"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2095 E., 2023/732 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ: Gaziantep 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/138 E., 2022/150 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince belirlenen "kusur belirlemesi ve kadın yararına maddî-manevî tazminata hükmedilmesi" kararına karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı bu yönlerden istinaf yoluna başvurmayan davalının, Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı bu yönlerden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalının "kusur belirlemesi ve kadın yararına maddî-manevî tazminata hükmedilmesi" kararına karşı temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davalı vekilinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının evlendikleri ilk günlerde sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, davalının 10 yıl hüküm giydiğini, cezası bittiğinde ise sınır dışı edilme kararı verildiğini, davalının kendi iş yerinde içki içtiğini, kumar oynadığını, kadınlarla sabaha kadar alem yaptığını, 2016 yılında davalının cezasının bitmesi ile Türkiye'ye gönderildiğini, başka bir kadınla yaşamaya başladığını, davalının evlilik süresi boyunca sadakatsiz ve haysiyetsiz bir hayat sürdüğünü belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini, kadın ve çocuk lehine aylık 2.000,00'er TL nafakaya, müvekkili lehine 250.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek dava dilekçesine cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin başka bir kadın ile birlikte yaşadığının sabit olduğu; erkeğin evlilik birliğinden doğan sadakat yükümlülüğünü ihlal ederek tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davacının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, ortak çocuk reşit olduğundan velâyet konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı lehine 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının çocuğun reşit olduğu tarihe kadar davalıdan tahsiline, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, ziynet alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; tazminatların ve nafakaların miktarları ile ziynet alacağı davasının tefriki yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; kadın yararına hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, kadın eş yararına takdir edilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminatların az olduğu gerekçesi ile davacı kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarlarına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, davacı kadının diğer, davalı erkeğin ise tüm istinaf başvurusunun esastan reddine, ilgili bentlerin kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle davacı kadın lehine boşama hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar ve miktarlarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; bu yönlerden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı vekilinin "kusur belirlemesine ve kadın yararına maddî-manevî tazminata hükmedilmesine" yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı vekilinin "kadın yararına hükmedilen nafakaların ve tazminatların miktarına" yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.