Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7731 E. 2024/5526 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, nafaka ve tazminat miktarları, yoksulluk nafakasının toptan ödenmesi, vekalet ücreti ve ev eşyası davasına ilişkin harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek, temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/594 E., 2023/831 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nallıhan Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2016/143 E., 2021/414 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin kadının yaptığı ev işini ve yemeği beğenmediğini, kadının oturuşunu, konuşmasını, hareketlerini eleştirdiğini, "okumuşsun ama bir şey öğrenememişsin, hamarat olmadığını bilseydim seninle evlenmezdim" dediğini, her fırsatta aşağıladığını, kadına "çık git seninle uğraşamayacağım" dediğini, kadının çalışmasına izin vermediğini, erkeğin ailesinin de kadını eleştirdiğini ve hakaret ettiğini, erkeğin kadını tartaklayarak fiziksel şiddet uyguladığını, evden kovduğunu, kadının annesine telefonda "kızını istemiyorum, kızından bıktım" dediğini, kadının çantasındaki altınları da alarak babasının evinin önüne bıraktığını, tarafların 27.06.2016 tarihinden beri ayrı yaşadığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, ziynetlerin aynen iadesine veya bedelinin ödenmesine, ev eşyalarının aynen iadesine veya bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının sürekli tartışma yarattığını, hakaretlerde bulunduğunu, yemek ve temizlik işlerini yapmadığını, "böyle işleri köyde yaşayanlar yapar" dediğini, erkeğin ailesine hakaret ve beddua ettiğini, erkeğin annesi felç geçirip hastanede yattığında umursamaz tavırlarda bulunduğu ve güldüğünü, 27.06.2016 tarihinde çıkan tartışma sonucu kadını ailesinin evine bıraktığını, giderken altınları bırakmasını söylemesine rağmen bir kısım altını yanında götürdüğünü fark ettiğini, gittikten sonra da kadının annesinin altınları kadına vermeme nedeniyle erkeğe hakaret ettiğini belirterek kadının fer'î taleplerinin reddine, tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına ''sen hiç bir şey bilmiyorsun, yemek yapamıyorsun, beceriksizsin'' dediği, altınları alarak kadını babasının kapısının önüne bıraktığı, davacının annesine "kızını istemiyorum" şeklinde sözler söylediği, kadına fiziksel şiddet uyguladığı; kadının ise erkeğe ''aptal'' diyerek hakaret ettiği ve hastanede erkeğin annesi rahatsızlandıktan sonra güldüğü, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, ev eşyası davası bakımından ise yargılama sırasında kadına eşyaların teslim edildiği ve usulüne uygun açılmış dava bulunmadığı, bu nedenle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, 3.000,00 TL maddî ve 3.000,00 TL manevî tazminata, ev eşyası talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ev eşyası konusunda usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından bu talep açısından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ziynet alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kadının kusurunun bulunmadığını, hükmedilen tazminatların ve nafakanın miktarının az olduğunu, ev eşyası davası yönünden usulüne uygun açılmış dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair kararın hatalı olduğunu, bu davada vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarları ile ev eşyasının iadesi talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar tesisi ve bu talep yönünden davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının kusurlu olduğunu, tarafların en azından eşit kusurlu kabul edilmesi gerektiğini, hükmedilen tazminatların haksız olduğunu, bir yıl bile sürmeyen evlilik nedeniyle 6 yıl boyunca tedbir nafakası ödemesinin haksız olduğunu, tedbir ve yoksulluk nafakalarının kaldırılması gerektiğini, cevap dilekçesi ile boşanmayı kabul ettiğinden aleyhe vekâlet ücretinin yarısına hükmedilmesi gerekirken tamamına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen nafakalar ve tazminatlar, vekâlet ücretinin miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin tanık beyanlarında net bir tarih bulunmamakla birlikte dilekçeler aşamasındaki anlatımlardan da İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen vakıalardan sonra evlilik birliğinin devam ettiği, erkeğin bu vakıalar yönünden kadını affettiği, en azından yaşanılanları hoşgörü ile karşıladığı, açıklanan nedenlerle bu vakıalar kadına kusur olarak yüklenemeyeceğinden gerekçeden çıkarılması gerektiği, erkeğe yüklenen ve gerçekleşen kusurlara göre erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu, kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi isabetli olmakla birlikte tarafların fiili olarak birlikte kaldıkları süre, yoksulluk nafakasının amacı da dikkate alındığında yoksulluk nafakasına toptan hükmedilmemesi doğru bulunmadığı gibi kadının ihtiyaçları, paranın alım gücü, tarafların mali ve sosyal durumları da dikkate alındığında hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarının az olduğu, kadının ÜFE talebi bulunmadığı halde yoksulluk nafakasına ÜFE oranında artışa karar verilmesinin hatalı olduğu, hükmedilen tazminatların miktarının az olduğu, kadın vekilinin dava dilekçesinde, kadının çeyiz olarak getirdiği ev eşyalarının hala erkekte olduğunu, erkeğin eşyaları teslim etmediğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL değerindeki ev eşyalarının aynen veya tespit edilecek bedeline hükmedilmesini talep ve dava ettiği, bu talebe yönelik harcını da yatırdığı, erkek tarafından, talep edilen bu eşyalara ve değerlerine yönelik bir itirazda bulunulmadığı ve eşyaların tahkikat aşamasında kadına teslim edildiği, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince dava konusu eşyaların teslimi ile konusuz kalan ev eşyalarının iadesi davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve dava açmakta haklı olan davacı lehine yargılama giderleri ile vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu konuda usulüne uygun şekilde açılan bir dava olmadığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm tesisinin doğru bulunmadığı gerekçesiyle kadının kusur belirlemesine, yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarlarına, ev eşyasının iadesi davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar tesisi ve bu talep yönünden lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesine, erkeğin ise yoksulluk nafakasına toptan hükmedilmemesine ve ÜFE oranında artırım uygulanmasına ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kadın yararına 30.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, kadının ev eşyasının iadesi davası konusuz kaldığından bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın ev eşyasının iadesi davası yönünden kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakasına toptan hükmedilmesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tarafların toptan nafaka talebi olmadığı halde buna hükmedilmesinin haksız olduğunu, yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılması gerektiğini, erkeğin kusurunun bulunmadığını, bu nedenle tazminatların haksız olduğunu, erkeğin ev eşyalarının kadına teslim ettiği tarihte ev eşyasına ilişkin davanın harcı yatırılmadığından usulüne uygun bir dava açılmamış sayılması gerektiğini, buna ilişkin kurulan harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin hükümlerin hatalı olduğunu, cevap dilekçesi ile boşanmayı kabul ettiğinden aleyhe vekâlet ücretinin yarısına hükmedilmesi gerekirken tamamına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar, yoksulluk nafakasının toptan belirlenmesi, vekâlet ücretinin miktarı, ev eşyası davası yönünden hükmedilen harç, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar, yoksulluk nafakasının toptan belirlenmesi, vekâlet ücretinin miktarı, ev eşyası davası yönünden hükmedilen harç, yargılama gideri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.