"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/518 E., 2023/857 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 23. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/79 E., 2021/319 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının asıl davasının reddine, erkeğin birleşen davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde; evlendikten sonra ailesi ile birlikte yaşamaya zorladığını, bağımsız konut sağlamadığını, ailesinin evliliğe müdahalesine izin verdiğini, erkeğin ailesinin etkisinde kalarak sürekli kadını terslediğini, "sen bugün varsın yarın yoksun" dediğini, işten ayrılarak evin giderlerini kadına yüklediğini, sürekli ekonomik şiddet uyguladığını, kadının ailesi ile görüşmesini engellediğini, evliliğin başından beri 4-5 kez ailesini ziyaret edebildiğini, en son 13.07.2018 tarihinde kadın ve çocuklar erkeğin rızasıyla ailesinin yanına gittiğinde kadına gelmesini istemediğini söylediğini, bu nedenle kadının eve dönmediğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, ziynet eşyalarının aynen iadesine olmazsa bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadının sürekli olarak boşanmak ve çocukları göstermemekle tehdit ettiğini, istekleri yerine getirilmediğinde defalarca ailesinin yanına giderek erkeği terk ettiğini, erkeğe haber vermeden istediği yere gittiğini, telefonlarını açmadığını, sorumsuz davrandığını, "senden koca olmaz sana baba denilmez, sünepe" dediğini, kadının annesi ile kardeşinin de erkeğe psikolojik şiddet uyguladığını, ailesinin sürekli müdahale ettiğini, kadının erkeğin ailesine saygısız hareketlerde bulunduğunu, erkeğin ailesi ile birlikte yaşamayı kabul ederek evlenmelerine rağmen ayrı eve çıkmak konusunda ısrar ettiğini, aksi halde terk etmekle tehdit ettiğini, bunun üzerine erkeğin Ankara'da iş bulup ev kiraladığını, kadının evlilik süresince ev işi yapmadığını, kadının canı istediğinde çocukları erkeğe gösterdiğini, canı istemezse göstermediğini belirterek birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocukların her biri yararına aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının yanında bulunan çocukları babalarına göstermeyeceğini söylemesi ve haklı sebebini ispatlayamamışken ortak eve dönmemesi nedeniyle kusurlu olduğu, gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararına 5.000,00 TL manevî tazminata, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin tam kusurlu olduğunu, hükmedilen manevî tazminatın kaldırılması gerektiğini, kadının davasının kabulü gerektiğini, tedbir ve iştirak nafakasının miktarının az olduğunu, lehe tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı, reddedilen tazminatlar, hükmedilen manevî tazminat yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların erkeğin annesi ile birlikte Erzurum’da uzunca bir süre yaşadıkları, en son olayda kadının Ankara’da yaşayan ailesini yanına geldiği ve bir daha ortak konuta dönmediği, en son erkeğin dava tarihinden çok az bir süre önce kendi başına Ankara’da ev kiraladığı, kadına “haklı sebebini ispatlayamamışken ortak eve dönmemesi” kusur olarak yüklenmiş ise de kadının manevî açıdan bağımsız olmayan konuta dönmek istememesinin haklı sebep oluşturduğu, bu sebeple bu kusurun kadına izafe edilemeyeceği, bununla birlikte fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi sayılmayacağı, öte yandan tarafların oturacakları konutu birlikte seçmeleri gerektiği, kadının rızası veya hakim izni olmadan dava tarihine yakın zamanda erkeğin ev kiralamasının bağımsız konut sağladığı şeklinde yorumlanamayacağı, bu sebeple boşanmaya sebep olan olaylarda çocukları babalarına göstermeyeceğini söyleyen kadının az, bağımsız konut sağlamayan erkeğin ise ağır kusurlu olduğu, kadının davasının kabulü gerektiği, erkeğin tazminat taleplerinin reddi gerektiği, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarının az olduğu, kadının usulüne uygun ve süresinde maddî ve manevî tazminata yönelik bir talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kadının kendi davasının reddi, kusur belirlemesi ve iştirak nafakası miktarları ve maddî-manevî tazminat yönünden verilen ret kararına ilişkin istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kadının asıl davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların her biri yararına yarı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadının usulüne uygun tazminat talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına tedbir nafakası takdirine yer olmadığına, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinde hata yapıldığını, kadının erkeğin ailesi ile birlikte yaşarken hiç şikayetinin olmadığını, ailesinin yanına gidip de eve dönmemesi nedeniyle erkeğin kadının bulunduğu şehre gidip ev tuttuğunu ancak kadının gelmediğini, bu halde erkeğe kusur yüklenemeyeceğini, erkek yararına hükmedilen manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.