"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1143 E., 2023/566 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Beykoz 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/731 E., 2021/177 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine ziynet alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi karar taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; 1988 yılında evlenen tarafların bir çocuklarının olduğunu, iki yılı aşkın süredir fiilen ayrı yaşadıklarını, erkeğin son zamanlarda eşini fiziki olarak beğenmeyerek sevgi, saygı ve ilgi göstermediğini, hakaretler ettiğini, hizmetçi gibi gördüğünü, sorumsuz ve vurdumduymaz tavırlar sergilediğini, evin giderlerine maddî katkıda bulunmadığını, tüm gününü bilgisayar ve televizyon başında geçirip çocukla da ilgilenmediğini, kişisel temizliğine dikkat etmediğini, iki yıldır Yozgat'taki bağ evinde kaldığını, ziynetlerini iade etmek üzere alarak geri vermediğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle 120.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata, kadına ait 13 adet çeyrek altın, 5 adet 10'ar gramlık 22 ayar bilezik, 40 gram civarında küpesiyle 22 ayar setin aynen iadesine, iadenin mümkün olmaması halinde ise 28.992,26 TL ziynet bedelinin erkekten tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı erkek vekili davaya cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarında bahsettiği olayların bizzat davacının faili olduğunu, müvekkilinin hiç bir yönünü beğenmeyerek hakaretler ederek aşağılayıcı tavırlar sergilediğini, evden kovduğunu, uyguladığı baskılar sonucu çektirdiği kredi ile çocuğa araba aldığını, müvekkilinin birikimleriyle aldığı evi sattırıp büyük bir kısmını adına bankaya yatırdığını, paraya öncelik verdiğini, sürekli boşanmak istediğini söyleyip müvekkiline "pis, kirli, pasaklı" şeklinde hakaret edip evde bulunmasını dahi istemediğini, "git, çalış, para kazan, sen nasıl erkeksin" gibi sözler sarfettiğini, inatçı tavırları nedeniyle evliliği sorun haline getirdiğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, erkek yararına aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle 100.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;19.10.1988 tarihinde evlenen tarafların bu evlilikten ortak ve ergin bir tane çocuklarının olduğu, davalı- davacı erkeğin eşine "Sen ne kadar çirkinsin" dediği, evlilik birliği içinde alınan konutun kredisinin ödenmesi konusunda davacı-karşı davalı eşini yalnız bırakıp, çalışmayarak ailenin ekonomik sorumluluklarını üstlenmediği, davacı- davalı kadının davalı- davacı eşine "Pis, kirli, pasaklı" diyerek hakaret ettiği ve aşağıladığı, eşine boşanmak istediğini söyleyerek ve "İstersen bu evde sen dur. İstersen ben gideyim" diyerek ortak hayatı sona erdirdiği, tarafların ispatlanan eylemleri göz önüne alındığında aralarında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte geçimsizliğin bulunduğu, aralarında sevgi-saygı ortamı ve bir arada yaşama istek ve iradesi bulunmadığı, her iki tarafın da boşanma konusunda kararlı olduğu ve fiilen ayrı yaşadıkları anlaşıldığından artık eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın ve evliliğin devamında taraflar, ortak çocuk ve toplum için bir yarar bulunmadığı ve evlilik birliğinin sonra ermesinde eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile asıl dava ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince boşanmalarına, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu bulunması sebebi ile 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi gereğince asıl dava ve karşı dava yönünden tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, nafaka yükümlüsünün kusuru aranmayacağı, sosyal ve ekonomik durumu nazara alındığında, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından davacı- davacı kadın lehine 4721 sayılı Kanun'un 175 nci maddesi gereğince karar tarihinden itibaren geçerli olmak ve karar kesinleşinceye kadar tedbir, kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devam etmek üzere, aylık 500,00 TL nafakanın, davalı- davacıdan alınarak, davacı-karşı davalı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı- davalı kadının ziynet alacağı talebine ilişkin açılan davanın tefriki ile yeni bir esas üzerinden devamına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi, karşı davanın kabulü, reddedilen maddî ve manevî tazminatlar, nafakanın miktarı yönünlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi, asıl davanın kabulü ve nafaka yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi, karşı davanın kabulü, reddedilen maddî ve manevî tazminatlar, nafakanın miktarı yönünlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi, asıl davanın kabulü, tedbir ve yoksulluk nafakası yönlerinden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı ve açılan boşanma davalarının kabulü şartlarının mevcut olup olmadığı ile fer'îleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.