Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7957 E. 2024/7601 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı, kusurun kimde olduğu, boşanmaya bağlı fer'ilere hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin eşine psikolojik baskı uyguladığı, çocuğunun ve eşinin maddi ihtiyaçlarını karşılamadığı ve ailevi yükümlülüklerini yerine getirmediği, boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu gözetilerek yerel mahkemenin boşanmaya, velayete, nafaka ve tazminata hükmeden kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2199 E., 2023/907 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında

hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Türkoğlu Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/286 E., 2022/229 K.

Taraflar arasındaki açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, sürekli hakaret ve küfür içeren madem bana karılık yapmıyorsun siktir git, seni boşarım, ailenin de amına koyarım gibi bir eşin kaldıramayacağı cümleler kurduğunu, yersiz kıskançlıklarının da bulunduğunu, telefon kullanmasını istemediği için, telefonunu kırdığını, sadece kendisi ve kendisinin ailesiyle görüşmesini istediğini, kadının ailesiyle görüşmesine de izin vermediğini, hem eşini hem çocuğunu maddî manevî ihmal ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk ve kadın yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalıya isnat etmiş olduğu hakaret, tehdit ya da şiddete ilişkin olarak dosyada herhangi bir darp raporu bulunmadığı, bu iddiaları destekleyen görgüye dayalı bir tanık beyanı veya delil de bulunmadığı dolayısıyla davalının kusurlu davranışlarını ispat edemediği, dinlenen tanık beyanlarında da tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yönelik somut, görgüye dayalı beyanlar vermediği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; iddialarının tanık beyanları ile sabit olduğunu, hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı yapılan yargılama, toplanan deliller ve davacı kadının tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde; davalı erkeğin, davacı kadının telefon ile görüşmesini engellediğinden davacının ailesi ile yeterince iletişim kuramadığı, davalı erkeğin eşine telefon kullandırmayarak psikolojik baskı uyguladığı, eşinin, çocuğunun maddî ihtiyaçları ve çocuğun hastalığı ile yeterince ilgilenmeyerek birlik görevlerini ihmal ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğunun kabulü gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu; çocuğun yaşı, uzman raporu kapsamı, uzman görüşü, çocuğun üstün yararı gereğince velâyetin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında belirli dönemlerde kişisel ilişki kurulmasına; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, nafakaların niteliği, kadının çalışmadığı ve boşanma ile yoksulluğa düşeceği dikkate alındığında davacı kadın ve çocuk yararına ayrı ayrı tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin gerektiği; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu, evlilik süresi, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat ile kişilik haklarına yapılan saldırı, hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ( 6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 52 nci maddesi dikkate alınarak kadın eş yararına maddî ve manevî tazminat takdirinin gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ; 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, kadın ve çocuk yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakalarına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak davanın kabulü ile ferilerine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci ve 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Kanunu’nun 50 nci ve 52 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.