Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8015 E. 2024/6423 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında boşanma davası şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur durumu, tazminat ve nafaka miktarları ile ziynet eşyalarının iadesi hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin temyiz itirazlarının, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na göre, bozma sebebi oluşturmadığı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/634 E., 2023/996 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ: Kırşehir 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/23 E., 2021/219 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların düğünleri henüz yapılmadığını resmi nikaha rağmen taraflar arasında fiili bir birliktelik karı-koca ilişkisi olmadığını, davalının Hatay ilinde uzman çavuş olarak görev yaptığını,davalının agresif, kavgacı, şiddet meyillisi ve küfürbaz halinin müvekkilini tedirgin ettiğini, davalının henüz düğün yapılmadığı taraflar arasında karı-koca ilişkisi olmadığı halde müvekkiline şiddet uyguladığını ve darp ettiğini, davalının en ufak bir tartışmada bağırıp çağırdığını, müvekkiline ve müvekkilinin ailesine ağza alınmayacak galiz küfürler ettiğini, hakaretler yağdırdığını 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 200.000 TL maddî, 200.000 TL manevî tazminat, müvekkili lehine 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların sosyal medya üzerinden tanıştıklarını, sonrasında birbirlerini severek birbirlerine bağlandıklarını, bu süreçte tarafların azımsanmayacak kadar çok telefon görüşmesi, mesajlaşma, görüntülü konuşma, izinlerde buluşup vakit geçirme gibi aktivitelerde bulunarak birbirlerini iyice tanıdıklarını, müvekkilinin davacıyı çok sevmesi sebebiyle onunla evlenip yuva kurmak istediğini, ancak davacının bu konuda müvekkilinden daha istekli ve ısrarcı olduğunu, müvekkilinin bir şey dememişken davacı taraf ve ailesinin isteme, nişan, nikah günlerini belirlediklerini, müvekkilinin gayet saf ve temiz duygularla davacıya güvendiğini ve ailesini alarak tüm bu merasimleri gerçekleştirdiğini, müvekkilinin davacıya karşı maddî ve manevî yönden hiçbir kısıtlama yapmadığını, davacının maddî yönden her ihtiyacını karşıladığını, davacıya ihtiyaçları için defalarca para gönderdiğini, müvekkilinin bu konuda kandırıldığını düşündüğünü, bu nedenlerle açılan boşanma davasının reddi ile talep edilen tedbir-yoksulluk, maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine, mahkeme boşanma yönünden karar verilecek ise davacının kusurlu davranışı nedeniyle nafaka ve tazminat taleplerinin reddi ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat talebinin kabulüne, ziynet eşyanın aynen iadesine, eğer bu olmazsa tespit edilecek değerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların 21.08.2019 tarihinde evlendikleri, ortak çocuklarının bulunmadığı, davalının davacıya küfrettiği argo kelimeler kullandığı, davalının ufak şeylerden dolayı kavga çıkardığı, davalının sinirlerine hakim olmadığı, davalının davacıya psikolojik şiddet uyguladığı, davalının davacının arkadaşlarına ve ailesine baskı yaptığı, erkeğin tam kusurlu olduğu 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin ziynet yönünden usulüne uygun açılmış bir davası bulunmadığından bu talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma davası ve fer'îleri ile ziynet alacağı davası yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin harcı yatırılarak usulüne uygun olarak açılmış bir ziynet alacağı ya da bağıştan rücu davası bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince davalı erkeğin cevap dilekçesinde yer alan ve boşanmanın fer'î niteliğinde bulunmayan bu taleple ilgili karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurmak gerekirken kesin hüküm oluşturacak şekilde ret hükmü kurulması usul ve yasaya aykırı olduğu, erkeğin kadının boşanma davası ve fer'î taleplere yönelik istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 bendi uyarınca esastan reddine, erkeğin ziynet alacağı talebi yönünden kurulan ret hükmüne yönelik istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanun'unun 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 4. bendinin hükümden kaldırılmasına, davalının harcı yatırılarak usulüne uygun olarak açılmış bir ziynet alacağı ya da bağıştan rücu davası bulunmadığından bu taleple ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda davacının kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını davacının tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğunu, davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, ayrıca miktarlarının fahiş olduğunu, davacı yararına hükmedilen nafakanın fahiş olduğunu ve kabul edilebilir olmadığını belirterek boşanma davası ve fer'îleri ile ziynet alacağı davasına yönelik olarak hükmün tamamı yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadının boşanma davası şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve erkeğin ziynet alacağı davasında verilen karar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.