"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/648 E., 2023/994 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara 14. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/410 E., 2022/52 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 2005 yılında evlendiklerini, ortak bir çocuklarının olduğunu, davalının müvekkiline fiziksel ve sözlü şiddet ve hakarete maruz bırakıldığını, davalının kusurlu davranışları nedeni ile evlilik birliğini devam ettirme durum ve ihtimalinin kalmadığını 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için aylık 4.000,00 TL tedbir-iştirak nafakası, müvekkili yararına aylık 1.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, müvekkili yararına 300.000,00 TL manevî ve 100.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ olunmuştur. Davalının süresinde cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.Davalı 24.10.2019 tarihli ön inceleme duruşmasında; "ben Bayer ilaç firmasının Ankara bölge temsilcisiyim, Gazi üniversitesi mezunuyum, aylık ortalama 10.000TL'ye yakın maaş alıyorum, Çankaya Turan Güneş'te oturuyorum, evin mülkiyeti benim adımadır, bu evde halen ben oturuyorum, eşim evden ayrıldıktan sonra annesiyle oturuyordu ancak şu an ayrı bir ev kiralamış, Bağlıca tarafında tuttuğunu duyuyorum, 2-3 günde bir oğlumu alıyorum, eşimle aynı iş yerinde çalışıyoruz, ben eşimi seviyorum, boşanmak istemiyorum, sulh olma ihtimalimiz yoktur, uzlaşma arabulucu talep etmiyorum." şeklinde beyanda bulunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların anlaşamadıkları, aralarında tartışmalar yaşandığı, davalının öfkelenerek davacıya ve ortak çocuğa yönelik aşağılayıcı sözler söylediği, davalının davacıya ve ortak çocuğa yönelik aşağılayıcı sözleri nedeniyle tarafların ayrı yaşamaya başladıkları, halen ayrı yaşadıkları, biraraya gelmedikleri erkeğin tam kusurlu olduğu 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir, aylık 2.500,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası ve 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, tazminatlara yasal faiz uygulanmasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; iştirak nafakası ve tazminat miktarları ile yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda davacının kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, tebligatların usulsüz olduğunu, davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, ayrıca miktarlarının fahiş olduğunu, davacı yararına hükmedilen nafakanın fahiş olduğunu ve kabul edilebilir olmadığını belirterek hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı kadının maddî-manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak 70.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, kadının sair, erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 04.09.2023 tarihli ek kararı ile; davacı vekilinin muhtıra tebliğine rağmen temyiz başvuru harcı ile Yargıtay gidiş-dönüş ve tebliğ giderlerini süresinde yatırmaması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 372 nci ve 344 üncü maddeleri gereğince temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar vermiştir. (Ek karar temyiz edilmemiştir.)
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda davacının kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, tebligatların usulsüz olduğunu, davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, ayrıca miktarlarının fahiş olduğunu, davacı yararına hükmedilen nafakanın fahiş olduğunu ve kabul edilebilir olmadığını belirterek hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadının boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirelemsi, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 182 nci ve 330 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.