Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7710 E. 2024/6329 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusur oranının belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi nedeniyle onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/721 E., 2023/932 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ: Eskişehir 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/781 E., 2022/127 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin karşı davasının reddine, kadının asıl davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların berdel usulü evlendiklerinden kadının kardeşi ile erkeğin kardeşinin evliliklerindeki huzursuzlukların da sürekli tarafların evliliklerine yansıdığını,erkeğin sürekli olarak eve geç geldiğini, müşterek ev ile ilgili olmadığını, erkeğin maddî durumunun iyi olduğunu ve buna rağmen kadına ekonomik şiddet uyguladığını, kadına aşağılayıcı cümleler kurup küfür ettiğini, evlilik birliği boyunca ailesini üstün tuttuğunu, ailesinin erkeği kadına karşı kışkırttığını, kıskanç davrandığını, sürekli fiziksel şiddete uğradığını, en son 24.07.2019 tarihinde düğünde oynama meselesinden dolayı kadını darp ettiğini,kadının şikayetçi olduğunu, erkeğin de kadının çocukları dövdüğü iddiasıyla şikayetçi olduğunu, erkeğin şikayeti sonucunda takipsizlik kararı verildiğini, kadının şikayeti üzerine ceza davası açıldığını, tarafların kardeşlerinin de boşanma davasının olduğunu, bu nedenle erkeğin ailesinin kadını istemediğini, tehdit ettiklerini, erkeğin bu süreçte kadınla tartışıp arkadaşları ile tatile gittiğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ... yararına aylık 900,00 TL, ... yararına aylık 800,00 TL, ... yararına aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 60.000,00 TL maddî ve 80.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının erkeğe, eve ve çocuklara karşı ilgisiz olduğunu, kadının cep telefonundan sürekli oyun oynadığını, evi ihmal ettiğini, yemek yapmadığını, çocukların eğitimleri ile ilgilenmediğini, oyundan ötürü küfürlü konuştuğunu, oyun alışkanlığı nedeniyle ortak çocuk bir soru sorduğunda fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin de bu durum nedeniyle kadını şikayet ettiğini, kadının ailesinin evliliğe müdahale ettiklerini, erkeği zor durumda bırakmak amacıyla kadının asılsız iddialarla şikayetlerde bulunduğunu, her gün akşama doğru dışarı çıkıp geç saatte eve geldiğini belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına,ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, 80.000,00 TL maddî ve 80.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının kullanımına tahsis edilen kredi kartının kapatılması ve whats-app yazışmaları uyarınca ekonomik şiddet uyguladığı, hakaret ederek sözel şiddet, tehdit ederek psikolojik şiddet uyguladığı, ayrıca ortak çocukları annelerine karşı manipule ederek dolduruşa getirdiği, kadının berdel iddiasının da ispatlandığı, erkeğin kadın ve ortak çocuklar olmadan arkadaşlarıyla tatile gittiği, bu nedenle erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'un velâyetinin anneye verilmesine, ... ve ...'in velâyetlerinin babaya verilmesine, çocuklarla velâyet tevdi edilmeyen ebeveyn arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk ... yararına aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, velâyetleri babaya verilen ortak çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakası takdirine yer olmadığına, kadın yararına hükmedilen aylık 900,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 1.000,00 TL'ye çıkarılmasına, yoksulluk nafakası olarak devamına, 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tazminat ve nafaka miktarıları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, çocuk ...'un velâyeti, hükmedilen nafaka ve tazminatlar, velâyeti babaya verilen çocuklar lehine nafakaya hükmedilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe yüklenen kusurların sabit olduğu, kadının ise tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere, ortak çocuklarla gereği gibi ilgilenmediği, erkeğe hakaret ettiği ve ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı, bu durumda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, erkeğin karşı davasının da kabulü gerektiği, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarına, erkeğin ise kusur belirlemesine ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, erkeğin karşı davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına 1.500,00 TL yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesinin hatalı olduğunu, kadının kusurunun bulunmadığını, erkeğin davasının reddi gerektiğini, nafaka ve tazminat taleplerinin tümden kabulü gerektiğini, erkeğin pişman olduğunu belirttiğini, bu nedenle de kadına kusur yüklenemeyeceğini, yoksulluk nafakasının miktarının erkeğin gelirine göre az olduğunu, belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tüm çocukların velâyetinin babaya verilmesi gerektiğini, kadının çocuklara şiddet uyguladığının sabit olduğunu ve bu nedenle ceza aldığını, kardeşlerin birbirlerinden ayrılmaması gerektiğini, kadının tam kusurlu olduğunu, ortak çocukların tanık olarak bildirilmesine rağmen dinlenmemelerin hatalı olduğunu, çocukların idrak çağında olduklarını, hükmedilen tazminatların haksız olduğunu, kadının sigortasız olarak çalıştığını, bu nedenle hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması gerektiğini, çocuk ... yararına hükmedilen nafakanın da kaldırılması gerektiğini, erkeğin velâyetindeki çocuklar yararına nafakaya hükmedilmediğini belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, ...'un velâyeti, hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, her iki davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar, velâyet noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.