönünden istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve karşı davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğe yüklenen kusuru kabul etmediklerini, kadın lehine nafaka ve maddî-manevî tazminat koşullarının oluşmadığını, hükmedilen miktarların yüksek olduğunu, erkeğin manevî tazminat talebinin kabulü gerektiğini beyanla, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafaka miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğe yüklenen kusuru kabul etmediklerini, kadın lehine nafaka ve maddî-manevî tazminat koşullarının oluşmadığını, hükmedilen miktarların yüksek olduğunu, erkeğin manevî tazminat talebinin kabulü gerektiğini beyanla, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını, asıl davanın ve ferilerinin reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan karşılıklı boşanma davasında; taraflar arasında geçimsizlik bulunup bulunmadığı, varsa geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminat şartlarının mevcut olup olmadığı,mevcutsa miktarlarının fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası,175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Boçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı -davalı kadın vekilinin "lehine hükmedilen nafakaların miktarına" yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı -davacı erkek vekilinin tüm, davacı -davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'a yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.