Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7717 E. 2024/5912 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında maddi ve manevi tazminat ile iştirak nafakası miktarlarının yetersizliği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilen maddi-manevi tazminat ve iştirak nafakası miktarlarının az olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/613 E., 2023/1001 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ: Gölbaşı(Ankara) Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/385 E., 2021/566 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkekvekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 2017 yılı Nisan ayında yaşanan tartışmada kadının vurması üzerine erkeğin elindeki kumanda ile kadına karşılık verdiğini, bu olay nedeniyle erkeğin ceza aldığını, bu olaydan sonra tartışmaların artarak devam etttğini, bu süreçte tarafların ayrı odalarda yattığını, erkeğin 2018 yılı Ağustos ayından beri ayrı bir ev tuttuğunu, kadının çocuklar ile görüşmesini engellediğini, bayramlarda dahi çocukları göremediğini, kadının evlilik süresince erkeğin akrabalarının eve gelmesinden rahatsız olduğunu, hatta gelmemelerini söylediğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin kadına kaba ve saygısız davrandığını, cimri olduğunu, psikolojik, ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığını, fiziksel şiddetin ve hakaretin sürekli olduğunu, kadının çalışmasını istemediğini, verdiği harçlığın nerede nasıl harcandığının hesabını sorduğunu, evi terk ettiğini, kadına manevi yönden destek olmadığını, çocukların hastalıklarında kadını yalnız başına bıraktığını, ihtiyaçları önemsemediğini, çocukların okul durumları ile ilgilenmediğini, çocuklara da psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğin akrabalarını evlerinde misafirliğe kabul etmediğini: erkeğin ise kadına hakaret ettiği ve evin ihtiyaçları için para vermediği, bu durumda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 650,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; karşı davanın ve tüm taleplerinin kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar, nafakalara yapılan artışın memur maaş zammı oranında uygulanmaması yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen iştirak nafakası ve tazminatların miktarı, yoksulluk nafakasının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükmedilen maddi ve manevi tazminatların ve iştirak nafakalarının miktarının az olduğu, kadının nafakalara ÜFE oranında artırım istemediği, bu nedenle artırım uygulanmasının hatalı olduğu gerekçesiyle kadının tazminatların ve iştirak nafakalarının miktarına, erkeğin nafakalara artırım uygulanmasına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, ortak çocuk Yusuf İsmali yararına aylık 1.500,00 TL, Ömer Tahsin yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 40.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun bulunmadığını, erkeğe yüklenen kusurlardan sonra aynı evin içinde ortak yaşamın devam ettiğini, bu nedenle affedilmiş sayılması gerektiğini, hükmedilen tazminatların haksız olduğunu, kişisel ilişki sürelerinin net olmadığını belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar, kişisel ilişki süreleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadına yüklenen kusurun soyut ifadelere dayandığını, hükmedilen tazminatların ve iştirak nafakalarının miktarının az olduğunu, yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğini, kadının erkekten kat kat düşük ücret ile çalıştığını belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen iştirak nafakası ve tazminatların miktarı, yoksulluk nafakasının reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl ve karşı davaların kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen iştirak nafakası ve tazminatları ile miktarları, yoksulluk nafakasının reddi, kişisel ilişki süreleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 323 üncü maddesi, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakaları azdır. Bölge Adliye Mahkemesince 4721 sayılı Kanun'un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile iştirak nafakaları miktarları yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıdaki temyiz giderinin ...'ye yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Ümmühan'a iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.