Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7736 E. 2024/4907 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkeğin vekili tarafından özel yetkili vekâletname olmadan açılan boşanma davasında, davacı erkeğin vefatı üzerine mirasçıları tarafından davanın takip edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanma davası açmanın kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olması ve davacı erkeğin hem fiil ehliyetinin bulunmaması hem de vekilin özel yetkiye sahip olmaması nedeniyle davanın usulüne uygun açılmadığı, bu eksikliğin de vefat nedeniyle giderilemeyeceği gözetilerek davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/552 E., 2023/999 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 12. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/1228 E., 2022/852 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın bir kısım davacı erkek mirasçıları vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı bir kısım davacı erkek mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 1.000.000,00 TL maddî ve 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, boşanma davası açmanın kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğunu, dava açmak için özel vekâletname gerektiğini, ancak genel vekâletname ile davanın açıldığını, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini, davanın kabulü halinde ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk lehine aylık 7.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 2.000.000,00 TL maddî, 2.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanma davasının kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili davalardan olmasına rağmen, davacı ... vekilinin vekâletnamesinin özel yetki içermeyen genel vekâletname niteliğinde olması ve kısıtlanmasını gerektirir derecede akıl hastalığı olan davacının, henüz kendisine vasi tayin edilmesinden evvel vefatı sebebiyle dava şartı eksikliğinin giderilmeyecek olması sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek mirasçıları ... ve ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Mirasçılar vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın usulden reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince usuli işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, boşanma davası açmanın ve açılan davayı takip etmenin kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğinde olduğu, bu bakımdan vekâletnamede bu hususta özel yetkiyi gerektirdiği, dava açılırken genel vekâletname sunulup özel vekâletname ibraz edilmediği, davacı asilin açılan davaya onay verdiğine ilişkin herhangi bir sözlü yada yazılı beyanının olmadığı, kaldı ki vesayet altına alınmasına ilişkin Ankara 8. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2021/2197 Esas sayılı dosyasında aldırılan Ankara Şehir Hastanesi'nin 18.11.2021 tarihli ve eldeki dava tarihinden önceye ait olduğu anlaşılan rapora göre, davacı asilin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 405 inci maddesi gereğince vesayet altına alınması gerektiğinin bildirildiği, bu hali ile özel vekâletin davacı asilin değil, atanacak vasisi tarafından verilebileceği, ne var ki davacı asilin hakkında karar verilmeden 15.05.2022 tarihinde vefat ettiği, bu safhada özel vekâlet eksikliğin giderilmesinin mümkün bulunmadığı gözetildiğinde, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu itibarla davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davacı erkek mirasçıları ... ve ... vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek mirasçıları ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Mirasçılar vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın usulden reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek vekili tarafından özel yetkili vekâletnamesi olmadan açılan boşanma davasında bu eksiklik tamamlanmadan davacı erkeğin vefatı üzerine, yetkisiz vekil tarafından açılan boşanma davasının görülüp görülemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi, 74 üncü maddesi, 114 üncü ve 115 inci maddesi, 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek mirasçıları vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Şöyle ki;

a.6100 sayılı Kanun'un "Taraf ehliyeti" başlıklı 50 nci maddesinde "Medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir" ve aynı Kanunun "Dava ehliyeti" başlıklı 51 inci maddesinde ise "Dava ehliyeti, medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir" hükümleri ile taraf ve dava ehliyeti düzenlenmiştir.

6100 sayılı Kanun'un "Dava şartları" başlıklı 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde, "Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması" dava şartı olarak düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 115 inci maddesinin birinci fıkrasında, "Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler", ikinci fıkrasında ise, "Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder" hükümleri düzenlenmiştir.

Somut uyuşmazlıkta; davacı erkek hakkında açılmış vesayet dava dosyasından alınan Ankara Şehir Hastanesinin 18.11.2021 tarihli sağlık kurulu raporunda, ...'nin vesayet altına alınmasını gerektirir akıl hastalığı olduğu, hastalığının devamlı olduğu, vasi tayini gerektiğinin bildirildiği, davacı erkek vekili tarafından genel vekâletname ile 25.11.2021 tarihinde iş bu boşanma davasının açıldığı, vesayet davası sonuçlanmadan davacı erkeğin 15.05.2022 tarihinde vefaat ettiği, bunun üzerine Mahkemece davanın usulden reddine karar verildiği, davayı takip eden bir kısım davacı erkek mirasçılarının istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verildiği, yine bir kısım mirasçılar vekili tarafından kararın temyiz edildiği görülmüştür.

Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartlarından olup, bu husus kamu düzeniyle ilgilidir. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmakla yükümlüdür. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Davada, dava tarihinden önce alınan sağlık kusuru raporunda davacı erkeğin dava tarihi itibariyle sürekli akıl hastalığının olduğu ve kendisine vasi tayini gerektiği belirtildiğine göre, davacı erkeğin ayırt etme gücüne sahip olmadığı ve fiil ehliyetinin bulunmadığı, bu sebeple de dava tarihinde taraf ve dava ehliyenin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu hale göre, davacı erkeğin taraf ve dava ehliyeti bulunmadığından dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir. Ancak Mahkemece, davacı erkeğin vekili tarafından genel vekâletname ile açılan boşanma davasının, erkeğin vefaatı sebebiyle özel yetkiyi içerir vekâletname eksikliğinin giderilemeyeceğinin anlaşılması sebebiyle dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmesinde sonuç itibariyle bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Ayrıca;

b.6100 sayılı Kanun'un "Davaya vekâlette özel yetki verilmesini gerektiren hâller" başlıklı 74 üncü maddesinde, "Açıkça yetki verilmemiş ise vekil;....hangileri hakkında yetki verildiği açıklanmadıkça kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili davaları açamaz ve takip edemez" düzenlemesi öngörülmüştür.

Boşanma davası açmak ve açılan davayı takip etmek kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir. Bu bakımdan vekâletname de bu hususta özel yetkiyi gerektirir. Davacı erkek vekilinin vekâletnamesi genel vekâletname olup, boşanma davası ile ilgili özel yetkiyi içermemektedir. Davanın genel vekâletname ile açıldığı, davacı erkeğin fiil ehliyeti bulunmadığı gibi vekilin vekâletnamesinde özel yetkisi bulunmadığı ve vekâletnamede ki özel yetki eksikliğinin de davacı erkeğin vefatı sebebiyle giderilemeyeceğinin anlaşılmasına göre, usulüne uygun açılmış bir davadan söz edilemeyecektir. Bu durumda usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığına göre, mirasçılar tarafından takip edilebilecek bir dava bulunmamaktadır. O halde, özel yetki ile dava açma ve takip yetkisi bulunmayan vekilin açtığı davanın usulüne uygun açılmadığı gibi özel yetki eksikliğinin de giderilemeyeceği anlaşıldığından davanın, dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

427.60 TL İlam H.

269.85 TL Peşin H.

157.75 TL Kalan H.

1.330.20 TL TBH.

(Yusuf, Ayşe)

2-ZO/KFP/SE/YY