Logo

2. Hukuk Dairesi2023/784 E. 2023/4090 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında, davalı erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı ve boşanma koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının, boşanmaya esas teşkil eden iddia ve vakıaları ilk derece mahkemesi aşamasında usulüne uygun şekilde ileri sürmemesi ve ispatlayamaması, davalı erkeğe yüklenen kusurların hükme esas alınamaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/490 E., 2022/1467 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/992 E., 2021/50 K.

Taraflar arasındaki davacı kadın vekili tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı asıl tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili ve davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli alkol aldığını, kendisine hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, bazı geceler eve gelmediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, yaklaşık 1 aydır ayrı yaşadıklarını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesi davalı erkeğe 19.02.2019 tarihinde bizzat tebliğ edilmesine karşın süresi içinde cevap sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin sorunlu alkol kullandığı, eve bakmadığı ve bu durumun uzun yıllardır devam ettiği, yine davalının alkol kullanımına bağlı basit yaralama, hakaret, birden fazla kişi ile tehdit, yaralama, mala zarar verme gibi bir takım suçlardan ... 4. Asliye Mahkemesinin 2017/367 esas sayılı dosyasında yargılandığı ve ceza aldığı, yine eşine karşı tehdit ve hakarette bulunması dolayısıyla 6284 sayılı yasa kapsamında koruma tedbiri kararı verildiği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafaka miktarının her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı asıl istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı asıl istinaf dilekçesinde özetle; konomik sıkıntılar sebebi ile yaşanabilecek ufak tefek tartışmalar dışında bir sorunlarının olmadığını, eşini sevdiğini, davacının dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra 11.08.2020 tarihinde verdiği dilekçe ile esas hakkında bir çok yeni beyanda bulunduğunu, ıslah talebinde bulunmadığını, kendisinin de açık muvafakatı olmadığı için bu dilekçenin dikkate alınamayacağını, davacının iddialarının asılsız olduğunu, kendisinin alkol aldığını, alkol aldığında kimseye rahatsızlık vermediğini, davacının alkol almasına bir şikayetinin olmadığını, kendisinin taksi şoförü olduğunu, boşanmak istemediğini, aksi halde çocuklarının velâyetinin kendisine verilmesi gerektiğini, hem maddî hem de manevî olarak çocuklara iyi bakabileceğini, ihtiyaçlarını karşılayacağını, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurunun olmadığı için aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, yargılama giderlerinin davacının üzerinde bırakılması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı dava dilekçesi ile nüfus kaydı, ekonomik ve sosyal durum araştırması ile uzaklaştırma kararını delil olarak bildirdiği, davalının cevap dilekçesi sunmadığı, davacı 14.07.2020 tarihli duruşmada da tanığının olmadığını, delillerinin uzaklaştırma kararı olduğunu belirttiği, davacı vekilinin 11.08.2020 tarihli dilekçe ile yeni vakıalar ve yeni deliller sunduğu, davacı vekili tarafından ibraz edilen bu dilekçenin ıslah dilekçesi olmadığı, davalı tarafından da buna muvafakat edilmediği, İlk Derece Mahkemesince davalı erkeğe alkol kullandığı, eve bakmadığı ve bu durumun uzun yıllardır devam ettiği, erkeğin alkol kullanımına bağlı basit yaralama, hakaret, birden fazla kişi ile tehdit, yaralama, mala zarar verme gibi bir takım suçlardan ceza aldığı kusuru yüklenmiş ise de kadının süresi içerisinde usulüne uygun olarak bu vakıalara ve delile dayanmadığından hükme esas alınmayacağı, eşine karşı tehdit ve hakarette bulunması dolayısıyla 6284 sayılı yasa kapsamında koruma tedbiri kararı verildiği kusur olarak yüklenmiş ise de 6284 sayılı Kanun kapsamında tedbir kararı verilebilmesi için beyanın yeterli olduğu, ayrıca bir delil ibraz etmek gerekmediği, kadın tarafından dayanılan tedbir kararında da kadının beyanı dışında bir delil olmadığından hükme esas alınmayacağı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince davalı erkeğe yüklenen bu kusurların da gerekçeden çıkarılması gerektiği, kadının evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün hatalı olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davalı asılın istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın reddine, ortak çocukların velâyetlerinin tedbiren anneye verilmesine, baba ile kişisel tesisine, çocuklar için ayrı ayrı 250,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; dosyayı sürümcemede bırakmayan ve kendinden kaynaklanmayan nedenlerle delillerin sonra sunulmasının kanunen mümkün olduğunu, erkeğin alkol aldığını, eve bakmadığını, tehdit nedeniyle uzaklaştırma kararı olduğunu, daha önce alınan uzaklaştırma kararlı ile de ispatlandığını, dosya arasında bulunan sosyal inceleme raporunda erkeğin alkol alışkanlığının bağımlılık düzeyinde olup olmadığının araştırılması gerektiğinin yazıldığını buna rağmen eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğunu,tedbir nafakasının miktarının az olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümüyle bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı asıl temyiz başvuru dilekçesinde özetle; geçici velâyetin anneye verilmesinin hatalı olduğunu, tedbir nafakasına hükmedilmesinin ve miktarının yüksek olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı erketen kaynaklanan bir geçimsizliğin ispat edilip edilmediği, boşanma davasının kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, iddia edilen vakıa ve delillerin iddianın genişletilmesi niteliğinde değerlendirilmesinin yerinde olup olmadığı, geçici velâyetin hatalı belirlenip belirlenmediği ile tedbir nafaka miktararının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun’un 119 uncu maddesi, 141 inci maddesi, 145 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.