"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1557 E., 2023/556 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/542 E., 2020/95 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine ve ziynet alacağı davasının kısmen kabulü kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, evliliğin kendisine yüklediği manevi görevleri yerine getirmediğini, küfürlü konuştuğunu iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, dilekçede belirtilen ziynet alacağının aynen iadesine aksi taktirde şimdilik yasal faizi ile birlikte 2.000,00 TL bedele hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı kadın vekilinin 31.10.2019 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dava dilekçelerinde boşanma sebebini evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayandırdıklarını ancak davalarını bütünüyle ıslah ettiklerini, tarafların öncelikle zina hukuki nedenine dayalı olarak boşanmalarını mümkün olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini ve ıslah ile bedelini artırdıkları ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu taraf olmadığını, öncelikle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, boşanma halinde velayetin kendisine verilmesini, kadının maddi taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının davasının öncelikle zina, mümkün olmaz ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayandığı, dosya kapsamındaki tanık beyanları ve diğer deliller ile erkeğin zinasının ispat edilemediği, kadının terditli olarak açılan davasının evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine de dayalı olduğu, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin, daha önce de telefonla başka bayanlarla mesajlaştığı, eşinden gizli hat ve telefon kullanımı olduğu, önceki olaylar af edilmiş ise de son olarak müşterek çocuğun arabada eşden gizli bir telefon bulmasından sonra taraflar arasında sorunun yeniden başladığı ve tarafların davadan önce ayrı yaşamaya başladığı, delillerin zina eyleminin ispatlandığının kabulüne yeterli olmadığı ama eşinden gizli hat ve telefon bulunması halinin ve başka kadınlarla mesajlaşmak ve konuşmak için bu telefon ve hattın kullanılmasının sadakat ve güven duygusunu sarsıcı davranış olup davalının bu kusurunun sabit olduğu, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; zina hukuki nedenine dayalı davanın reddine, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 350,00TL tedbir ve 450,00TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve 450,00TL yoksulluk nafakasına nafakaların her yıl TEFE-TÜFE oranında arttırılmasına ve kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, davacı kadının ziynet eşyası taleplerinin kısmen kabulü ile; 16 adet 22 ayar 200 gram bilezik, 12 adet çeyrek, 1 adet 14 ayar setin aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedelleri olan 34.776,00 TL 'nin dava tarihinden geçerli faizi ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; zina hukuki nedenine dayalı davasının reddi,kadın ve çocuk yararına hükmedilen tedbir yoksulluk ve iştirak nafakası ve tazminat miktarları, reddedilen ziynet eşyaları yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi velayet, kadın yararına hükmedilen nafakalar ile tazminatların kabulü ve miktarları, kabul edilen ziynet eşyaları yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, tarafların yaşları, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, günün ekonomik koşulları, kadının ve ortak çocukların zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının ve çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakalarının az olduğu , davacı kadının, dava dilekçesinde maddî ve manevî tazminatlar yönünden yasal faiz talebi hakkında mahkemece, olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamasının isabetli olmadığı, ziynet altınlarına yönelik ise; kadının iddiası, tanık beyanları, erkeğin ziynet eşyalarının bir kısmının evlilik birliği içerisinde bozdurulduğuna ilişkin kabulü dikkate alındığında erkek tarafından alıkonulan ve iade edilmeyen erkeğin kadına ait ziynet eşyalarını iade yükümlülüğü bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ilişkin karar, maddi gerçeğe, iddia ve savunma kapsamında dosya kapsamında sunulan delillere, yasal düzenleme ve içtihatlara uygun olup, usul ve esas yönlerinden kararda bir yanlışlık veya isabetsizlik görülmediği fakat kabul edilen ziynet alacağı bedelinin ıslah edilen miktarı yönünden ıslah tarihinden, diğer bölümü yönünden ise dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken kabul edilen ziynet alacağı bedelinin tümü üzerinden dava tarihinden geçerli olacak şekilde yasal faize hükmedilmesi doğru görülmeyerek hükmün bu yönden düzeltilmesi gerektiği, sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; kadının kendisi ve müşterek çocuk yararına hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarlarına yönelik, erkeğin kabul edilen ziynet eşyalarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden geçerli olmak ve tahsilde tekerrüre sebebiyet vermeyecek şekilde aylık 750,00TL yoksulluk nafakasına, çocuk yararına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden reşit olduğu 20.09.2022 tarihine kadar geçerli olmak tahsilde tekerrüre sebebiyet vermeyecek şekilde aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, ziynet alacağı davasında faize ilişkin bölümün kaldırılarak kadın yararına hükmedilen toplamda 34.776,00 TL ziynet eşyası alacağı bedelinin 2.000,00 TL'sinin dava tarihinden, 32.776,00 TL'sinin ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi velayet, kadın yararına hükmedilen nafakalar ile tazminatların kabulü ve miktarları yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatların ve yoksulluk nafakasının kabulü ile miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.