"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1128 E., 2023/807 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Erciş 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/82 E., 2022/149 K.
Taraflar arasındaki boşanma, ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine ve kadının ziynet ve çeyiz eşyası alacağının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince boşanma ve fer'îlerine yönelik yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine, erkeğin ziynet ve çeyiz eşyasına yönelik istinaf talebinin ise dosyadan tefrikine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle yapılan ön inceleme sonucunda;
Bölge Adliye Mahkemesince verilen tefrik kararı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin, 5 inci alt bendi kapsamında olup bu maddede davaların ayrılmasına yönelik kararların kesin nitelikte olduğu açıkça belirtilmiştir. Davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulan Bölge Adliye Mahkemesi kararı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin 5 inci alt bendine göre kesin nitelikte olduğundan, Davalı erkeğin ziynet ve çeyiz alacağı davasına yönelik tefrik kararına ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kök ailesinin etkisinde alarak kadını ikinci plana attığını, erkeğin annesinin psikolojik şiddetine engel olmadığını, hakaretlerine ses çıkarmadığını, kadına fiziksel şiddet uyguladığını, küçük sebeplerden dolayı kafva çıkardığını, kadının bu baskılara dayanamayarak baba evine dönmek zorunda kaldığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına dava sonunda yoksulluk nafakasına dönüştürülmek üzere dava tarihinden itibaren tedbiren aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, nafakalara ÜFE oranında artırım uygulanmasına, ev ve kişisel eşyalarının kadına iadesine, düğünde takılan ziynet eşyalarının da kadına aynen iadesine bu mümkün değilse 50.000,00 TL ziynet eşyalarının bedelinin kadına ödenmesine, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesi mahkememizden talep ve dava olunmuştur.
II. CEVAP
Usulüne uygun tebligata rağmen davalı erkek davaya süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına birden fazla defa fiziksel şiddet uyguladığı ve şerefsiz diyerek hakaret ettiği, erkeğin süresinde cevap dilekçesi sunmaması nedeniyle kadına yüklenebilecek bir kusur olmadığı, böylece boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakası ile kadının boşanmakla yoksulluğa düşecek olması nedeniyle kararın kesinleşmesinden sonra aylık 700,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, kadının ziynet ve çeyiz eşyası alacağı taleplerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar ile kadının kısmen kabul edilen ziynet ve çeyiz eşyası talepleri yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına birden fazla defa şiddet uyguladığı, hakaret ettiği ve eve gelmediği, böylece İlk Derece Mahkemesince erkeğin tam kusurlu olduğu yönünden yapılan belirlemenin doğru olduğu, kadına verilen tazminatların az olduğu ancak kadının istinaf yoluna başvurmadığı, erkeğin maddî ve manevî tazminatlar ile nafakalara yönelik istinaf itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesi ile nafaka ve tazminatlara yönelik istinaf itirazlarının esastan reddine, ziynet ve çeyiz eşyalarına yönelik istinaf itirazlarının ise dosyadan tefrikine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda kadının kusurlu olduğunu, kadının somut delilleri olmadığını, buna rağmen erkeğe kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu, yüksek miktarda nafaka ve tazminata karar verilmesinin hatalı olduğunu, erkeğin miktarları ödeyecek gücü olmadığını, yakın zamanda işten çıkarıldığını, kadının ziynet ve çeyiz eşyası taleplerinin kabulüne ilişkin şartların gerçekleşmediğini ileri sürerek, kararın kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile bunların miktarı ile kadının kısmen kabul edilen çeyiz ve ziynet eşyası davası yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte erkekten kaynaklı bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kadın yararına tazminat ve nafaka verilmesine ilişkin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise nafaka ve tazminat miktarının yüksek olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davalı erkek vekilinin ziynet ve çeyiz alacağı davasının tefrikine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davalı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.