Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7920 E. 2024/6157 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, eşlerden hangisinin kusurlu olduğu, kadının maddi tazminata hak kazanıp kazanmadığı ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının kusurunun ispatlanamadığı ve davacı erkeğe atfedilebilecek kusurlu bir davranışın da bulunmadığı, bu durumda her iki tarafın da kusursuz olması sebebiyle 4721 sayılı TMK’nın 174/1. maddesi koşullarının oluşmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesince kadına hükmedilen maddi tazminat yönünden karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/217 E., 2023/475 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisine

İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/935 E., 2020/758 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının her fırsatta müvekkili rencide edici ve ezici konuşmalar yaptığını, emrivaki konuştuğunu, psikolojik şiddet uyguladığını, müvekkilin ailesini her fırsatta beğenmediğini dile getirdiğini belirterek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin hakaret ve tehdit ettiğini, fiziksel özellikleriyle dalga geçip kocalık vazifelerini yerine getirmediğini, sürekli alkol alıp eşine ve çocuğuna ilgisiz olduğunu, çoğu zaman ayrı yerde uyduğunu, ailesinin de hep baskı yaptığını belirterek davanın reddini savunmuş, aksi halde aylık 1000,00 TL tedbir, iştirak, aylık 2000,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının toplum içerisinde davacıyı rencide edici sözler sarf ettiği, baskın karakterde bir yapıda olduğu, davalının tüm kıyafetleri valiz içerisine kapının önüne koyduğu, tarafların iki yılı aşkın süredir ayrı yaşadıkları gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin anneye tevdiine, baba ile her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi günü saat 09.00'dan Pazar Günü saat 17.00, dini bayramların 2. günü saat 10.00'dan 3. günü saat 17.00, her yıl sömestre tatilinin 1. günü Cumartesi saat 09.00'dan 8. günü Cumartesi saat 17.00, her yıl Temmuz ayının 1. günü saat 10:00 dan 31. günü saat 17:00 arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir nafakasının hüküm tarihi itibariyle aylık 700,00TL'ye çıkarıltılmasına, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, kadın için aylık 700,00TL tedbir nafakasının hüküm tarihi itibariyle aylık 800,00TL ye çıkarıltılmasına, davalının dört yıllık üniversite mezunu olduğu, çalışmaya engel bir rahatsızlığının ve engelin olmadığı göz önünde tutularak davalının yoksulluk nafakası talebinin, cevap dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını ve davacının kusurlu olduğunu ispatlayamadığı, bu hususta delil ileri sürmediği, tanık dinletmediği nazara alınarak maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davacının ise boşanmaya birlikte eşinin maddî desteğini kaybedeceğine ilişkin bir kanaat oluşmadığından ve kişilik hakkına saldırı niteliğinde bir eylem bulunmadığından maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanıklarını bildirmesine rağmen dinlenmediğini belirterek kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar ile yatılı kişisel ilişki yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin tanıklarının beyanlarının yer ve zaman belirtmeyen soyut ifadeler olduğu, kadının toplum içinde davacı erkeği hangi sözlerle ve ne şekilde rencide ettiği, baskın kişiliğinin evlilik birliğinin temelden sarsılmasına ne şekilde etki ettiği net olarak belirlenmediği gibi, dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesi ile davacı erkeğin "evden kovulduğu" maddî vakıasına dayanmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün doğru olmadığı, ne var ki taraflarca bu yön istinafa getirilmediğinden yanılgıya işaret edilmekle yetinildiği, davalı kadının evlilik birliğini temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kusurunun ispatlanmadığı, evlilik birliği boşanma ile sona erdiğinden 4721 sayılı Kanunun 174 maddesinin birinci fıkrası koşullarının oluştuğu, kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eden erkekten kaynaklanan bir eylemin varlığı ispat edilmediği gerekçesiyle davalı kadının reddedilen manevî tazminata ve kişisel ilişkiye yönelik istinaf talebinin esastan reddi ile kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası, tazminatlara yönelik istinaf talebinin kabulü ile buna ilişkin hükümlerin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm tesisine, kadın yararına aylık 800.00 TL yoksulluk nafakasına, 60.000,00 TL maddî tazminata, manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu, yoksulluk nafakasının kabulü için gerekçe yazılmadığını, yine müvekkilin kusurlu olduğuna ilişkin bir ifade yer almamasına rağmen maddî tazminata hükmedildiğini, davanın reddine ilişkin gerekçenin de hatalı olduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, maddî tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden kararın bozularak İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî tazminat ve yoksulluk nafakası noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.İlk Derece Mahkemesince davalı kadının kusurlu olduğu belirtilerek tarafların boşanmalarına karar verildiği, bu kararın davalı kadın tarafından "kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar ile yatılı kişisel ilişki tesisi" yönünden istinaf edildiği, Bölge Adliye Mahkemesince, kadının kusurunun ispatlanmadığı, davanın reddi gerektiği, buna karşılık "boşanma kararı" taraflarca istinaf edilmediğinden bu hususun eleştirilmekle yetinildiği, evliliğin boşanma sebebiyle sona erdiği, bu sebeple de kadının maddî tazminata hak kazandığı belirtilerek davalı kadın yararına 60.000.00 TL maddî tazminata hükmedilmiştir.

3. Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir (4721 sayılı Kanun m. 174/1). Toplanan delillerden, Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtildiği üzere davalı kadının kusurunun bulunmadığı, ne var ki davacı erkeğe de atfı kabil kusurlu bir davranışın varlığının ispatlanmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda iki taraf da kusursuz olup kadın yararına 4721 sayılı Kanunun 174 üncü maddesinin birinci fıkrası koşulları oluşmamıştır. O halde, davalı kadının maddî tazminat talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî tazminat yönünden BOZULMASINA,

2.Davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.