"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1190 E., 2022/1955 K.
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Batı 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/22 E., 2022/309 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının müvekkiline sevgi, saygı göstermediğini, yatak odasına almadığını, ev işlerini yapmadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, sebep yokken evi terk ettiğini, terk ettikten sonra telefon ile arayarak müvekkiline "sana boynuz takacağım" şeklinde ifadeler kullandığını, müvekkilin fiili birliktelik süresince benzer davranışlara defalarca kez maruz kaldığını, kadının müvekkile sürekli olarak kendisinden çocuk istemediği, kendisini beğenmediğini ve sarılığını sevmediğini, aydınlıktayken yüzünü bile görmek istemediğini söyleyerek aşağılayıcı davranışlarda bulunduğunu, fiili birliktelikleri süresince eşinin çamaşırlarını bile ayrı yıkadığını ve eşini yatak odalarına sokmayarak dışarıda yatması için baskı kurduğunu, kadının müvekkili birçok gece eve alınmadığı için dükkanda ve arabada uyumak zorunda kaldığını, erkeğin kardeşleriyle görüşmesine de izin vermediğini, sosyal hayatını bitirdiğini, hem müvekkile hem de ailesine karşı düşmanlık besleyerek müvekkili bunalıma soktuğunu, kadının müvekkile devamlı birilerinin kendisine güzel dediğini, bekar olup olmadığını sorduklarından bahsederek, peşine adamların takıldığını söylediğini, psikolojisini bozarak onuru ve gururu ile oynadığını, toplum içerisinde müvekkille birlikte görünmekten çekindiğini, onu mutsuz ve huzursuz bir hale getirdiğini, evlilik birliği içerisinde defalarca kez küçük düşürüldüğünü, kadın ve ailesinin ortak çocukların müvekkille görüşmesine engel olduklarını, erkeğin, kadın ve ailesiyle sorun yaşamamak ve bunu çocuklarına yansıtmamak adına bugüne kadar çocuklarını görmekten mahrum kaldığını, kadının müvekkile karşı onur kırıcı davranışlarda bulunması ve evlilik birliğinden beklenen yükümlülükleri hiçbir şekilde yerine getiremediğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi, olmadığı takdirde 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, çocuklarla müvekkili arasına kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın süresinde cevap vermemiş, duruşmada davayı kabul etmediğini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 14.02.2019 tarih ve 2018/389 Esas, 2019/75 Karar sayılı kararı ile tarafların beyanları, nüfus aile kayıt tablosu, ... Batı 2. Aile Mahkemesinin 2017/492 Esas ve 2018/17 Karar sayılı dosyası, SGK, Polnet ve Takbis kayıtları, tanıklar ifadeleri ve dosya kapsamı altındaki diğer deliller aşığı altında; ... Batı 2. Aile Mahkemesinin 2017/492 Esas, 2018/17 Karar sayılı dosyası ile davacının açtığı ve retle sonuçlanan davanın hakaret iddiasına ilişkin olduğu iki dava arasında dayanılan vakıalar ve talepler ... aynı olmadığından 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci bendi kapsamında bulunmadığı kanaatiyle 6100 sayılı Kanun'un 115 inci maddesi uyarınca değerlendirme yapılmayarak yargılamaya devam olunduğu, davalı kadının eşine "sana boynuz takacağım, senden çocuk istemiyorum, benim peşimde olanlar var, evli misin diye soruyorlar" şeklinde sözler sarf ederek güven sarsıcı eylemlerde bulunduğu, evlilik birliğinin sarsılmasında tam kusurlu olduğu gerekçesiyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği tarafların boşanmalarına, davacı erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi yönündeki boşanma talebinin reddine, ortak çocukların velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ... Batı 2. Aile Mahkemesinin 2017/492 Esas, 2018/17 Karar sayılı ilamı ile tedbiren düzenlemeler yapılmış olmakla ilave düzenlemeler yapılmasına yer olmadığına, çocuklar yararına aylık ayrı ayrı 300,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın taraflar arasında görülen ... Batı 2. Aile Mahkemesinin 2017/492 Esas, 2018/17 Karar sayılı ilamı ile tam kusurlu erkeğin davasının reddine karar verildiğini, erkeğin iş bu dava da neredeyse aynı iddialara yer verdiği gibi iş bu davada kadına yüklenen güven sarsıcı davranış vakıasına erkeğin reddedilen davada da dayandığını, dava şartı yokluğu nedeniyle iş bu davanın reddedilmesi gerektiğini, erkeğin gelirinin eksik tespit edildiğini, çocuklar için hükmedilen iştirak nafakalarının yetersiz olduğunu belirterek kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası ve iştirak nafakalarının miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 16.11.2021 tarih ve 2019/1252 Esas, 2021/1996 Karar sayılı kararı ile davacı erkek vekilinin dava dilekçesinde, müvekkilinin psikolojik tedavi gördüğünü beyan ettiği, ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 04.07.2018 tarihli raporunda, erkeğin psikolojik rahatsızlıkları nedeniyle başvurduğu, ilaç tedavisi önerildiği, erkeğin tedaviye devam etmediği, psikometrik değerlendirmede asosyal, içe dönük, paranoid özellikler gözlendiği, erkeğin tekrar başvurusunun uygun olduğu yönünde görüş bildirildiği, Mahkemece 03.07.2018 tarihli celsede vasi tayini gerekip gerekmediği hususunda rapor alınması için Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunulması yönünde ara karar verildiği, ancak dosyada mevcut bir ihbarın bulunmadığı, bu durumda İlk Derece Mahkemesince yapılacak iş; 4721 sayılı Kanun'un 405 inci ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 56 ncı maddesi gereği erkeğin vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi gerektiği, bu yön göz önünde tutulmadan yargılamaya devam olunarak işin esası hakkında karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle dava şartlarına aykırılık nedeniyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile istinaf başvurusunun kabul sebebine göre kararın esası ve diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesinin kararının tamamen kaldırılması ile davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 405 inci maddesi uyarınca kısıtlanmasını gerektirir bir durumun varlığına yönelik değerlendirme yapılmak üzere hastaneye sevki neticesi alınan rapora göre erkeğin kısıtlanmasını gerektirir bir rahatsızlığının bulunmadığının anlaşıldığı, ... Batı 2.Aile Mahkemesinin 2017/492 Esas, 2018/17 Karar sayılı dosyası ile davacının açtığı ve retle sonuçlanan davanın hakaret iddiasına ilişkin olduğu iki dava arasında dayanılan vakıalar ve talepler ... aynı olmadığından 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci bendi kapsamında bulunmadığı kanaatiyle 6100 sayılı Kanun'un 115 inci maddesi uyarınca değerlendirme yapılmayarak yargılamaya devam olunduğu, kadının eşine "sana boynuz takacağım, senden çocuk istemiyorum, benim peşimde olanlar var, evli misin diye soruyorlar" şeklinde sözler sarf ederek güven sarsıcı eylemlerde bulunduğu, anılan eylemin 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi kapsamında değerlendirilmesini gerektirecek seviyeye ulaşmadığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı anne yanında bulunan ortak çocuklar yararına reşit bulundukları tarihe kadar geçerli olmak üzere uygun miktarda tedbir nafakasına ... Batı 2.Aile Mahkemesinin 2017/492 Esas, 2018/17 Karar sayılı dosyası ile hükmedilmiş bulunduğu, çocukların yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocukları Efsanur ve ... Ufuk'un velayetlerinin davalı anneye verilerek davacı baba ile kişisel ilişki tesisi, boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü bulunduğu ve bu hususu hakim görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerektiğinden velayeti davalı anneye tevdi edilen çocuklar için uygun miktar da iştirak nafakası takdiri gerektiği gerekçesiyle davacı erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 162 inci maddesine dayalı boşanma talebinin reddine, davacı erkeğin davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ... Batı 2. Aile Mahkemesinin 2017/492 Esas 2018/17 Karar sayılı ilamı ile tedbiren düzenlemeler yapılmış olmakla ilave düzenlemeler yapılmasına yer olmadığına, ortak çocuklar Efsanur ve ... Ufuk için ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakalarının (boşanma ve velayete ilişkin hükümlerin kesinleşmesinden itibaren) davacı babadan tahsili ile davalı anneye ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalı kadın istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın istinaf başvuru dilekçesinde özetle; taraflar arasında görülen ... Batı 2. Aile Mahkemesinin 2017/492 Esas, 2018/17 Karar sayılı ilamı ile tam kusurlu erkeğin davasının reddine karar verildiğini, davacı erkeğin iş bu dava da neredeyse aynı iddialara yer verdiği gibi iş bu davada kadına yüklenen güven sarsıcı davranış vakıasına erkeğin reddedilen davada da dayandığını, dava şartı yokluğu nedeniyle iş bu davanın reddedilmesi gerektiğini, kadının çalışmadığının sosyal ekonomik durum raporu ile tespit edilmesine rağmen 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi kapsamında yararına nafakaya hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası ve lehine hükmedilmeyen tedbir nafakası yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamı incelendiğinde; davacı erkek tarafından davalı kadın aleyhine açılan ve ... Batı 2.Aile Mahkemesinin 2017/492 Esas, 2018/17 Karar sayılı dosyası ile görülen boşanma davasınında, erkeğin "evin bakım ve iaşesiyle ilgilenmediği, çocuklarının ve eşinin ihtiyaçlarını karşılamadığı" gerekçesiyle kusurlu olduğu değerlendirilerek boşanma davasının reddine karar verildiği, kararın istinaf edilmeksizin 20.03.2018 tarihinde kesinleştiği, buna göre davacı erkeğe yüklenen kusurların sabit olduğu, iş bu boşanma dosyasında da davacı erkek tarafından ileri sürülen kusurların, tarafların fiili ayrılığa başlamadan önceki zamana ilişkin olduğu, ilk dava reddedildikten sonra tarafların bir araya gelmedikleri, sadece davalı kadının çocukları görmesine engel olduğu iddia edilmiş ise de, tanık beyanlarının soyut, yer ve zaman içermeyen ifadeler olduğu, bu durumda ayrı yaşanılan dönemde davalı kadının kusurlu bir davranışının olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine, yine boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar kadın ve ortak çocuklar yararına 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir nafakasına karar verilerek davalı kadının istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; ... Batı 2. Aile Mahkemesinde açılan davanın kesin hüküm teşkil ettiği belirtilmişse de erkek tarafından açılan iş bu boşanma davasındaki nedenlerin, reddedilen ilk açılan boşanma davasında dayanılan boşanma nedenlerinden farklı olduğu olduğu için önceden açılmış olan dava kesin hüküm teşkil edemeyeceği, davalının istinaf konusu ettiği kısmın, önceki Bölge Adliye Mahkemesi kararıyla kesinleşmiş olması nedeniyle incelemeye alınması olanağı bulunmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararıyla davalı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, reddedilen davası ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası yönlerinden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulünün gerekip gerekmediği ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi. 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarından dolayı Mahkemece yapılan yargılama sonucu nda kadının güven sarsıcı eylemlerde bulunduğu, kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı açılan davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası ve lehine hükmedilmeyen tedbir nafakası yönünden istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davacı erkek tarafından davalı kadın aleyhine açılan ve ... Batı 2.Aile Mahkemesinin 2017/492 Esas, 2018/17 Karar sayılı dosyası ile görülen boşanma davasınında, erkeğin "evin bakım ve iaşesiyle ilgilenmediği, çocuklarının ve eşinin ihtiyaçlarını karşılamadığı" gerekçesiyle kusurlu olduğu değerlendirilerek boşanma davasının reddine karar verildiği, kararın istinaf edilmeksizin 20.03.2018 tarihinde kesinleştiği, buna göre davacı erkeğe yüklenen kusurların sabit olduğu, iş bu boşanma dosyasında da davacı erkek tarafından ileri sürülen kusurların, tarafların fiili ayrılığa başlamadan önceki zamana ilişkin olduğu, ilk dava reddedildikten sonra tarafların bir araya gelmedikleri, sadece davalı kadının çocukları görmesine engel olduğu iddia edilmiş ise de, tanık beyanlarının soyut, yer ve zaman içermeyen ifadeler olduğu, bu durumda ayrı yaşanılan dönemde davalı kadının kusurlu bir davranışının olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın
reddine, yine boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar kadın ve ortak çocuklar yararına 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiş, karar davacı erkek vekilince temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından, davacı kadının 11.07.2017 tarihinde açtığı bağımsız tedbir nafakası davası ile erkeğin 13.07.2017 tarihinde açtığı boşanma davası ... Batı 2.Aile Mahkemesinin 2017/492 Esas, 2018/17 Karar sayılı dosyası ile birleştirilerek görülmüş, erkek dava dilekçesi ile delile dayanmamış, kadın da erkeğin boşanma davasına cevap vermemiş, erkeğin ispatlanamayan boşanma davası reddedilmiş, kadının tedbir nafakası davasında bildirdiği tek tanığı dinlenilerek de kadının bağımsız nafaka davası "erkeğin evin iaşesini sağlamadığı, kadın ve çocukların ihtiyaçları ile ilgilenmediği" gerekçesiyle kısmen kabul edilmiş, taraflarca istinaf edilmeyen karar 20.03.2018 de kesinleşmiştir. Davacı erkek iş bu boşanma davasını ise 30.04.2018 tarihinde açmış, evlilik birliği devam ederken gerçekleştiğini iddia ettiği vakıalarına, delil olarak da hastane kayıtları ile tanık beyanlarına dayanmış, reddedilen dava dosyasına ise delil olarak dayanmamıştır. Bu durumda İlk Derece Mahkemesince ve Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin dayanmadığı red ile sonuçlanan ... Batı 2.Aile Mahkemesinin 2017/492 Esas, 2018/17 Karar sayılı dosyasının bu dosyada tartışma konusu yapılarak erkeğe kusur izafe edilmesi doğru olmadığı gibi ... Batı 2.Aile Mahkemesinin 2017/492 Esas, 2018/17 Karar sayılı dosyasında erkeğe boşanma davası nedeniyle bir kusur yüklenilmediği de anlaşılmaktadır. Yine davalı kadın iş bu boşanma davasında da dava dilekçesinin usulünce tarafına tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir. Hal böyle olunca boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı kadının bir kusuru ispatlanamadığı gibi erkeğin de kusurlu olmadığının kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusura ilişkin gerekçesinin açıklandığı şekilde değiştirilerek ve düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
2.Davacı erkeğin Bölge Adliye Mahkemesince belirlenen kusura ilişkin gerekçeye yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur gerekçesinin yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği şekilde değiştirilerek ve DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.