Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7849 E. 2024/4245 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur belirleme, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkesi gözetilerek kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesi kararının bu hususlarda bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/663 E., 2023/949 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/348 E., 2022/97 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; tarafların 2017 yılında boşanma sürecine girdiğini, dava sürecinin tarafların barışması suretiyle sona erdiğini, erkeğin önceki evlilik birliğini temelinden sarsan tutum ve davranışlarda bulunmayacağı yönünde söz vererek kadını evlilik birliğinin devamına ikna ettiğini, taraflar barıştıktan sonra da erkeğin kadına hakaret ettiğini, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, darp ettiğini, çocuğuna ve eşine karşı kendisinden beklenen yükümlülükleri yerine getirmediğini, kadının ve çocuğun hiçbir maddî ihtiyacını karşılamadığını, fiilen evlilik birliği devam ettiği süreçte kadının şehir dışında yaşan anne, babası ve kardeşlerinin kendilerini ziyaret etmelerine engel olduğunu, düğünlerinde kadına takılan takıları zorla istediğini, bu isteği kabul edilmeyince kadına hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, ardından fiziki şiddet uyguladığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ödenmesine, yine kadın yararına 70.000,00 TL maddî, 70.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-birleşen davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının evlilik hayatı boyunca erkeğe psikolojik ve duygusal şiddet uyguladığını, asosyal bir kişiliği sahip olduğunu erkeğin ailesi ile bile görüşmek istemediğini, erkeği, ailesi ile görüştüğünde sorun ve kavga çıkardığını, erkeğin kazandığı parayı küçümsediğini, ekonomik şiddet uyguladığını, öfke kontrol sıkıntısı olduğunu, ortak çocuğu babasının haberi olmaksızın Gebze'ye götürdüğünü ve çocuğu göstermeyeceğini söylediğini, cinsel şiddet uyguladığını ileri sürerek davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-birleşen davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının, erkeğin yakınlarına iyi davranmadığını, onları sürekli hor gördüğünü, evinde istemediğini, hakaret ettiğini, sürekli olarak ailesinin zenginliğinden bahsettiğini, erkeğin ekonomik durumunu küçümseyip onu rencide etmekten zevk aldığını, tüm ziynetleri erkekten gizleyerek kök ailesine verdiğini ileri sürerek asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında daha önceden karşılıklı boşanma davası açılıp erkeğin davasından feragat etmesi nedeniyle asıl davanın reddedildiği kadının ise karşı davasını takip etmemesi nedeniyle karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, tarafların önceki boşanma davasından sonra barışıp 2020 yılının Mayıs ayına kadar beraber yaşadıkları, bu tarihten önceki olayların af kapsamında kaldığı, erkeğin 05.05.2020 suç tarihli mahkeme kararında kadına fiziksel şiddet uyguladığının mahkumiyet hükmüyle sabit olduğu, kadının ise tarafların suça konu olay gününde erkeğe "p...k" şeklinde küfür ettiğinin tanık beyanları ile ispatlandığı, tarafların diğer iddialarının ise tarafların daha önceki boşanma davasından sonra barışmış olmaları da göz önüne alınarak ispatlanamadığı, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin sosyal inceleme raporundaki tespitler uyarınca anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, kadının boşanmayla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir, 700,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir, 700,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 12.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınıp kadına verilmesine, yasal şartları oluşmadığından erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ile nafaka ve tazminatların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile kendi tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadına, eşine küfür ettiği yönünde yüklenen kusurun hatalı olduğunu, bu hususta dinlenen tanık beyanının gerçeği yansıtmadığını, bu tanığın kavga anında o ortamda olmadığını, dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların dosya kapsamında ispatlandığını, erkeğin hem yüksek maaşı hem de İzmir'deki evden kira geliri olduğunu ileri sürerek kararının erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ile nafaka ve tazminatların miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının erkeğe psikolojik şiddet uyguladığını, onur kurucu hakaretlerde bulunduğunu, erkeğin kök ailesini istemediğini, erkeği ölümle tehdit ettiğini, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun üstün yararına olmadığını, erkeği ekonomik durumu nedeniyle küçümsediğini, cinsel şiddet uyguladığını, kadının kök ailesinin şirketinde sigortalı olduğunu, erkeğin asgari ücretle çalıştığını, sosyal inceleme raporunun erkek ile görüşülmeden alındığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile kendi tazminat taleplerinin reddi yönlerinden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur tespitinin doğru belirlenip belirlenmediği, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı ile kadın yararına tazminat ve nafaka verilmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, oluştu ise miktarların hakkaniyete uygun olarak belirlenip belirlenmediği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun üstün menfaatine uygun olup olmadığı ile ortak çocukların ihtiyaçlarına nazaran hükmedilen nafaka miktarlarının yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakasının, maddî ve manevî tazminatın miktarları yönünden kadın yararına ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakasının, maddî ve manevî tazminatın miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

3. Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ...'e iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.