"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/985 E., 2023/1933 K.
KARAR : Kararın kaldırılarak yeniden hüküm verilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/277 E., 2021/771 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının erkeğe manevî olarak destek olmadığı, erkeğin servis şoförlüğü işini beğenmediği, çalışmasına engel olduğu, erkeğin işi bırakmak zorunda kaldığı erkeği kıskandığı, aile bütçesini sıkıntıya sokan harcamalar yaptığı, erkeğe "cehenneme kadar yolun var" dediği, erkeğin işi ile ilgili meşgul olması nedeniyle kadına cevap veremediğinde kadının erkeği eve almadığı, erkeğin bireysel yaşamına izin vermediği, baskı yaptığı ve müdahale ettiği, erkeğin kök ailesinin yanına gittiğinde surat astığı, erkeğin boşanmak istediğini söylediğinde kadının erkeği tehdit ettiği, tarafların 3 yıldır ayrı uyudukları, yemek yedikleri, tarafların kendi bulaşık ve çamaşırını yıkadıkları, ortak yaşamın kalmadığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; erkek tarafından açılan davada kadının ben boşanmak istemiyorum bizim bir problemimiz yoktur dediği, kadının iddialarını kabul etmediği, tarafların aralarında yaşanan sorunlar nedeniyle tarafların yataklarını ayırdığı, taraflar arasında yaşanan tartışmada kadını kök ailesinin "huzurunuz yoksa bizim kızımız hizmetçi değil, yemeğini, bulaşığını, çamaşırını da kendin hallet." dediği kadının bu sözlere destek verdiği bunun üzerine erkeğin kendi işlerini kendi halletmek zorunda kaldığı, erkeğin boşanma davası sürecinde kadın ve çocuğun zorluk yaşamaması için evden ayrıldığı, evin ihtiyaçlarını karşılamaya devam ettiği, kadının erkekten para kazanmak istediği, erkeğin açtığı dava ile bu davanın birleştirilmesini ve kadının davasının reddine hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın davaya süresinde cevap vermemiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekilinin birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının hamilelik nedeniyle aldığı kilolar nedeniyle erkeğin kadını rencide ettiği, hakaret ettiği "çirkin şişko senden iğreniyorum kilo almışsın midem bulanıyor senden, cahil geri zekalı hayvan" dediği, çocuğun doğumundan sonra erkeğin kadınla cinsel ilişki kurmadığı, erkeğin yapılan davetlere kadını yanında istememesi nedeniyle yalnız katıldığı, kadının elbiselerine dokunmasına izin vermediği ve kadını yok saydığı, kadınla aynı evde bulunurken habersizce boşanma davası açtığı, erkeğin ailesine düşkün olduğu ve kök ailesinin tarafların evliliğine karıştığını iddia ederek davanın erkeğin açtığı dava ile birleştirilmesine, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 150.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; dinlenen tanık anlatımlarına göre tarafların severek evlendikleri, evliliklerinin ilk zamanlarında aralarında her hangi bir sorun ya da geçimsizlik olmadığı, hatta çevrelerinde örnek olarak gösterildikleri, kadının zaman zaman davacının ailesinin evine giderek ev ve bahçe işlerinde yardım ettiği, ancak çocukları olmadığı için kadının gebe kalabilmek için tedavi gördüğü, bu süreçte ve daha sonrasında gebelik döneminde kilo aldığı, evlenirken de kilolu olduğu, erkeğin kadının bu kilolu halini sorun etmeye başladığı, eşine karşı davranışlarının değiştiği, eşine dokunmaktan kaçındığı, midem bulanıyor diye söylediği, yatak odasını ayırdığı, aynı evin içerisinde iki yabancı gibi yaşanmasına sebebiyet verdiği, aynı evde yaşamaya devam ederken diğer eşin haberi olmaksızın boşanma davası açtığı, kadının ise erkeğin servis şoförlüğünü bırakmasına sebebiyet verecek davranışlarda bulunduğu, eşine yönelik olağan karşılanmayacak ölçüde kıskanç davranışlar sergilediği; taraflardan devamı beklenemeyecek derecede evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı erkeğin sabit bulunan davranışları nedeniyle kadına göre daha fazla kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; asıl davanın ve karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 550,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 550,00 TL yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 18.000,00 TL maddî, 18.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi kadının kabul edilen boşanma davası ve fer'îlerine yönelik istinaf talebinde bulunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile nafakaların miktarı, erkeğin kabul edilen boşanma davasına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle dosyadaki yazılara, İlk Derece Mahkemesi'nin ilgili ilamında yazılan gerekçeyle tarafların boşanma davalarının kabulü ile eşlerin boşanmalarına karar verilmiş ise de, karar gerekçesi dosya kapsamında toplanan delillerle uyumlu olmadığı, Mahkemece taraflara izafe edilen kusurlar yönünden dinlenilen taraf tanıklarının sözlerinin bir kısmının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan duyuma dayalı beyanlar olup bir kısmı ise sebep ve saiki açıklanmayan inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olduğu, gerçekleşen bu durum karşısında; tarafların evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda karşı tarafın kusurunun bulunduğunu kanıtlayamadığı, tarafların boşanma davaları yönünden 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrasının koşullarının oluşmadığı, tarafların boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tarafların boşanma davalarının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, yapılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince başvuruların kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle tarafların karşılıklı boşanma davasının reddine tarafların sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu olduğunu Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kararın asıl dava yönünden bozulmasına, asıl davanın kabulüne ve karşı davanını reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne karar verilmesi talebiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davalarının kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ncı,166 ncı, 169 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,03.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.