"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2209 E., 2023/643 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ: Malatya 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/3 E., 2021/913 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli eşini aşağıladığını, hakaret ettiğini, ayrı yattığını, sürekli Sivas ilinde bulunan ailesinin yanına gidip uzun süreler dönmediğini, hiçbir şey söylemeden çocuklarını da alarak 2017 yılında Sivas ilinde bulunan ailesinin yanına gittiğini, üç yıl ortak konuta dönmediğini, eşinin tekrar ortak haneye döndüğünü, döndükten sonra eşine ben istemiyordum, ailemin zoruyla döndüm dediğini, iftira attığını, tehdit ettiğini, karşılıklı olarak şiddet uyguladıklarını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen hususların tümünün gerçek dışı olduğunu, erkeğin ve ailesinin psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, sürekli baba evine gönderilmekle tehdit edildiğini, 2017 yılında ise eşi tarafından darp edilerek zorla babasının evine gönderildiğini, nafaka ödememek için eşiyle barıştığını, düşük yaptığı dönemde ilgisiz olduğunu, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, sürekli şiddete ve hakaretlere maruz kaldığını, evden dışarı çıkmasına izin vermediğini, eve misafir gelmesini istemediğini belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar için aylık 1.000,00'er TL tedbir/iştirak nafakası, kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası, 100.000,00'er TL maddî-manevî tazminat ile ziynet eşyalarının müvekkiline aynen iadesi, iadesi mümkün olmaması halinde bedelinin kadına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının eşine ve eşinin annesine hakaret ettiği, annesine or.spu dediği, eşine senin s.kini kesip Malatya'da gezdireceğim dediğini, eşini, eşinin kardeşi ve annesini tehdit ettiği, eşinin kuzeni Şaban'ın çocuğu olduğunda bu çocuk senin mi yoksa Şaban'ın mı dediği, ahlaksız yakıştırma yaptığı, erkeğin ise; eşine fiziksel şiddet uyguladığı, eşinin ve çocuklarının maddî ihtiyaçlarını karşılamadığı, çocuğunun bezini dahi almadığı, düşük yaptığında hastane masrafını ödemediği, evde yeni doğan bebeği varken eve gelip doğalgazı kapattığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar ile baba arasında kişisel münasebet tesisine, ortak çocuklar için aylık 500,00'er TL tedbir/iştirak nafakası, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasının kadına verilmesine, erkeğin manevî tazminat talebi; kadının maddî-manevî tazminat talebi ile ziynet eşyası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi, velâyet, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminatlar ile ziynet eşyası alacağı talebinin reddi, nafakaların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, erkek ve 3. şahıs kadın arasında ilişki olduğuna dair dedikodu çıkardığı anlaşıldığı, yine İlk Derece Mahkemesince erkeğe yeni doğan bebeği varken eve gelip doğalgazı kapattığı, kadın düşük yaptığında hastane masraflarını karşılamadığı kusurlarının yüklendiği, halbuki kadının tanık beyanlarından ve karşı dava dilekçesi içeriğinden bu eylemlerden sonra tarafların biraraya gelerek evlilik birlikteliğini devam ettirdiği, dolayısıyla bu eylemlerin kadın tarafından affedildiği, en azından hoşgörü ile karşılandığı anlaşılmakla erkeğe bu kusurların yüklenmesi doğru olmadığı, ancak tüm dosya kapsamı ve taraf tanık beyanlarından tarafların erkeğin annesi ile beraber oturdukları, erkeğin ayrı ev açmadığı, hakaret ettiği anlaşılmış olup bu eylemlerin erkeğe kusur olarak yüklenmemesinin doğru olmadığı, bu durumda, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu, evlilik süresi, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat ile kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında kadın eş yararına maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken taleplerinin reddine karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile tarafların kusura, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine ilişkin hükmünün kaldırılmasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın ve çocuklar yararına takdir edilen tedbir nafakaları uygun fakat yoksulluk nafakası ve ortak çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakası az olduğu gerekçesi ile kadının iştirak ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilgili hükümlerin kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ve ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili; kusur belirlenmesi, tazminatlar, velâyet, tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakasının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tedbir, yoksulluk ve iştak nafakası ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, velâyetin anneye verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.