"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/815 E., 2023/907 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 19. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/1287 E., 2022/148 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2013 yılında evlendiklerini, 2014 doğumlu bir çocuklarının olduğunu, kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, 2017 yılında evi terk ettiğini, evi terk ederken de komşularından borç para alıp müvekkilini küçük duruma düşürdüğünü, aile mahremiyetini ihlal ettiğini, elinden telefonu düşürmediğini, sürekli annesi ve halası ile konuştuğunu, kendi isteği ile 7-8 valiz toplayarak evden ayrıldığını, ortak çocuğun uyuşturucu bağımlısı dayı ile aynı evi paylaştığını, dayı tarafından müvekkiline tehdit mesajları gönderildiğini, davalının ortak çocukla ilgilenmediğini, evine bakmadığını, yemek yapmadığını belirterek tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, 1.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; yetki itirazlarının olduğunu, Kayseri Aile Mahkemesinde nafaka davası açtıklarını, her iki davanın birleştirilmesini istediklerini, karşı davalının annesinin sürekli şekilde cephe aldığını, karşı davalının kıskanç bir kişiliğe sahip olduğunu, müvekkilinin tek başına dışarı çıkmasına izin vermediğini, Ankara'da tek başına yaşayan müvekkilinin annesini, halasını ve teyzesini arayarak yalnızlığını gidermeye çalıştığını, karşı davalının annesinin sözünden çıkmadığını, karşı davalı ve annesinin hem müvekkilini hemde ailesini aşağıladığını, karşı davalının annesinin müvekkiline ve ailesine küfür ve hakaretler ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, annesinin talimatı ile yine Kayseri'ye cep telefonu ve harçlık olmaksızın göndermeye çalıştığını, annesiyle görüşmesini yasakladığını, annesi ile görüşmesini kayıt altına aldığını, müvekkilinin vefat eden amcasının cenazesine katılmadığını, artık istemiyorum evden gidin diyerek evden kovduğunu, bunun üzerine müvekkilinin 08.01.2017 tarihinde evden ayrılmak zorunda kaldığını, ayrıldıktan sonra müvekkili ve ortak çocuğun ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, ziynetlerin tamamının karşı davalı ve annesinde olduğunu belirterek tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ayrılma tarihi olan 08.01.2017 tarihinden itibaren 2.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, müvekkil, için 3.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, nafakaların ÜFE oranında artırılmasına,100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata ve ziynetlerin bedeli olarak şimdilik 10.000,00 TL'nin tahsilini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların karşılıklı olarak diğer yanın kusurlu davranışlarını ortaya koyamadıkları gerekçesiyle erkek tarafından açılan asıl boşanma davasının reddine, kadın tarafından açılan karşı boşanma davasının reddine, boşanmaya karar verilmediğinden davacı karşı davalının manevî tazminat, davalı karşı davacının ise maddî manevî tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı karşı davacı kadının ziynet eşyasının iadesine yönelik davasının reddine, kadın yararına yargılama sırasında takdir edilen aylık 750,00 TL tutarındaki geçici tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 1.250,00 TL'ye artırılarak kararın kesinleşme tarihine kadar davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine, ortak çocuk ... yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL geçici tedbir nafakasının davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesi ile; kusur belirlemesinin hatalı yapıldığını, davalarının kabulü gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesi ile; kusur belirlemesi, karşı davanın ve ziynet taleplerinin reddi, tedbir nafakası miktarı bakımından istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) uygun olarak yerine getirildiği, davalı-davacı kadın tarafından 11.11.2020 tarihinde açılan Kayseri 6. Aile Mahkemesi'nin 2020/711 Esas sırasında görülen ayrı yaşamda haklılık hukuksal sebebine dayalı bağımsız tedbir nafakası istemli davanın ayrı yaşamda haklılık kanıtlanamadığından reddedildiği, kararın aşamalardan geçerek kesinleştiği, eldeki boşanma davasının nafaka davasından yaklaşık 16 gün sonra 27.11.2020 tarihinde açıldığı, tarafların 08.01.2017 tarihinden itibaren ayrı yaşadıkları, kadın tarafından açılan bağımsız tedbir nafakası davasının reddi sebebiyle bağımsız nafaka davasının açılmasından önceki olaylara dayalı olarak davacı-davalı erkeğe bir kusur yüklenemeyeceği, bağımsız nafaka davasından eldeki boşanma davasının açıldığı tarihe kadar geçen 16 günlük sürede ise davacı-karşı davalı erkeğin kusurlu bir davranışının ispatlanamadığı, davalı-karşı davacı kadına isnat edilen kusurların da dosya kapsamı itibariyle ispatlanamadığı gözetildiğinde, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği; bu itibarla asıl ve karşı davanın reddine karar verilmesinde, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre takdir edilen tedbir nafakaların miktarında, davaya konu edilen ziynetlerin davacı-karşı davalı erkekte olduğunu ispat yükümlülüğü altında bulunan davalı-karşı davacı kadının, tanıklarının beyanlarının görgüye dayalı olmayıp duyduklarının aktarımından ibaret olduğu, kadının ziynetlerin erkekte olduğunu ispatlayamadığı, kaldı ki davacı-davalı erkek tanığı ...'nın beyanından davalı-karşı davacı kadının evden ayrıldığı sırada altınları aldığını kabul ettiği gözetildiğinde ziynet bedeline ilişkin talebin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davaların reddi ve fer'îleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi; 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi;
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.