Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7826 E. 2024/5835 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur, velayet, nafaka, tazminat miktarları ve kişisel ilişki düzenlemelerine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1205 E., 2023/1851 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Amasya Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/522 E., 2023/31 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin; evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkiline fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, kötü sözler sarf ettiğini, ortak çocuklara sevgi ve şefkat göstermediğini ve sorunlarıyla ilgilenmediğini, son yaşanan hadisede müvekkilinin anne ve babasına saldırdığını, bıçak çektiğini, çocuklara şiddet uyguladığını, aşırı kıskanç olduğunu, silahla tehdit edilmek suretiyle cinsel şiddet uyguladığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 400,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,000 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata, müvekkiline ait ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde ziynet alacağına karşılık olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte şimdilik 1.000,00 TL'ye hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, kadının en ufak tartışmada küstüğünü, çocukları da alarak baba evine gittiğini, çocukları müvekkilinin annesi ile görüştürmek istemediğini, müvekkiline kadın eşin ailesinin fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkiline ve ailesine hakaret ettiklerini iddia ederek; kadının davasının reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 400,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin; düzenli çalışmadığı, sabit gelir sahibi olmadığı, evin ve ortak çocukların ihtiyaçlarının aileler tarafından karşılandığı, eşine ve çocuklarına gerekli ilgi ve özeni göstermediği, iş çıkışı dahi öncelikle kök ailesinin evine gittiği, çocuklara sert davrandığı ve şiddet uyguladığı, eşine şiddet uygulayıp sinkaf içerikli küfürler sarf ettiği, kayınvalidesinin yanında yüzüğünü çıkarıp eşine seni boşayacağım diyerek incitici sözler sarf ettiği, kıskanç yapıda olduğu eşini ailesinden ve yakın akrabalarından dahi kıskandığı, erkeğin annesinin kadın ve çocukları hakkında olumsuz sözler sarf edip kötü temennilerde bulunduğu erkek eşin bu duruma müdahale etmediği, sesiz kaldığı, yine annesinin, ortak çocukların cinsel organı ile oynayıp, küfür içerikli el hareketleri göstermesinin ve çocuğa öğretmesinin önüne geçmek için çaba göstermediği, kayınpederi hakkında "baban kim ki, ben onu altıma alıp çiğnerim" demek suretiyle aşağıladığı, saygı sınırını aştığı, kayınpederinin yüzüne "lan" diyerek kaba sözler sarf edip saygısızlık yaptığı, son yaşanan olayda ortak çocuklarında bulunduğu ortamda eşi ve eşinin kök ailesinin üzerine bıçakla yürüyüp, kovaladığı, hepinizi öldüreceğim, kanınızı içeceğim diyerek tehdit ettiği, kadın eşin ise; babasının etkisinde kaldığı, son yaşanan olayda eşi ve ailesi arasında karşılıklı arbede yaşandığı, kadının ayırabilmek için araya girmeye çalışmadığı, aksine eşine onun da vurduğu, eşinin ailesini istemediğini ve torunlarını görmelerine izin vermediğini beyanla davacı kadına kusur izafesinde bulunmuş ise de dinlenen tanık anlatımlarından kadının eşinin ailesine karşı saygısızlığı olmadığı, eşinin aile ve akrabalarını benimsediği, Türk toplumunda erkek çocuklarının cinsel bölgeleri ile ilgili yüceltici ve nahoş içerikli benzetmelerin yaygın ve kanıksanan bir durum olduğu, yine bazı aile bireylerinin erkek çocuklarının küfür etmesinden yahut el hareketi yapmasından hoşnut olup bunu espri olarak nitelendirebildikleri, bu gibi davranışların çocukların ahlaki ve manevi gelişimlerini olumsuz etkileyebileceği, cinsel kimliklerinin toplumdaki birey olma kimliklerinin önüne geçmesine sebebiyet verebileceği, eldeki dosyada davalının annesinin, torunlarına yaklaşımlarının bu yönlü olduğu bu itibarla kadının çocuklarını babaanneleri ile birebir görüştürme hususunda hassasiyet taşımasının haklı tepki niteliğinde olduğundan beisle kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin ağır kadının ise az kusurlu olduğu; boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ağır kusurlu erkek eşin maddî ve manevî tazminata hak kazanamayacağı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davalarının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında her ayın ikinci ve dördüncü cumartesi günü saat 10:00'da başlayıp aynı gün saat 17:00' de bitecek şekilde, dini bayramların 2. günü saat 10:00'da başlayıp, aynı gün saat 17:00 'a kadar kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar yararına aylık ayrı ayrı 400,00'er TL tedbir nafakasına, nafakanın boşanma kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren aylık 500,00'er TL arttırılarak aylık ayrı ayrı 900,00'er TL iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, nafakanın kararın kesinleşme tarihinden itibaren aylık 600,00 TL arttırılarak aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine ve kadın yararına kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet eşyası talebinin dosyadan tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, erkek eşin davasının kabulü, kabul edilen nafaka ve tazminatların miktarları, kişisel ilişkinin süresi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının davasının ve fer'î taleplerinin kabulü, reddedilen kendi fer'î talepleri, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemeleri yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece ortak çocuklar yararına aylık ayrı ayrı 900,00'er TL iştirak nafakasına hükmedilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (6100 sayılı Kanun) gereğince, davacı-davalı kadının dava dilekçesinde aylık 400,00'er TL iştirak nafakası talebinde bulunduğu ve dilekçelerin teatileri aşamasında usulüne uygun ıslahla talebini de artırmadığından takdir edilen iştirak nafakası miktarının talebi aştığı, kişisel ilişki düzenlemesinde esas olanın çocukların üstün yararı olduğu, çocuklar ile ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi ana ve baba için bir hak olduğu gibi, çocuklar için de bir hak olduğu, kurulacak kişisel ilişkinin analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olması gerektiğinden, daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile; çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarı, çocuklar ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin süresi ve kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarına yönelik istinaf başvurularının kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle ortak çocukları ile baba arasında her ayın 1. ve 3. haftaları cumartesi sabah saat 09:00’dan pazar akşamı saat 17:00’a, her yıl 1 Temmuz saat 09:00’dan 31 Temmuz saat 17:00’a, sömestr tatilinin ikinci haftası cumartesi sabah saat 09:00'dan takip eden cuma günü akşam saat 17.00'a, her yıl ilk ara tatilin birinci günü saat 09:00'dan son günü saat 17:00'a, ayrıca dini bayramların 2. günü saat 09:00’dan bayramın 3. gün saat 17:00’a, babalar günü sabah saat 09:00’dan aynı gün saat 17:00’a kadar olmak üzere, baba tarafından çocuğun anne yanından bizzat alınarak süre sonunda geri teslim edilmek üzere kişisel ilişki kurulmasına, çocukların herbiri yararına aylık 400,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, erkek eşin davasının kabulü, kabul edilen nafaka ve tazminatların miktarları, kişisel ilişkinin süresi yönlerinden kararın lehine bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının davasının ve fer'î taleplerinin kabulü, reddedilen fer'î talepleri, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemeleri yönlerinden kararın lehine bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadının ve erkeğin boşanma davalarının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar ve miktarları ile velâyet ve kişisel ilişki düzenlemeleri noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı ve 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 323 üncü, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.