Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7834 E. 2024/5707 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranları, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun tespiti ve derecesi, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1111 E., 2023/1709 K.

KARAR : Kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/261 E., 2022/973 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin önceki evliliğinden olan çocuğuna gerekli özeni gösterdiği halde erkeğin kız kardeşinin kadına baskı uyguladığını, erkeğin kız kardeşinin kadını eşine şikayet ettiğini, kadını eleştirdiklerini, kız kardeşinin etkisi altında kalarak kadına hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; iddiaların gerçeği yansıtmadığını, kadının erkeğe hakaret ettiğini, küçük düşürücü ve onur kırıcı sözler söylediğini, iftira attığını ileri sürerek tarafların boşanmalarına, kadının nafaka ve tazminat istemlerinin reddine, erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının cenazeye gidemediği, kadının ailesini evden kovduğu, kadının eşyalarını kapının önüne koyduğu, erkeğin kız kardeşinin sürekli tarafların evinde olduğu, davacı kadın ise erkeğin ilk evliliğinden olan çocuğunu evde istemediği, kahvaltı hazırlamadığı, çocuğun sorumluluğunu alamayacağı, ayağının altında dolaşmasını istemediği, kahvaltı hazırlayamacağı, eve ders getirmeyeceği yönünde söylemlerinin olduğu, "Arda 'yı bu evde istemiyorum. Gitsin halasının evinde kalsın." dediği, erkeğe karşı "sen adam mısın, şerefsiz, ağzına bilmem ne yaparım, topluma giremezsin, boşayacağım seni, ben evliliği zaten denemek için yaptım, ben istediğim gibi yaşarım, bana kimse karışamaz, ben sana hesap vermek zorunda mıyım, ben bu camış gibi yatan adamla, terbiyesiz aç köpekle yapamıyorum, gidiyorum, bundan sonra arkamdan gelmesin. Anlaşmalı da boşanmayacağım köpek gibi süründüreceğim" şeklinde sözler söylediği, davacı kadının kocası hakkında " şerefiz yatıyor" , " kalk şerefsiz baban geldi" dediği, türlü hakaretler ettiği, böylece boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, geliri bulunmayan kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve aynı miktarda yoksulluk nafakası ödenmesine, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, erkeğin tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ile nafaka ve tazminatların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile kendi tazminat talebinin reddi yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince tespit edilen kusurların gerçekleştiği ancak kadın yararına takdir olunan maddî ve manevîtazminat miktarlarının az olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre yoksulluk nafakasının irat biçiminde ödenmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kadının tazminatların miktarına, erkeğin ise yoksulluk nafakasına yönelik istinaf itirazlarının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir nafakası ile bir defada ödenmek üzere 25.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, yine kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin ailesinin kadına hakaret ettiğini, erkeğin eski eşi ile kıyasladıklarını, kadını dışladıklarını, kadının akraba ve arkadaşları ile görüşmesini kısıtladığını, onur kırıcı sözler söylediğini, fiziksel şiddet uyguladığını, kadının ziynetlerini alıkoyarak kadını yumrukladığını, kadının erkeğe hakaret ettiğine ilişkin tanık beyanlarının kurgudan ibaret olduğunu, tedbir nafakası ve tazminatların miktarının az olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, tedbir nafakası ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkek aleyhine belirlenen kusurların yanlı ve çelişkili tanık ifadelerine dayandırılmasının hatalı olduğunu, hükmün eksik inceleme ve eksik delil değerlendirilmesi neticesinde oluşturulduğunu, kadının tam kusurlu olduğunu, erkeğin tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, fiziksel şiddet iddiasının gerçeği yansıtmadığını, kadının kendi isteği ile evi terk ettiğini, bu hususa ilişkin olarak savcılık dosyası, bilirkişi raporu ve flash belleğin mahkemece değerlendirilmediğini, kadının evi 16.30 civarında terk edip kendine zarar verdikten sonra 18.00 civarında darp raporu aldığını, video kaydında fiziksel şiddete ilişkin herhangi bir bulguya rastlanılmadığını, kadının daha önceden de kendisine zarar verdiğini, bu davranışlara müsait bir yapıda olduğunu, erkeğe hakaret ettiğini, eşi ile ilgilenmediğini, kadın yararına nafaka ve tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu ve miktarların fahiş olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile kendi manevî tazminat talebinin reddi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur tespitinin doğru yapılıp yapılmadığı, tarafların kusurlu davranışlarına göre kadın yararına tazminat ödenmesine ve erkeğin tazminat taleplerinin reddine ilişkin verilen kararın hukuka aykırı olup olmadığı, kadın yararına nafaka ödenmesine ilişkin yasal koşulların oluşup oluşmadığı ile nafaka ve tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olarak belirlenip belirlenmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.