"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1934 E., 2023/909 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/45 E., 2022/38 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve birleşen bağımsız tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere, kadının ispatlanamayan bağımsız tedbir nafakası davasının ise esastan reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiş, erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; 2005 yılından beri iş nedeniyle Kahramanmaraş şehrinde yalnız yaşadığını, kadının gelmeye yanaşmadığını, iki haftada bir kadının yanına ilçeye gittiğini, kadının son yedi yıldır kadınlık yapmadığını, sürekli hakaret ve tehdit ettiğini, en son 14.12.2018 tarihinde çıkan tartışmada kendisini yaraladığını ve silahla tehdit ettiğini ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, erkek lehine 20.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava ile birleşen bağımsız tedbir nafakası dava dilekçesinde; aile yaşamına uygun ev tutmasını istemesine rağmen erkeğin yanaşmadığını, bekar hayatı yaşamanın erkeğe cazip geldiğini, yıllarca erkeğin ve ailesinin psikolojik ve fiziksel şiddetine maruz kaldığını, erkeğin müdahalelere sessiz kaldığını, rahim kanseri nedeniyle rahminin yarısının alındığını, hastalığında erkeğin kendisiyle ilgilenmediğini, ters ilişki teklifinde bulunduğunu, en son yaşanan olayda da erkeğin boğazını sıktığını ölümle tehdit ettiğini ve burnunun kırılmasına sebep olduğunu ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini, birleşen davada ise ayrı yaşamadan kaynaklı aylık 800,00 TL nafakanın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının erkeğe "p..zevenk, dümbük" şeklinde hakaret ettiği, darp ettiği, silahla tehdit ettiği, erkeğin ise "kadına fiziksel şiddet uygulayarak burnunu kırdığı, Kahramanmaraş Merkezde yaşama koşullarına uygun, yeterli düzeyde ev temin etmediği, babasının, kadına "or..pu" şeklinde hakaret etmesine sessiz kaldığı, erkeğin Kahramanmaraş'da tek başına ikamet ettiği evin tek odalı olduğu, banyo ve tuvaletinin bulunmadığı, kadın tanıklarının beyanları ile sabit olduğundan kadına birlikte yaşamaktan (aynı evde) kaçınma hususu kusur olarak yüklenmeyip, erkeğe "Kahramanmaraş merkezde yaşama koşullarına uygun, yeterli düzeyde ev temin etmeme" hususunun kusur olarak yüklendiği, belirtilen gerekçeler ve toplanan delillerden kadının, erkeğe oranla "ağır kusurlu" olduğu, kadının ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispat edemediği, taraflar arasında gerçekleşen 14.12.2018 tarihli son olayda davalı kadının davacı erkeği darp ettiği, silahla tehdit ettiği, aynı zamanda erkeğe hakaret ettiği hususu sabit olduğundan ve yaşanan bu olay nedeniyle taraflar tamamen ayrıldıklarından; boşanmaya neden olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu, davalı kadının kendi ağır kusur ve eylemleri nedeniyle tarafların ayrı yaşamaya başladıkları gerekçesiyle her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın için dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık takdiren 250,00 TL nafakanın 18.01.2022 tarihine kadar tedbir nafakası olarak devamına, söz konusu nafakanın 18.01.2022 tarihi itibariyle aylık takdiren 600,00 TL tedbir nafakasına, ağır kusurlu kadının yoksulluk nafakası talebinin ve tazminat taleplerinin reddine, erkek için 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, kadının bağımsız tedbir nafakası davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; tam kusurlu kadının davasının kabulünün hatalı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, kabul edilen karşı dava ve tedbir nafakasının miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; erkeğin kusurlu olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, reddedilen yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu bulunduğunun tespit edildiği görülse de tarafların ortak çocuğu ...nin beyanları dikkate alındığında, erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu, taraflara mahkemenin yüklediği kusurların gerçekleştiği, ancak mahkemenin kusur tespitinde yanılgılı değerlendirme yaptığı, tespit edilen kusurlar dikkate alındığında erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğu, erkek lehine maddî-manevî tazminat koşullarının oluşmadığı, kadın için takdir edilen tedbir nafakasının az olduğu gibi kadına maddî ve manevî tazminat ve yoksulluk nafakası verilmemesinin de uygun görülmediği, gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun kusur durumu, tedbir nafakası miktarı ile reddedilen yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminat talepleri ile erkek lehine hükmedilen tazminatlar yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu, kadının ise az kusurlu olduklarının tespitine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; son olaydan dolayı tarafların yargılandığı Pazarcık Asliye Ceza Mahkemesi 2019/183 E.sas sayılı dosyası ile silahla tehdit ve müvekkilimize karşı yaralama fiillerini gerçekleştirdiği sabit iken kadının az kusurlu olduğu tespitinin hatalı olduğunu, yıllardan beri eziyet gördüğünü ileri sürerek kusur belirlemesi, kadının davasını kabulü, nafaka ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Hakim tarafların talepleriyle bağlı olup talepten fazlasına ve başka bir şeye hükmedemez (6100 sayılı Kanun md. 26). Somut olayda; davalı-karşı davacı kadın vekili karşı boşanma dava dilekçesi ile kadın lehine 30.000,00 TL manevî tazminat talep etmiş, Bölge Adliye Mahkemesince az kusurlu davalı-karşı davacı kadın lehine talep aşılarak 40.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir. Mahkemece taleple bağlı kalınarak bir karar verilmesi gerekirken, talep aşılarak karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davacı-karşı davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2.Davacı-karşı davalı erkek vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (B/3/ç) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkarılmasına yerine "Davalı-karşı davacı kadının TMK'nın 174/2. maddesi kapsamında talep ettiği manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 30.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile davacı-karşı davalıdan alınarak, davalı-karşı davacıya verilmesine" cümlesinin yazılması suretiyle temyize konu kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.