"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/726 E., 2023/1283 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/260 E., 2023/123 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin sürekli yalan söylediğini, çalışmadığını, tembel, sorumsuz ve ilgisiz olduğunu, ortak evin ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığını, kadının evde sakladığı altınları habersiz alıp harcadığını, çocukların bayram ve karne harçlıklarını aldığını, uzun süredir çalışmadığını ancak çalışıyormuş gibi davrandığını, uzun süredir kadının ailesinin maddi destekte bulunduğunu belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, geçimsizliğin kadından kaynaklandığını, ev ve araba için kadın adına çıkardığı vekâletnamenin kötüye kullanıldığını ve erkeğin şehir dışında olduğu zamanda arabanın satıldığını ve bedelinin harcandığını, kadının ev içinde yaşananları başkalarına anlattığını, kadının erkeği eve almadığını belirterek davanın reddine ve ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların her biri için ayrı ayrı aylık 250,00 TL'ye indirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 04.12.2019 tarih ve 2017/478 Esas 2019/871 Karar sayılı kararı ile erkeğin evlilik birliğinin yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediği, muhasebeci olmasına rağmen çalışmadığı, çalışıyor gibi kendisini gösterdiğini, evin infak ve iaşesini temin etmediği; kadının da erkek Adana'ya gittiğinde ev ve araba ile ilgili verilen vekâlet ilişkisini kötüye kullandığı, evin kilidini değiştirdiği, kusur durumuna göre erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'in velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, ortak çocuk ...'in yargılama sırasında ergin olması nedeniyle hükmedilen tedbir nafakasının ergin olduğu tarihe kadar geçerli olmasına, ortak çocuk ... için velâyet, iştirak nafakası ve kişisel ilişki yönünden karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 15..000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir. Karara karşı, kadın vekili tarafından yoksulluk nafakası talebine ilişkin olumlu olumsuz karar verilmemesi yönünden, erkek ise hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. Bölge Adliye Mahkemesinin 04.04.2022 tarih ve 2020/152 Esas, 2022/706 Karar sayılı kararı ile usule uygun ön inceleme aşaması yapılmadan tahkikat aşamasına geçildiği, kadının tedbir ve yoksulluk talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığı, taraflara ait sosyal ve ekonomik durum araştırmasının yetersiz olduğu, kişisel ilişkinin infazda tereddüt yaratacak şekilde olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının kabulü ile kararın tamamının kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kadının sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile usule uygun ön inceleme duruşmasının yapıldığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının araştırıldığı, erkeğin evlilik birliğinin yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediği, muhasebeci olmasına rağmen çalışmadığı, çalışıyor gibi kendisini gösterdiği, evin infak ve iaşesini temin etmediği; kadının da erkek Adana'ya gittiğinde ev ve araba ile ilgili verilen vekâlet ilişkisini kötüye kullandığı, evin kilidini değiştirdiği, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, gerekçesiyle davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına,ortak çocuk ...'in velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına hükmedilen 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL'ye yükseltilmesine, iştirak nafakası olarak devamına, ortak çocuk ...'in yargılama sırasında ergin olması nedeniyle hükmedilen tedbir nafakasının ergin olduğu tarihe kadar geçerli olmasına, ortak çocuk ... için velâyet, iştirak nafakası ve kişisel ilişki yönünden karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, hükmedilen tazminatların haksız olduğunu, hükmedilen iştirak nafakasının miktarının yüksek olduğunu belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen iştirak nafakasının miktarı, hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yüklenen ve sabit olan kusur durumuna göre tarafların eşit kusurlu olduğu, kadının tazminat taleplerinin reddi gerektiği, Mahkemece verilen ilk kararda ortak çocuk ... yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının kadın tarafından istinaf konusu yapılmadığı, bu nedenle erkek yararına usulü kazanılmış hak oluştuğu, nafaka miktarının ikinci kararda artırılmasının doğru görülmediği, bununla birlikte kaldırma kararına konu olan kadının tedbir nafakası hakkında yine olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığı ancak hükmün kadın tarafından istinaf edilmemesi üzerine eleştirilmekle yetinildiği gerekçesiyle erkeğin kusur oranına, hükmedilen iştirak nafakası miktarı ile tazminatlara ilişkin istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, ortak çocuk ... yararına aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının tazminat taleplerinin reddine, erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tarafların eşit kusurlu kabul edilerek hükmedilen tazminatların kaldırılmasının isabetsiz olduğunu, kadının kusurunun bulunmadığını, iştirak nafakasının miktarının azaltılmasının hatalı olduğunu, kusur ve iştirak nafakası yönünden kazanılmış usulü hak oluşmayacağını, tedbir nafakasının ihtiyaç dahilinde yargılamanın her safhasında artırılabileceğini belirterek kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, tedbir ve iştirak nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun bulunmadığını, eşit kusurlu olduklarını kabul etmediklerini, davanın reddi gerektiğini belirterek davanın kabulü ve kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın kabulü, kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakası, tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.