"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/615 E., 2023/449 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/183 E., 2019/777 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı erkek tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Adli yardım, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, kadının adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, ilgisiz ve sorumsuz davrandığını, evlenmeden önce gönül ilişkisi yaşadığı kişiyle evlendikten sonra da görüşmeye devam edip eşini aldattığını kabul ettiğini, evi terk ettiğini ve annesinin evine gittiğini, bu şekilde müvekkilini küçük düşürdüğünü, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına erkek yararına yasal faiziyle şimdilik 5.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; kadının evliliği süresince erkeğin agresif tutum ve davranışlarına, hakaret ve darbına maruz kaldığını, erkeğin maaşını annesine verdiği için eşine ve evine bakmadığını, müvekkiline harçlık vermediğini, ailesinin etkisinde kaldığını, kadında stresten yara çıktığı halde doktora götürüp ilgilenmediğini, takılarını aldıklarını vermediklerini, buna rağmen müvekkilinin eşinden ayrılmak istemediğini belirterek haksız açılan davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, müvekkilinin elinden düğün gecesi alınan 60 adet çeyrek, 10 yarım altın, 15 bilezik, 10.000,00 TL nakit para ile 6 adet bilezik ve alyans ile 7.000,00 TL paranın aynen iadesine, olmadığı takdirde nakden ifasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kadının evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediği, eski erkek arkadaşı ile görüşmeye devam ettiği, yazışmaları olduğu, yaşadığı eve ilişkin görüntü gönderdiği, aralarında samimi diyaloglar olduğu, eve başka erkekler aldığına dair söylentilerin olduğu, buna ilişkin görgüye dayalı tanık beyanı olduğu, kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği ve boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, kadının ziynetlerine ilişkin davasının ispat edilemediğinden reddine, kadın yararına hükmedilen aylık 150,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar, maddî ve manevî tazminat, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti ile ziynet alacağı talebi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin, kadına şiddet uyguladığı, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, ailesinin etkisinde kaldığı yönündeki kusurlar somut görgüye dayalı tutarlı tanık anlatımları ve ceza dosyası ile kanıtlanmasına karşın Mahkemece bu hususların erkeğe kusur olarak yüklenilmemesinin yerinde olmadığı, kararın kusur gerekçesi ve derecesi boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesi gerektiği, usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilecek yerde kesin hüküm oluşturacak şekilde ziynet eşyası ve para alacağı talebinin ispatlanamadığından reddine karar verilmesinin doğru görülmediği, açıklanan nedenlerle; davalı kadının kusur belirlemesine, reddedilen ziynet eşyası ve para alacağına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile ilgili hükümler kaldırılarak kararın kusur gerekçesi ve derecesi boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun tespitine şeklinde düzeltilmesine, kadının ziynet eşyası ve para alacağı talebi hakkında usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, kadının diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın tümü yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; erkeğin boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Sema'ya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.