Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8010 E. 2024/6424 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, yoksulluk ve tedbir nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin gerekçeli kararında kusur derecesini belirtmemesi, nafakaya ilişkin gerekçede çelişkili ifadeler kullanması ve davalı erkeğin ağır, davacı kadının hafif kusurlu olması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin kararı bozulmuş, kadın yararına maddi ve manevi tazminat ile toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/146 E., 2023/824 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 15. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/624 E., 2020/598 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; bir şirkette tamirci olarak çalışan erkeğin ailesini sürekli mağdur ettiğini, ailenin geçimi için gerekli çabayı göstermediğini, kazancının çoğunu kahvehanelerde ve şans oyunlarına harcadığını, müvekkiline kötü davrandığını, biriken kira borçlarını ve evin masraflarını ödemediğini, ortaya çıkan borçlarının müvekkilinin evlilik öncesi birikimleri ve maaşından yapılan kesintilerle ödendiğini, ek karttan yaptığı harcamaları da müvekkilinin ödemek zorunda kaldığını, trafik kazası geçiren müvekkilinin çalışamaması nedeniyle kirasını ödemeyen erkeğin evi terk ederek başka biriyle yaşamaya başladığını 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle 15.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, erkeğin davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız ve gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkilinin 3-4 aylık işsizlik dönemi dışında sürekli çalıştığını, asgari ücret düzeyindeki kazancından cüz'i miktarda kendisine ayırıp kalan miktarı ev için bıraktığını, evlilik öncesinde borçlarını da kendisinin ödediğini, kadının müvekkilinin ilk evliliğinden olan çocuklarının eve gelmesini istemediğini, çocuklara harçlık dahi verilmesine karşı çıktığını, sürekli psikolojik baskı uyguladığını, müvekkilinin kalp krizi geçirmesi nedeniyle yaklaşık bir ay süreyle yanlarında kalan kızını sürekli tehdit ettiğini, annelerine de hakaret ve küfürler ettiğini, müvekkilini ve çocuğunu evden kovduğunu, sadakatsiz tutum ve söylemlerde bulunduğunu, sürekli huzursuzluk çıkararak müvekkilini psikolojik olarak yalnız bıraktığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 20.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, erkeğin ailesi ile ilgilenmediği, şans ve iddia oyunları oynadığı, başka kadınlarla gizlice görüştüğü, kadının ise kocanın önceki evliliğinden olan kızlarını kabul etmediği, maddî yardımda bulunmasından rahatsız olduğu, her iki tarafın da evi terk ettiği dönemler olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ile tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının tanık beyanlarının hükme esas alınması, kusur belirlemesi, gerekçede belirtilen sadakatsizlik ve evi terk kusurlarının ispat edilmemesi, kadına evden kovma kusurunun yüklenilmemesi, maddî-manevî tazminat taleplerinin reddi, kadın yararına hükmolunan tedbir nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, kararın gerekçesiz olması, reddedilen yoksulluk nafakası, maddî-manevî tazminat talepleri, tedbir nafakası miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin boşanmaya ilişkin gerekçeli kararında, taraflara yüklenen somut kusurlar gösterildiği halde "kusur derecesinin" gösterilmemesi, nafakaya ilişkin gerekçede "kadının" kusurlu, tazminat gerekçesinde ise "eşit" kusurlu oldukları değerlendirmesi yapılarak çelişkili ifadeler kullanılması ile gerekçeli kararın yazımında titiz ve özenli ifadeler kullanılmamış olmasının isabetli görülmediği, sunulan delillere göre, erkeğin sürekli şans oyunları oynayarak borçlandığı, icra takibine maruz kaldığı, evin geçimine maddi katkıda bulunmadığı, yalan söylediği, güven sarsıcı davranışlar sergilediği, kadının ise erkeğin önceki evliliğinden olan kızını istemediği, erkeği ve kızını evden kovduğu yaşanan olaylarda erkeğin ağır; kadının hafif derecede kusurlu olduğu, her iki davanın kabulü yönünde hüküm tesis edildiği görülmekle kısa karar ve gerekçeli kararda asıl ve karşı dava yönünden" davaların ve davanın" yazım hatası yapıldığı değerlendirilerek bu hususun sonuca etkili görülmediği, bu nedenlerle, erkeğin tazminat taleplerinin reddi isabetli ise de, kadının boşanmanın fer'î niteliğinde maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesi isabetli görülmediğinden uygun miktarlarda maddî ve manevî tazminat ile toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile tarafların kusur belirlemesine, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine yönelik istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına boşanmanın fer'î niteliğinde 15.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminat ile 20.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, tarafların sair yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadın eşin tam kusurlu olduğunu, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.