Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7892 E. 2023/5322 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, davalı erkek tarafından manevi tazminat hükmedilme koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu, eşinin hastalığı ile ilgilenmeyerek ve ekonomik/duygusal şiddet uygulayarak kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde davranışlarda bulunduğu gözetilerek manevi tazminata hükmedilmesinin yerinde olduğu değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1010 E., 2023/830 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 15. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/88 E., 2021/208 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davası hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadın yararına 30.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davasının ise kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2003 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, erkeğin, birlik görevini ihmal ettiğini, ortak çocuğun ve kadının hastalıkları ile ilgilenmediğini, ekonomik şiddet uyguladığını, düğünde kadına takılan ziynetlerin erkek tarafından alındığını ve iade edilmediğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL iştirak nafakası, nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılmasına, yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminat, ziynet alacağının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda ise bedel tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkeğe, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı erkek tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 02.11.2017 tarih ve 2016/756 Esas, 2017/912 Karar sayılı kararı ile kararıyla; erkeğin, ortak konuta bakmadığı, kadına ekonomik ve duygusal şiddet uyguladığı, kadının hastalığı ile ilgilenmediği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, velâyete dair alınan beyanı ve üstün yararı dikkate alınarak velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alınarak ortak çocuk yararına karar tarihinden itibaren aylık 300,00 TL tedbir nafakası, kararın kesinleşmesinden sonra ise aylık 300,00 TL iştirak nafakası, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, hakkaniyet ilkesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, evlilikte geçen süre, tarafların yaşları dikkate alınarak kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 30.000,00 TL maddî tazminat, erkeğin kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı dikkate alınarak kadının manevî tazminat isteminin reddine, kadının ziynet alacağı davasının incelenmesinde ise dava harcının yatırılmadığı anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından manevî tazminat talebinin reddi ve ziynet alacağı davası yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 12.11.2019 tarih ve 2018/871 Esas, 2019/1785 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından tarafların boşanmalarına dair verilen kararın istinaf edilmediği ve boşanma yönünden kararın 01.02.2018 tarihinde kesinleştiği, ziynet alacağı davası yönünden eksik harcın ikmali için davacı kadına süre verilmesi ve harcın tamamlanmasından sonra işin esasına girilerek olumlu olumsuz karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin hatalı olduğu, manevî tazminat talebinin reddine dair istinaf itirazının ise incelenmeksizin davacı kadın vekilinin istinaf itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadına, dava tarihi itibariyle toplam değeri 19.182,40 TL olan takı takıldığı, bu takıların davalı erkek tarafından borçlar için bozdurulduğu gerekçesiyle, davacı kadının ziynet alacağı davasının kabulü ile 14 adet 22 ayar toplam 168 gram bileziğin değeri olan 19.182,00 TL'nin, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına ödenmesine, davacı kadının yakalandığı ALS Hastalığı sonrası davalı erkeğin eşinden uzaklaşıp ilgilenmeyerek manevî şiddet uyguladığı, ayrıca evine bakmayarak ekonomik şiddet uyguladığı, bu bağlamda davacı kadının kişilik hakkına saldırı niteliğinde kişilik değerlerine yönelen ve acı, ızdırap, moral çöküntüsü veren olaylara maruz kaldığı, yaşanan olaylarda davalı erkeğin kusurlu olduğu gerekçesiyle kusur durumu, evlilik süresi, kadının yaşı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, ziynet alacağı davasının ispatlanmadığı ve reddine karar verilmesi gerektiği, kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; manevî tazminat ve ziynet alacağı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin 02.11.2017 tarihli kararına karşı davalı erkek tarafından istinaf yoluna başvurulmadığı ve İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğe yüklenen kusurlu davranışların kesinleştiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, eşinin hastalığı ile ilgilenmeyen, ekonomik ve duygusal şiddet uygulayan erkeğin tam kusurlu olduğu ve kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, kadının manevî tazminat talebinin kabulü ile kadın yararına hükmedilen manevî tazminat miktarının hakkaniyet ilkesi uyarınca isabetli olduğu, ziynet alacağı davasının ise ispatlanamadığı ve reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönden kaldırılmasına ve bu yönden tekrardan esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı kadının ziynet alacağı davasının reddine, davalı erkek vekilinin manevî tazminata ilişkin istinaf itirazının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B.Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından manevî tazminat talebi yönünden istinaf itirazının esastan reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, manevî tazminatın yasal şartlarının oluşmadığı ve reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; manevî tazminat yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında manevî tazminat hükmedilme koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.