"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/500 E., 2023/890 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 13. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/519 E., 2021/1052 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının asıl davasının reddine, erkeğin birleşen davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin kadına zaman ayırmadığını, destek olmadığını, evlilik süresince kadına psikolojik ve ekonomik baskı uyguladığını, gece yarısına kadar eve gelmediğini, evde bulunduğu sürede de kadına kötü davrandığını, darp ettiğini, bazı günler hiç eve gelmediğini, ev ile ilgilenmediğini, evin temel ihtiyaçlarını karşılamadığını, ekmek parası dahi bırakmadığını, yaşanan en son olayda kadını eve kilitlediğini ve kadını annesi ile birlikte darp ettiğini, bu nedenle ceza aldığını, evlilik süresince kadını aşağıladığını, anlayışsız davrandığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, çalışıp kazandığı parayı eski eşinin kredi borcuna harcadığını, her tartışmada "seni boşayacağım, seni keseceğim" diyerek tehdit ettiğini, başka bir erkek ile mesajlaşarak sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini belirterek birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğe " ben bu adamı öldüreceğim, bir gün haberlerde duyarsınız" dediği, erkeğin annesi için " onu dağa çıkartacağım, bilmem ne yaptıracağım" dediği, yine "5 yılda olsa, 10 yılda olsa ben bundan boşanacağım" dediği, erkeğin ise kusurunun bulunmadığı, kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkek ve annesi tarafından kadına fiziksel şiddet uygulandığını, bu nedenle açılan ceza davasında erkeğin ceza aldığını, erkeğin kusurlu olduğunu, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece kadına yüklenen kusurlardan erkeğin annesi hakkında "onu dağa çıkartacağım, bilmem ne yaptıracağım" dediği vakıasına erkek tarafından dilekçeler teatisi aşamasında dayanılmadığı, bu nedenle bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, kadına yüklenen diğer kusurların ise sabit olduğu, bunun yanında Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2019/776 Esas, 2020/200 Karar sayılı dosyası kapsamında, erkeğin kadına karşı 04.07.2019 tarihinde basit yaralama suçunu işlediğinden bahisle mahkûmiyetine karar verildiği, bu durumda erkeğe fiziksel şiddet kusurunun yüklenmesi gerektiği, mevcut kusur durumuna göre erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesi ve nafaka ile tazminat taleplerinin değerlendirilmesi gerektiği, tarafların gelirlerinin birbirine yakın olması nedeniyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, kadının davasının kabulü ile erkek lehine asıl dava nedeniyle hükmedilen vekâlet ücretinin kaldırılması gerektiği gerekçesiyle kadının kusur tespiti, asıl davanın ve fer'î taleplerin reddine ilişkin istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kadının asıl davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, asıl davanın kabulü yönünden kadın yararına vekâlet ücretine, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusurlu olduğunu, bu nedenle hükmedilen tazminatların haksız olduğunu, kusur oranının yanlış tayin edildiğini belirterek kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi ve hükmedilen tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.