Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7941 E. 2024/6025 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, boşanma, velayet, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosyadaki tüm belgeler birlikte değerlendirildiğinde, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1894 E., 2023/908 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/296 E., 2022/246 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun reddine, kadının başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin sık sık alkol aldığı ve huzursuzluk çıkardığı, eviyle ve ortak çocukla ilgilenmediği, evine bakmadığı, eve uzun süre gelmediği zamanların olduğu, fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, ölümle tehdit ettiği, en son olayda da silahla tehdit ettiği ileri sürülerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk lehine aylık 750,00 TL tedbir/iştirak, kendisi için aylık 750,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile 50.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata karar verilmesini talep ve etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının erkeği aşağıladığı, gelirini paylaşmadığı, hakaret ettiği, evden kovduğu, kadının kusurlu olduğunu ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 50.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata karar verilmesine talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına hakaret ettiği, sık sık alkol aldığı, başka bir evde yada arabada yattığı ve bazı zamanlar hiç eve uğramadığı, ceza dosyası ile sabit fiziksel şiddetinin ve silahla tehdidinin olduğu, evin ve ortak çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığı, kadının, boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu bir eyleminin olduğu hususunun dinletilen tanıklar ve gösterilen belgeler ile ispat edilemediği, erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının sürekli ve düzenli asgari ücret düzeyinde gelirinin bulunduğu gerekçesiyle erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki düzenlenmesine, dava tarihi olan 15.06.2020 tarihinden geçerli olmak üzere davanın açıldığı tarihten beri anne yanında bulunan ve velâyeti anneye verilen ortak çocuk için aylık takdiren aylık 300,00 TL nafakanın, 24.03.2022 tarihinden itibaren aylık 650,00 TL olarak boşanma kararının kesinleşmesine kadar devamına, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra aynı miktardan iştirak nafakası olarak devamına, kadın için dava açıldığı tarihinden 20.07.2020 tarihine kadar geçerli olmak üzere aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, bu tarihten itibaren çalışmaya başlayan kadının tedbir nafakası talebinin reddine, kadının sürekli ve düzenli asgari ücret düzeyinde gelirinin bulunduğu anlaşılmakla şartları oluşmadığından yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın için 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tüm taleplerinin kabulü yönünden, istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulüne karar verilmesi istemi ile her iki dava yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe yüklenen kusurlu davranışların gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda kadının kusursuz, erkeğin tam kusurlu olduğu, gerçekleşen kusur durumuna göre kadının davasının kabul, erkeğin davasının reddine dair kararın doğru olduğu, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarının uygun olduğu, kadın lehine tedbir nafakası verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı, erkek vekilinin talimat mahkemesinde dinlenilen erkek tanıklarının kendilerine usulüne uygun davetiye çıkartılmadan yokluklarında dinlenmesi hususu, savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatası ise de 24.03.2022 tarihli karar celsesinde erkek vekili ''bu aşamaya kadar mahkemeniz tarafından yapılan usuli işlemlere herhangi bir itirazımız yoktur, toplanmasını istediğimiz delilimiz ve araştırılmasını istediğimiz bir konu kalmamıştır, tahkikat safahatının bitirilerek sözlü yargılama aşamasına geçilmesini talep ederiz, savunmamızı sözlü olarak yapacağız, ayrıca sözlü yargılama için herhangi bir süre talebimiz yoktur'' şeklindeki beyanı ile İlk Derece Mahkemesince yapılan usulü işlemlere herhangi bir itirazının olmadığını belirttiği; kadının çalıştığı en son 10.008,28 TL brüt maaşı bulunduğu, erkeğin ise kadın ile aynı oranda maaş alırken 06.02.2023 tarihinde kendi isteği ile işten ayrıldığı, erkeğin üzerine kayıtlı bir ev, bir dükkan, bir arsanın olduğu, erkeğin sürekli gelirinin bulunmadığı, tarafların aylık gelirleri dikkate alındığında kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin kararının yerinde olduğu, ancak tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre tarafların ortak çocukları 2008 doğumlu ...'in ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası miktarının az olduğu, yine tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun iştirak nafakasının ve tazminatların miktarı yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk ... için boşanma kararının kesinleşmesinden sonra başlatılmak üzere aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın için 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; asgari ücret seviyesinde gelir elde edilmesinin yoksulluk nafakası bağlanmasına engel olmayacağı, nitekim hali hazırda kadının asgari ücretle çalıştığı, maaşıyla ev kirası, kendisinin ihtiyaçları, evin ihtiyaçları ve velâyeti kendisinde olan çocuğunun ihtiyaçları arasında maddî olarak zorlu bir süreçten geçtiğini ileri sürerek reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekli temyiz dilekçesinde; kadının kusurlu olduğunu, davasının reddinin hatalı olduğunu, iştirak nafakasının miktarının yüksek olduğunu, kadını tazminatı hak etmediğini ileri sürerek kusur belirlemesi, reddedilen davası, kadının kabul edilen davası, iştirak nafakası ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, iştirak nafakasının miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktraı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.