Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7748 E. 2023/5360 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yeterliliği.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen menfaatler gözetilerek hükmedilen tazminat miktarlarının azlığı yönündeki temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/647 E., 2023/1013 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının kısmen onanmasına ve kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, kadın lehine maddî ve manevî tazminata, yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1996 yılında görücü usulü ile evlendiklerini, bu evliliklerinden ortak altı çocuklarının olduğunu, davalının evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmediğini, geçimsiz, kavgacı ve sorumsuz davranışlarında bulunduğunu, dağınık ve bakımsız olduğunu, aile evini sürekli terk ettiğini, küfürlü konuştuğunu, savurgan davrandığını, yatağını ayırdığını, çocukları babaya karşı kışkırttığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların hiçbirini kabul etmediklerini, davacının başka bir kadınla birlikte yaşadığını, birlikte yaşadığı bu kadın ile evlenebilmek için boşanmak istediğini, ortak çocuklardan üçünün davalı ile birlikte yaşadığını, maddî yönden zorluk çektiğini, davacının durumu iyi olmasına rağmen ailesine maddî destek sağlamadığını, birlik görevlerini yapmadığını belirterek açılan davanın reddine, müvekkili ile birlikte yaşayan ve ergin olmayan ortak çocukların her biri için aylık 1.500,00'er TL iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, şayet boşanmaya karar verilir ise müvekkili lehine 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL de manevî tazminata karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya neden olan olaylarda davacı erkeğin, eve yeterince bakmaması, evden ayrılması, karısını istememesi ve güven sarsıcı davranışlarda bulunması nedeniyle az kusurlu olduğu, kadının ise, eşine ve eşinin ailesine kötü muamele ve hakaretlerde bulunması, eşini aşağılaması, evdeki eşyaları kırıp dökmesi nedeniyle daha ağır kusurlu olduğu, kadın yararına somut olayda yoksuluk nafakası ve tazminat şartlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davalı anneye verilmesine, davacı baba ile aralarında kişisel ilişki düzenlenmesine, velâyetleri davalı anneye verilen ortak çocuklar yararına dava tarihinden itibaren hükmedilen ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren ayrı ayrı aylık 350,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, dava tarihinden itibaren davalı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, davalı kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde kabul edilen davanın tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda istinafa gelinmediği için eve yeterince bakmaması, evden ayrılması, karısını istememesi, güven sarsıcı davranışlarda bulunması vakıalarının davacı erkek açısından kesinleştiği, davacı erkeğin dilekçelerin teatisi aşamasında kadının evlilik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sorumsuz davrandığını, evi terk ettiğini, bakımsız olduğunu, geçimsiz ve kavga ettiğini, küfürlü konuştuğunu, savurgan olduğunu, çocukları kışkırttığını, karı koca ilişkilerinin olmadığını ileri sürerek boşanma talep etmesine rağmen İlk Derece Mahkemesince, dilekçelerin teatisi aşamasında dayanılmayan ancak tanık beyanları ile ispat edildiği belirtilen eşini aşağılaması ve evdeki eşyaları kırıp dökmesi kusurunun davalı kadına yüklendiği, oysa dayanılan ve ispat edilen vakıalarla ve aleyhe bozma yasağı da dikkate alınarak dosya kapsamında kadının sadece kocasına kötü muamele ve hakaretlerde bulunması vakıasının ispat edildiği, bu durumda boşanmaya sebep olan olaylarda davacı erkeğin ağır, davalı kadının ise az kusurlu olduğu, boşanma davasının kabulünün usul ve yasaya uygun olduğu, koşulları oluştuğu halde kusur belirlemesi nedeniyle kadının 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 175 inci maddesine aykırı olarak maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının reddinin hatalı olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, çocukların yaşları ile ihtiyaçlarına nazaran çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakası miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle davalı kadının kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerine yönelik istinaf istemlerinin kabulüne, kusura ilişkin gerekçenin açıklandığı şekilde boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine, ilgili hükümlerinin kaldırılarak davalı kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, davalı kadının sair yönlere ilişkin istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden; davalı kadın vekili davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesi, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemiz 10.01.2023 tarihli ilamı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olduğundan ve davalı kadının, cevap dilekçesinde yoksulluk nafakası talep etmemiş olması ve bu konuda usulüne uygun şekilde yapılmış bir ıslah talebinde de bulunmaması nedeniyle davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmeyeceği belirtilerek hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozma ilamına uyulmakla kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının, red edilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin esastan kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili maddelerinin infazda tereddüt yaratmamak üzere bütünüyle kaldırılmasına ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olması nedeniyle 100.000,00 TL maddî 75.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince dava tarihinden itibaren (24.05.2017) 300,00 TL tedbir nafakasının boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar erkekten alınarak kadına verilmesine, süresinde olmayan yoksulluk nafakası talebi konusunda karar vermeye yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; kusur değerlendirmesinin hatalı olduğunu, kadının evlilik birliğinden doğan sorumluluklarını yerine getirmemesi, saygısız tavırlarda bulunması ve küfür etmesi, aşırı derecede bakımsız oluşu, eş ve ailesine kötü muamelede bulunması, sürekli tartışma çıkarması, eş ile yataklarını ayırması ve taraflar arasında karı-koca ilişkisinin bulunmaması nedeniyle kadının kusurlarının bulunduğunu, tanık beyanlarıyla iddiaların ispatlandığını, davalının tanıklarının görgü tanığı olmadığını ve soyut beyanlarda bulunduğunu, davalının ispatlayamadığı cevap dilekçesinde dahi olmayan hususların erkek aleyhine kusur olarak yüklenemeyeceğini, bu durumun istinaf edilmemesi hiçbir zaman usuli kazanılmış hak veya kesinleşme olarak değerlendirilemeyeceğini, davalının huzursuzluk çıkardığını, küfür ettiğini, savurgan olduğunu, eksik ve hatalı karar verildiğini, en azından eşit kusurunda değerlendirilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kadının kusurunun bulunmadığını, tam kusurlu erkeğin davasının reddine karar verilmesini aksi halde davacının ağır kusurlu olduğu dikkate alındığında takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının da buna göre belirlenmesi gerektiğini, miktarların az belirlenmiş olduğunu belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci bentleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Tarafların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.