"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1723 E., 2023/603 K.
KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/193 E., 2020/285 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine, erkeğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci ve 163 üncü maddesinde özel sebebe dayalı olarak açtığı davaların reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının müvekkiline karşı fiziki, duygusal ve sosyal şiddet eylemleri olduğunu, son bir yıl ayrı odalarda kaldıklarını, konuşmadıklarını, birlikte birşey yapmadıklarını ve son 4 aydır da ayrı yaşadıklarını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ortak çocuğun velâyetinin babaya bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili ıslah dilekçesinde özetle; kadının bir insana asla yakışmayan agresif, küfürbaz ve tehditkar kişiliği ve tesiri altına girdiğini, boşanma davası açacağını bildirdikten sonra, kadının hakaret ve tehdit içeren eylemlerde bulunduğunu, mal varlığını kaçırmakla müvekkilini tehdit ettiğini, mal varlığının büyük kısmını elden çıkardığını, gece, gündüz ayrımı yapmaksızın defalarca arayarak, müvekkilinin huzur ve sükununu bozduğunu, müvekkilinin iş arkadaşı olan ... ve ailesi ve de site sakinleri nezdinde müvekkili rencide ettiğini ve müvekkilinin haysiyetini, gururunu ve itibarını yerle bir ettiğini, 21.03.2017 tarihinde müvekkiline ait işyerine gelerek işyerine ait çok sayıda belgeyi ve menkulu çalmasından bahisle şikayetçi olduğunu, tüm maddî vakıaların aynı zamanda kadın ile müvekkili arasındaki evlilik birliğini temelinden sarstığını, her dönem sebepsiz yere şiddetli hakaretleri olduğunu, kadının odasını ayırdığını, ortak hane içerisinde sohbet, yemek yemek ve diğer iletişimin kesildiğini, evlilik birliğinden kaynaklı işleri dahi yapmadığını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 162 nci ve 163 üncü maddesinde özel sebebe dayalı olarak boşanmalarına, aksi halde 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 500.000 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, kadının davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin evlilik birliği içinde ilgisiz, sinirli, agresif ve saldırgan davranışlar sergilediğini, müvekkiline psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, 2016 yılından itibaren eşini ve çocuğunu Paris'te bırakıp aniden ve sık sık Türkiye'ye gelip gitmeye başladığını, gidiş gelişlerinde eşini ve çocuğunu arayıp sormadığını, ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, telefonda engellediğini, eve geldiği bir gün çocuğun önünde eşine fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ve küfürler ettiğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, evi terk ederek evlilik dışı ilişkisini sürdürerek tatile gittiğini, bu kadının tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, babalık görevlerini yerine getirmediğini, baskı altına aldığını, yaşanan olaylarda ağır kusurlu olduğunu belirterek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk yararına aylık 15.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına 15.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin başka bir kadın ile ilişkisi olduğu, eşine ve çocuğuna psikolojik şiddet uyguladığı, hor gördüğü, aşağıladığı, çocuğu uzun süre yalnız evde bırakıp başka bayanla tatile gittiği, sorumluluklarını ihlal ettiği, kadının ise eşine hakaret ettiği, aşağıladığı belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğu, gerekçesi ile her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 4.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 90.000,00 TL maddî ve 90.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 162 nci ve 163 üncü maddesinde özel sebebe dayalı olarak açtığı davaların reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, hukuka aykırı delillerin hükme esas alınması, 4721 sayılı Kanun'un 162 nci ve 163 üncü maddelerine dayalı davaların reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası talebinin reddi, maddî-manevî tazminat ve iştirak nafakası miktarları yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin ve kadının kusur belirlemesine yönelik itirazlarının kabulü gerektiği, erkeğin başka bir kadın ile ilişkisi olduğu, eşine ve çocuğuna psikolojik şiddet uyguladığı, hor gördüğü, aşağıladığı, çocuğu uzun süre yalnız evde bırakıp başka bayanla tatile gittiği, sorumluluklarını ihlal ettiği, kadına yoğun hakaret, küfür ve tehditlerle psikolojik şiddet uyguladığı, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, evi terk ettiği, kadının ise eşine hakaret ettiği, aşağıladığı, erkeğe küfür ve tehdit içeren sözler söyleyerek psikolojik şiddet uyguladığı belirtilerek erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda kadına nispeten ağır kusurlu olduğu ve tarafların ekonomik sosyal durumları, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına takdir edilen tazminat miktarlarının az olduğu, kadın tarafından dosyaya sunulan sosyal medyadan elde edilen fotoğrafların hukuka aykırı olarak elde edildiğini ispat yükü erkekte olduğu, erkek dosya kapsamındaki bu delillerin hukuka aykırı şekilde elde edildiğini ispatlayamadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, hukuka aykırı delillerin hükme esas alınması, 4721 sayılı Kanun'un 162 nci ve 163 üncü maddelerine dayalı davaların reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi yoksulluk nafakası talebinin reddi, maddî-manevî tazminat ve iştirak nafakası miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların kabul edilen davaları ve erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 162 nci ve 163 üncü maddelerine dayalı davaların reddi koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile erkeğin reddedilen tazminat talepleri, nafakaların miktarı, kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulü gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 162 nci ve 163 üncü maddeleri, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 331 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı erkeğin tüm, davalı-davacı kadının aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden BOZULMASINA,
2.Davacı-davalı erkeğin tüm, davalı-davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden Aynur'a iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Seyfettin'e yükletilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.