Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7877 E. 2023/5258 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında edinilmiş mallara katılma rejimine tabi taşınmazın tasfiyesine dahil edilip edilmeyeceği ve davacının katılma alacağının miktarı uyuşmazlıktır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin 1086 sayılı HMK'nın 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmadığı gözetilerek karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/31 E., 2021/332 K.

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı erkek vekili

Taraflar arasındaki nafaka ve katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Davalı erkek vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, müvekkilinin geçimine yetecek kadar nafakaya hükmedilmesi gerektiğini, müvekkilinin çalışmadığını, müvekkilinin halen oturduğu beş katlı binanın yarısının davalıya ait olduğunu, ancak mal kaçırmaya yönelik olarak tapusunu üzerine almadığını, taşınmazın davalının dayısının mirasçıları Ekrem ve Fatma adına kayıtlı olduğunu, ayrıca davalı adına kayıtlı çay bahçelerinin bulunduğunu, çay bahçelerinin boş arazi iken çay bahçesi haline getirildiğini, müvekkilinin bu tarlalarda çalışarak çocuklarını okuttuğunu belirterek; müvekkili adına tedbir nafakası hükmedilmesini, yargılama sonunda en az 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tasfiye sonunda ortaya çıkacak 3.000,00 TL katılma alacağının tasfiyenin sona ermesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş; davacı kadın vekili 19.08.2021 tarihli dilekçesinde, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak miktarını toplam 240.000,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkeğe dava dilekçesi 14.04.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı erkek süresinde cevap dilekçesi ve delil listesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 29.04.2015 tarih ve 2014/19 Esas ve 2015/166 Karar sayılı kararı ile, taşınmazın hiç bir zaman davalı adına kayıtlı olmadığı, dava dışı üçüncü kişi adına kayıtlı olduğu, salt tanık beyanlarıyla binanın ortak yapıldığının kabul edilemeyeceği, kaldı ki ortaklığın hangi şartlarda gerçekleştiğinin de belli olmadığı gerekçesiyle davacının davasının nafaka yönünden kısmen kabulüyle, dava tarihinden itibaren hükmedilen 300,00 TL nafakanın karar kesinleştikten sonra 400,00 TL olarak ve yoksulluk nafakası adı altında devam etmek kaydıyla davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine; davacının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili sadece mal rejiminin tasfiyesi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur. Nafaka yönünden karar, 21.12.2018 tarihinde kesinleşmiştir.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 04.10.2018 tarih ve 2018/12843 Esas, 2018/16814 Karar sayılı ilamı ile; tanık beyanlarına göre davacının halen oturduğu binayı tapu maliki ile 1/2 oranında davalının ortak yaptırdığı anlaşılmakla, Mahkemece davacının söz konusu binaya ilişkin talebi hakkında bu husus dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tümden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacının nafaka talebi kesinleştiğinden bozma sonrası yeniden inceleme yapılmadığı, binanın taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde tapu maliki ile davalı tarafından 1/2 oranına yapıldığı, binanın edinilmiş mal olduğu, aksinin ve taşınmazın edinilmesinde borç alındığının davalı tarafından ispatlanamadığı, taşınmazın tasfiyeye en yakın tarihteki değerinin yarısı oranında davacının katılma alacağı olduğu gerekçesiyle; davacının davasının nafaka yönünden kısmen kabulüyle dava tarihinden itibaren hükmedilen 300,00 TL nafakanın karar kesinleştikten sonra 400,00 TL olarak ve yoksulluk nafakası adı altında devam etmek kaydıyla davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine (kesinleşmiş), davacının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talebinin kabulüyle 240.000,00 TL katılma alacağının karar tarihi olan 17.11.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 11.05.2023 tarih ve 2022/2797 Esas, 2023/2381 Karar sayılı kararı ile, Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı belirtilerek davalı erkek vekilinin yerinde yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına davalı erkek vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı erkek vekili karar düzeltme dilekçesinde; davacının davasını ispatlayamadığı, davacı tanıklarında müvekkilinin ağabeyi Mustafa'nın ve müşterek çocuğun tarafsız olmadığını, başkaca maddî olgu ve yan delillerle desteklenmeyen hususlarda sadece tanık beyanlarına itibar edilmesinin hatalı olduğu, müvekkilinin mal varlığında gözükmemesine rağmen taşınmazın tasfiyeye dahil edilmesinin hatalı olduğunu, davacının maddî katkısını da ispatlayamadığı, davacı aleyhine açılan el atmanın önlenmesi davasında davacı aleyhine karar verildiğini, davacının el atmanın önlenmesi davasında yemin etmesi nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, kazanılmış bir hak oluşmadığını belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmalık, tasfiyeye dahil edilecek mal bulunup bulunmadığı, kişisel mal savunması ve ispatı, edinilmiş mallara katılma rejimine tabi mallarda ispat yükü, usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle onanmış olup, temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Karar düzeltme talebinin REDDİNE,

1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesinin son fıkrası ve 4421 sayılı Kanun'un 2 nci ve 4 üncü maddesinin (b) bendinin (1) inci alt bendi delaletiyle takdiren 1.470,00 TL para ceza ile 562,65 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,

08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.