"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/625 E., 2022/1469 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeninden esas hakkında
hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/490 E., 2021/95 K.
Taraflar arasındaki davacı kadın tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; tarafların gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin bıçak ile kovalayarak kadının hayatına kastettiğini, hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, aşırı alkol aldığını, güvende olmadığı için kadının evden ayrılmak zorunda kaldığın, 2005 tarihinden itibaren ayrı yaşadıklarını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadın yaranına 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, dava dilekçesinin usulüne uygun hazırlanmadığını, kadının sıklıkla evden ayrılmak istediğini söylediğini, saygısız davrandığını, hakaret ettiğini, çalışmaya başlayınca aileye ekonomik olarak hiç bir katkıda bulunmadığını, 2 yıl boyunca kalın bağırsak kanser tedavisi gördüğünü, davacının, bu durumdan haberdar olmasına rağmen yanında olmadığını, ilgilenmediğini, annesi vefat ettiğinde yanında olmadığını, müsrif olduğunu, davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 2005 yılından itibaren ayrı yaşadıkları, en son ayrılığa neden olay olayda kadının eşinden şiddet gördüğü, erkeğin alkol alışkanlığının olduğu; kadının aile bütçesine destek sunmadığı, hastalığında ilgilenmediği vakıalarının ise erkek tarafından ispatlanmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadın yararına 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesinin kanunen zorunlu unsurları içermediğini, davacın tanık beyanlarının soyut, mesnetsiz ve çelişkili olduğunu, görgüye dayalı bilgilerinin olmadığını, hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, erkeğin tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, boşanmaya neden olan olaylarda kadının kusurlu olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesinin hatalı olduğunu, SGK kaydına göre kadının 01.11.2008 tarihi itibari ile yaşlılık aylığı aldığını ayrıca Bulgaristan'dan da emekli aylığı aldığını, kusurlu olan davacı yararına manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, davanın kabulünün ve evlilik birliğinin sarsılmasında davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğuna ilişkin belirlemenin isabetli olduğu; boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan geçici önlemleri kendiliğinden almak zorunda olduğu, İlk Derece Mahkemesince kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi ve hükmedilen tedbir nafakası miktarının isabetli olduğu; kadının emekli olduğu, erkek her ne kadar davacı kadının ayrıca Bulgaristan'da da emekli olduğunu iddia etmiş ise de toplanan delilerle bu yöndeki iddiasını ispat edemediği, erkeğin de emekli olduğu, tarafların gelirlerinin birbirine yakın olduğu, sürekli ve düzenli olarak gelir elde eden kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesi şartları oluşmadığı; boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden tazminat isteyen kadının kusurunun bulunmadığı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak manevî tazminat takdiri ve tazminat miktarının isabetli olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davalı erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının yoksulluk nafaka talebinin reddine; davalı erkeğin diğer sebeplere ilişkin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; her iki tarafında emekli maaşı olduğunu ancak kadının bunun dışında bir gelirinin ya da taşınmazının bulunmadığını, erkeğin Türkiye de birçok taşınmazının olduğunu dolayısıyla gelirlerinin birbirine yakın olmadığını, kadının elde ettiği gelir kadını yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili katılma yoluyla temyiz başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesinin kanunen zorunlu unsurları içermediğini, davacın tanık beyanlarının soyut, mesnetsiz ve çelişkili olduğunu, görgüye dayalı bilgilerinin olmadığını, hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, erkeğin tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, boşanmaya neden olan olaylarda kadının kusurlu olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, tedbir nafakası verilmesinin hatalı olduğunu, kusurlu olan davacı yararına manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı ile kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü maddeleri, 353 üncü ve 355 inci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,