"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/783 E., 2023/613 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ: Beykoz 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/288 E., 2020/753 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun esastan reddine ve kadının başvurusunun kısmen kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince "kadının birleşen davasının kabulüne" dair karara karşı davacı -davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı bu yönden istinaf yoluna başvurmayan davacı -davalı tarafın, Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı bu yönden temyiz hakkı da bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı -davalının "kadının birleşen davasının kabulüne" yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davalı -davacı vekilinin tüm, davacı -davalı vekilinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı erkek vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının çocukları da alarak iki kez evi terk ettiğini, sebepsiz küstüğünü, 2-3 ay konuşmadığını, odasını ayırdığını, geçimsiz olup surat astığını, sürekli tartışma çıkardığını, huzur vermediğini, erkeğe hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, küçük düşürücü sözler söyleyerek küçümsediğini, beğenmediğini söylediğini, sevgi ve saygı göstermediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, erkeğin eski nişanlısıyla bağlantı kurup yasak ilişki yasaması nedeniyle tarafların aralarının bozulduğunu, bu durumu inkar etmeyen erkeğin sonrasında kadına sürekli fiziksel şiddet uygulayıp hakaret ettiğini, tehdit ettiğini, suçlamalarda bulunduğunu, uyguladığı şiddet nedeniyle evden ayrıldığını ancak akrabaların araya girmesiyle yeniden bir araya geldiklerini, ancak erkeğin bir süre sonra yabancı uyruklu kadınlarla iletişime geçtiğini ve beraber olduklarının öğrenildiğini, sürekli para sıkıntısı çıkardığını, çalışması için zorladığını, aylarca eve gelmediğini, yurtdışı seyahatlerine gittiğini, çocukları arayıp evleneceğini söylediğini, yeniden barıştıklarını ancak erkeğin sadakatsiz davranışlarına devam ettiğini, şiddet uyguladığını, odaya girmesine izin vermediğini, küfür, hakaret ve ihanet ettiğini, psikolojisinin bozuk olduğunu, ev ve çocuklarla ilgilenmediğini, cinsel, duygusal ve ekonomik şiddet uyguladığını iddia ederek; erkeğin davasının reddini istemiş, birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ÜFE-TÜFE oranında artırım kaydıyla çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin yabancı hayat kadınlarının numaralarını cebinde taşıdığı, başka bir kadınla ilişkisi olduğu, eşinin anne ve babasının cenazesine katılmadığı, evi, eşi ve çocuklarla ilgilenmediği, hasta olduğu zamanlarda cinsel ilişkiye zorladığı, sonrasında odadan kovduğunu, hakaret ettiği, aşağıladığı, fiziksel şiddet uyguladığı, eşinin sağlık sorunları ve tedavisi ile ilgilenmediği, kazancını eve harcamadığı, kadının ise eşine küstüğü, evi sürekli terk ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkek ağır, kadın hafif kusur olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakasının, gelecek yıllar için kesinleşme tarihi esas alınarak her dönem başında TÜİK tarafından açıklanacak her yıl TEFE-TÜFE ortalaması oranında artırılmasına ve kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan nafaka ve maddî-manevî tazminatların esası ve miktarları, iştirak nafakası miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tanık beyanlarının hükme esas alınması, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminat miktarları, iştirak nafakası miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, tarafların yaşları, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, günün ekonomik koşulları, kadının ve ortak çocukların zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının ve çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakalarının az olduğu ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; kadının istinaf başvurusunun tazminatlar ile yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle ortak çocuk yararına aylık 800,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasına kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakasının, gelecek yıllar için kesinleşme tarihi esas alınarak her dönem başında TÜİK tarafından açıklanacak her yıl TEFE-TÜFE ortalaması oranında artırılmasına kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş ve kadının sair, erkeğin ise tüm istinaf talepleri esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan nafaka ve maddî-manevî tazminatların esası ve miktarları, iştirak nafakası miktarı ve vekalet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tanık beyanlarının hükme esas alınması, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminat miktarları, iştirak nafakası miktarı ve vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı, çocuklar için hükmedilen nafakaların miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci,182 inci , 327 inci, 328 inci, 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle temyiz inceleme tarihi itibariyle ortak çocuğun ergin olduğunun anlaşılmasına göre davacı- davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı -davalı erkek vekilinin "kadının birleşen davasının kabulüne" yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî / manevî tazminatın ve yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden kadın yararına BOZULMASINA,
3.Davacı- davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıdaki temyiz giderinin Kemal'e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Serpil'e iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.