"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/937 E., 2023/1074 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 29. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/174 E., 2022/248 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliği içinde davalının sözel ve fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ve hakaret ettiğini, psikolojik baskı uyguladığını, gurur ve onur kırıcı davrandığını, tarafların on iki yıldır ayrı yaşadıklarını, ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, ardı arkası kesilmeyen telefon aramalarında hakaretler ettiğini, bu aramaları ile iş yerinde davacıyı rencide ettiğini, küçük düşürdüğünü, davalının ailesinin de davacıya tehdit ve hakaret ettiğini, kardeşinin davacıyı sıkıştırıp bıçak çektiğini, öfke kontrol problemi yaşadığını, şiddet eğilimli davrandığını, aşırı kıskanç davranışlar gösterdiğini, erkeğin arkadaşlarıyla görüşmesini istemediğini, erkeğin karşı cinsle muhatap olması halinde ilişki iddiasında bulunduğunu beyanla, tarafların boşanmalarına karra verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ispat edemediği, dava dilekçesinde dayandığı vakıaları dinlettiği tanıklarla ispatlayamadığı, davalı kadına atfı kabil kusur kanıtlanmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların on iki yıldır ayrı yaşadıklarını, iddialarının tanık beyanları ile ispatlandığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, delillerin incelenmediğini, eksik araştırma ile karar verildiğini beyanla, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı kadın ve ortak çocuklar ... ve ... yönünden tedbir nafakası taleplerinin bulunduğunu, 13.01.2022 tarihli ara karar ile tedbir nafakasına hükmedildiğini, ancak gerekçeli kararda tedbir nafakasına hükmedilmesinin unutulduğunu beyanla, tedbir nafakası yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların 18.07.2000 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten 22.08.2000, 01.05.2003 ve 13.08.2008 doğumlu üç ortak çocuklarının bulunduğu, somut dosya kapsamında dinlenen davacı tanıklarının beyanlarının, davalı kadının kusurlu davranışlarını ispata elverişli ve yeterli olmadığı; bu çerçevede, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davalı kadının kusurlu davranışlarının ispat edilemediği yönündeki, Mahkemenin vakıa ve hukukî değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı; Ankara 11. Aile Mahkemesi'nin 2017/976 Esas, 2017/2052 Karar sayılı dosyasında "boşanmaya neden olan olaylarda sadakatsiz tutum ve davranışlar gösteren, birlik görevlerini yerine getirmeyen erkeğin tamamen kusurlu olduğu" gerekçesiyle erkeğin açtığı boşanma davasının reddine karar verildiği, Haymana Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2013/76 Esas, 2014/89 Karar sayılı 11.05.2015 kesinleşme tarihli kararı ile "erkeğin beş, altı sene önce köyde yaşayan eşini ve çocuklarını bırakarak Ankara'ya gittiği, köye hiç gelmediği, eşine ve çocuklarına maddî yardımda bulunmadığı, eşini ve çocuklarını bırakıp gitmesi nedeniyle kusurlu olduğu" gerekçesiyle, kadın tarafından 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 197 nci maddesi uyarınca açılan tedbir nafakası davası kapsamında kadın ve ortak çocuklar lehine tedbir nafakasına karar verildiğinin anlaşıldığı; 13.01.2022 tarihli ara karar ile ortak çocuklar İnci ve Yakup lehlerine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince tedbir nafakasına hükmedilmesinde, ara karar ile hükmedilen tedbir nafakasının ortak çocuk İnci yönünden çocuğun reşit olduğu tarihe kadar, ortak çocuk Yakup yönünden ise kararın kesinleşme tarihine kadar geçerli olduğu dikkate alındığında, gerekçeli kararda tedbir nafakası yönünden yeniden hüküm kurulmamasında isabetsizlik bulunmadığı; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenleri tekrar ederek nafakalara yönelik son kararda hüküm kurulmaması yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tedbir nafakaları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.